Ankara (AA)- CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'nin, medyasını ve bankasını yabancılara açtığını ifade ederek, "Şimdi vakıflarını ve eğitimini açıyoruz. Bunları yapacaksın, sonra Antalya ve Söğüt'te demir döveceksin, milliyetçi olduğunu göstereceksin. Gülünçtür, gülünç..." dedi.
Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Baykal, Lozan Anlaşması'na göre, Türkiye'deki azınlık konumundakilerin, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bütün haklarına sahip olduğunu belirterek, sorunun, azınlık düşmanlığı değil, azınlık cemaati şeklindeki konumu yaygınlaştırıp yaygınlaştırmama olduğunu kaydetti.
Baykal, Hükümetin, Vakıflar Yasa Tasarısı ile vakıfların mülkiyet sorununa çözüm getirmekle yetinmediğini, Türkiye'ye yeni vakıf anlayışını dayattığını savundu.
Tasarı ile vakıf kurmanın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının uğraşısı olmaktan çıktığını, yabancıların da vakıf kurabileceğini söyleyen Baykal, sınırsız mülk ve toprak sahibi olabileceğini, dışarıdan yardım alabileceğini, ticaret yapabileceğini ifade etti Bunları, "Türkiye'ye yönelik tuzak" olarak değerlendiren Baykal, Türkiye'de vakıf hukuku bulunduğunu, şu anda değiştirilmesine gerek olmadığını söyledi.
Avrupa'da bankaların yüzde 30'undan fazlasının yabancıların eline geçmesine izin verilmediğine dikkati çeken Baykal, "Yani bankaları, vakıfları, eğitimi açacağız, parası olan gelecek, Türkiye'yi parmağında oynatacak, har vurup harman savuracak" diye konuştu.
Baykal, 301. madde konusunun doğru perspektife oturtulmasının sağlanması için hangi ülkede ne şekilde uygulandığının iyi bilinmesi gerektiğini savundu.Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni kabul eden ülkelerde kendi ulusunu aşağılayıcı hareketlerin suç sayıldığını belirten Baykal, "Fikir ve düşünce özgürlüğüyle hakaret ve tezyif bir araya gelebilir mi? Hakaret ve tezyifin cezalandırılması, düşünce özgürlüğünün kısıtlanması anlamına gelir mi? Düşünce özgürlüğü ile hakaretin tanımları çok açık. Bunu ayırmakta niye tereddüt gösteriyorsunuz?" diye sordu.
Bir süre önce yaşanan karikatür krizini anımsatan Baykal, tüm dünyanın tepkisi karşısında Danimarka yetkililerinin, "fikir özgürlüğünü" gerekçe gösterdiğini söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 301. madde konusunda "Gerekirse değiştiririz" diyerek, muhalefetle birlikte hareket edeceklerini söylediğini belirten Baykal, CHP'nin, dokunulmazlıkların kaldırılmasını anımsatması üzerine Başbakan'ın, CHP'ye "Pazarlıkçı" diye hitap ettiğini ifade etti.
Baykal, şöyle devam etti:
"Düşünce özgürlüğü, AB uygulaması gereği düzenlendi. AB locaları tehdit ve baskıyı harekete geçirince, gördüler ki Başbakan titremeye başladı. 'Gerekirse değiştiririz' diyor. Değişmesi gerekiyor mu gerekmiyor mu bunu sen söyle."
301. maddenin değiştirilmesi için AK Parti'nin gerekli sayısal çoğunluğu bulunduğunu kaydeden Baykal, "Başbakan, 'Muhalefetle görüşür, gerekirse değiştiririz' diyor. Sayısal çoğunluğun var, muhalefetten niye destek istiyorsun? Cevabım açıktır; başka kapıya... CHP'den bu konuda yardım bekleme" diye konuştu.