ANKARA (İHA) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, CHP'nin Türkiye'nin ikinci sınıf AB üyeliğine karşı çıkmaya devam edeceğini belirterek, Rum gemi ve uçaklarına izin verilmezse müzakerelerin askıya alınacağını söyledi. Baykal, "AB '15 yıl nişanlı kalacağız bu evlilikle biter diye düşünme' diyor. 'Evlilik olmasa bile bizim evin yanında ev tutup seninle ilişkimi sürdüreceğim' diyor. Biz buna sevinemeyiz. Eteklerine zil takıp Avrupa'nın vicdanını rahatlatıyorlar. Sevinenlere mübarek olsun. AB konusunda kolektif bir aldatmaca yaşanıyor" dedi. Baykal, AB'nin tüm isteklerinin kabul edilmesiyle Londra, Zürih diye bir şey kalmayacağını söyledi. Yeni parti arayışını sürdüren ve partiden ayrılanları da eleştiren Baykal, "Eski solcular önce sağcı, sonra yağcı oldular" tepkisini gösterdi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin meclisteki bugünkü grup toplantısında yaptığı konuşmada, son günlerde yaşanan depreme dikkat çekti. Baykal, deprem konusunda ilahi bir uyarı olduğunu belirterek, "İzmir ve Elazığ'da depremler meydana geldi. Bir kez daha hatırlatmalıyım. Marmara'da deprem tehdidine karşı netleşmiş olan deprem planının uygulanmasına geçilmelidir. Bir an evvel uygulamaya geçilmelidir. Dur bakalım, kim öle kim kala diye ülkeyi yönetmek mümkün değildir. Ülkenin sorunlarına etkin ve zamanında çözüm bulmak gerekiyor" diye konuştu. Baykal, AB'nin Türkiye'ye tanıdığı üyeliğin ikinci sınıf üyelik olduğunu belirterek, "Türkiye 42 yıldır AB'ye girme mücadelesi veriyor. Müzakereler başlanacak denildi. Müzakereden önce tarama yapılacak. AB mevzuatının belli bölümleri, Türk mevzuatı ile karşılaştırılarak tamamlanması istenecek. Bize verilen kriterlerin uygulanıp uygulanmadığına ilişkin raporlar hazırlanacak. 35 kez tekrar edilecek. Tarama hazırlığı tamamlandıktan sonra da hemen müzakereye geçilmeyecek. Diyecekler ki, 'Kıbrıs'ta ne yaptınız?' 'Rum kesiminin uçakları ve gemileri geliyor mu?' diye soracaklar. 2006'da denetmenler gelip bakacaklar. 'Fili tanımayı yaptınız, şimdi hukuki tanımaya gerçekleştirin' diyecekler. Bunlar yapılmadığında müzakere süreci askıya alınacak. Tüm bunlar tamamlandığında da varılacak hedef diğer 25 Avrupa ülkelerine uygulanmayan ikinci bir üyelik olacak. Bu gerçeği Türkiye söyleyemiyor. Tam üyelik olacak gibi anlatıyorlar" açıklamasını yaptı.
Bu şekildeki AB sürecine karşı çıkmayı sürdüreceğini kaydeden CHP lideri Baykal, "Gerçek tam üyeliği elde edersek o zaman bayram yapacağız. İkinci sınıf üyeliğe karşıyız. Bunu kendimize layık görmüyoruz. Bunu bize layık görenlere de karşı çıkmaya devam edeceğiz. Ruhban Okulu'nu açarsan, Fırat Dicle'nin ortak kullanımı ile müzakereye başlarız. Müzakere sonunda da bunlar sana yok diyor. Bizde birileri seviniyor. 'AB'de çiftçinize hayat yok. Böyle gelirsen gel kardeşim, suratını da asma. Sana verdiğim seni güldürmeye yeter' diyor" ifadelerini kullandı.
"ETEKLERİNE ZİL TAKIP AVRUPA'NIN VİCDANINI RAHATLATIYORLAR" Deniz Baykal, "Gerçekler ortadayken, AB yolculuğu başladı diye eteklerimize zil takıp, mutluluk sahneleriyle Avrupa'nın vicdanını rahatlatacağız. Açıkça söz verdiği halde, 1999'da tam üyelik vereceğini belirttiği halde, şimdi tam tersini yaparken bundan mutluluk duymamız bekleniyor. Vatandaşımızı, çiftçimizi aldatmanıza izin vermeyeceğiz. Bu engellenmiş, kısıtlanmış, ikinci sınıf üyelik. AB ile nişan kestik. AB, '15 yıl nişanlı kalacağız bu evlilikle biter diye düşünme' diyor. 'Evlilik olmasa bile bizim evin yanında ev tutup seninle ilişkimi sürdüreceğim' diyor. Biz buna sevinemeyiz. Sevinenlere mübarek olsun. AKP'liler çıkıp uçakların, gemilerin gelmesi dünyanın sonu değil ki diyor. Rum kesimini tanımak da dünyanın sonu değil. Türk askerlerinin çekilmesi de dünyanın sonu değil. Bu üslup Avrupa'yı çok mutlu ediyor. Londra, Zürih diye bir şey kalmayacak. Lipponen'in de bulunduğu bir heyetle geçen hafta görüşme yaptım. Heyete, 'Ankara Anlaşması'nı CHP'nin Genel Başkanı İnönü imzalamıştır' dedik. 'Ülkeler resmen Türkiye'ye karşı tavır takınıyor. Bu kabul edilemez' dedik. Lipponen'e, 'Siz bizzat ön şart sunulmayacağını söylediniz. Kıbrıs şimdi ön şart' diye sordum. Bunu sormak muhalefete mi düşmeliydi? Kolektif bir aldatmaca var" şeklinde konuştu.
Baykal, bazılarının AB yüzünden değiştiğini belirterek, "CHP'yi karıştırma, içini karıştırarak güçsüzleştirme. Çünkü CHP doğruyu söylüyor. Doğru söyleyen CHP'yi nasıl etkisizleştireceğiz. Karşısına başkalarını da çıkaracağız. Falan memnun değilmiş. Eski solcular, önce sağcı oldular, sonra yağcı oldular. Eskiden Rusya'ya yağcılık yaparlardı, şimdi AB'ye yağcılık yapıyorlar. Halk kimin ne yaptığını biliyor" diye konuştu.
Baykal, başbakanın kendilerine sermaye ırkçısı demelerini de eleştirerek, "Başbakan bize sermaye ırkçısı dedi. Benim görevim Türkiye'yi pazarlamak dedi. CHP'nin gensorusu mecliste görüşülecek. Daha önceki başbakan Yüce Divan'da hesap veriyor. Kuşadası Limanı ihalesi ve Galataport'ta özel gizli mutabakat var. Türkiye'nin malvarlığını istediğime aktarırım anlayışı hakim. Bunun hesabını soruyoruz diye sermaye ırkçısı diyorlar. Biz sermayenin de, insanın ırkçılığını kabul etmeyen bir anlayışa sahibiz. Irkçılık insanları ayırmak demektir. Bizim anlayışımıza göre, bütün insanlar eşittir" açıklamasında bulundu.
Baykal konuşmasında iki gazeteciye de teşekkür ederek, "İki yazara teşekkür etmek istiyorum. Birisi Fikret Bila, diğeri Erdal Şafak. Fikret Bila bazı balonları yazılarıyla söndürdü. Erdal Şafak önemli bir yazı yazdı. CHP'nin AB'ye karşı olduğunu söylemek vicdansızlıktır dedi" ifadelerini kullandı.