ANKARA (İHA) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hükümeti YÖK Yasa Tasarısı konusunda eleştirerek, "Eğer fıkıh okuyan, tefsir okuyan, kelam okuyan, hadis okuyan ve Arapça öğrenen gençler Türkiye'nin geleceğini daha ileriye götürecekse, o zaman bütün eğitim sistemimizde bu dersleri zorunlu yapalım" dedi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasına, yarın kutlanacak olan 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'nı değerlendirerek başladı. 19 Mayıs 1919'un başlattığı sonuçla 23 Nisan 1920'de TBMM'nin açıldığını, TBMM'nin orduyu kurduğunu ve kurtuluş savaşı verdiğini belirten Baykal, "Mustafa Kemal halkı ikna etmeye yönelen, halka dayanan, halka götüreceği projeyi açıkça ortaya koyan ve bu projesinin gereğini toplumun her kesimine taşıyıp onları ikna ederek onların desteğini alarak uygulamaya sokarak çağdaş, modern sivil ve demokratik bir siyaset anlayışını yürürlüğe koymuştur" dedi.
Baykal, konuşmasında, Hatay'da yaşanan sel felaketine de değindi. Uzun yıllardan beri Anadolu coğrafyasında bulunulmasına rağmen doğal afetlerin bir türlü önlenemediğini ve artık günlük takvimsel olaylar gibi bu afetlerin görüldüğünü söyleyen Baykal, Hatay'daki sel felaketini, "İhmal faciasıyla bir kez daha karşı karşıyayız" diye değerlendirdi. DSİ'yi de eleştiren Baykal, bu kurumun yatırım yapıp bu tür felaketleri önleyeceğine 'vur patlasın çal oynasın' anlayışı içinde, konser düzenleyen bir kurum haline geldiğini de iddia etti.
Hükümetin ekonomik politikasını da eleştiren Baykal, özellikle son yapılan akaryakıt fiyatlarından dolayı hükümetin ekonomi politikasını yönetemediğinin bir kez daha ortaya çıktığını ifade etti.
Hükümetin dayatmasıyla YÖK Yasası'nın çıkarıldığını, bu yüzden 2 milyon öğrenci ve ailesinin mağdur edildiğini söyleyen Baykal, bugün hükümetin ve AK Parti kanadının 'Türkiye'deki son sınav değil' diyerek yasanın Cumhurbaşkanı'ndan dönmesini önemsemeyen bir tavır içinde olduğunu söyleyerek, "Sınavda en iyi sonucu alabilmek için varını yoğunu feda etmiş gençler ve aileleri karşısındaki bu vurdumduymaz tavrını da protesto ediyorum" dedi. Hükümetin bu tavrını protesto ettiğini açık bir dille belirten Baykal, "O zaman niye ısrar ediyordunuz? Olsa da olur olmazasa da olur. Bir yandan takip edecekler, şimdi olmazsa daha sonra yapacaklar. Bu yasanın neyin yapılması istendiği anlaşılmıştır" ifadelerini kullandı.
Baykal, yasanın neden çıkarıldığının anlaşıldığını ve herkes tarafından kabul edildiğini de söyleyerek, bu yasada hükümetin ısrar etme amacının imam hatipli savcılar, kaymakamlar valiler olduğunu söyledi. İmam hatiplerde fıkıh, hadis, kelam, Arapça gibi derslerin okutulduğunu, bunların 15-20 sene sonra Türkiye'yi iyi bir noktaya taşıyacaksa diğer liselerde de bu derslerin okutulmasını istediklerini söyledi. Baykal, "Ortada tek bir amaç vardır o da Türkiye'de genel liselerin dışında özel eğitim almış bazı okulları Türkiye'de kritik noktalara adam yetiştirecek üniversitelere öğrenci mezunu haline getirmek. Hepsinin getireceği nokta şudur. Kimi vali olacak kimi kaymakam olacak, kimi Anayasa Mahkemesi'ne, Yargıtay'a, Danıştay'a, savcı olacak, yargıç olacak. Kimi gençlerimizi emanet edeceğimiz öğretmen olacak, öğretmen okullarının yöneticisi olacak, eğitim sistemimizi kime emanet edeceğiz. Türkiye'de genel liselerin kendine göre bir eğitim programı vardır. Bunların yanında başka bir eğitim düzeni içinde yetiştirilmiş olan insanların da yer alması isteği, çabası bunu gereklerini yerine getirme mücadelesi sürdürülmektedir. Eğer fıkıh okuyan, tefsir okuyan kelam okuyan, hadis okuyan ve Arapça öğrenen gençler Türkiye'nin geleceğini daha ileriye götürecekse o zaman bütün eğitim sistemimizde bu dersleri zorunlu yapalım" dedi.
Baykal konuşmasında bugün TBMM'de ele alınacak ve yargıçların hakimlerin maaşına ortalama yüzde 5'lik zam getiren yasa tasarısı ile ilgili gönlünün bu yasanın Meclis'e gelmemesinden yana olduğunu ifade etti. Yargıçlara verilen bu zammın çok az ve üzüntü verici olduğunu belirten Baykal, "Her işin başı yargı" dedi ve bu zam oranın düzeltilmesi için gerekli değişiklik öngergelerini vereceklerine işaret etti.
Baykal konuşmasında, Irak'taki belirsizliğin sürdüğünü de söyleyerek, "Böyle bir ortamda böyle bir coğrafyada ihtiyacın ne olduğu açıkça görülürken, yeni askeri altyapı geliştirme çabalarının bu bölgede daha ileri bir askeri angajmana sürükleyecek yaklaşımların ortaya atılması ihtimaline karşı ülkeyi yönetenlerin fevkalade dikkatli olması lazım" ifadelerini kullandı.
Baykal, bu cografya ile ilgili Türkiye'nin fevkalade önemli davranması gerekliliğini vurgulayarak, Haziran ayında İstanbul'da toplanacak NATO Konseyi toplatısında bu konuya özel dikkat çekilmesini de istedi. Baykal, "Umut ediyoruz Türkiye'nin NATO'nun ötesinde ikili ilişkileri dayalı olarak Türkiye'nin bu bölgede daha yanlış bir strateji etrafında, yanlış olduğu yaşanarak görülmüş bir strateji etrafında daha ileri yükümlülüklere sürüklenmesi fevkalade yanlış olur" ifadelerini kullandı.