ANKARA (İHA) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, sözde Ermeni soykırımı iddialarıyla ilgili Türkiye'ye karşı yapılan baskıya boyun eğilmemesini isteyerek, bu konuda siyasal ve tarihsel süreç de dahil her alanda mücadele edilmesi gerektiğini belirtti ve özellikle Avrupa'da yaşayan 4 milyonu aşkın Türk'ün Ermeni diasporası karşısında Türk diasporası gibi etkinliklerde bulunmaya çağırdı.
CHP Grubu TBMM'de toplandı. Genel Başkan Deniz Baykal parti grubunda yaptığı konuşmada, özellikle son günlerde daha da ağırlık kazanın sözde Ermeni soykırımı iddiaları ve bunlara karşı yapılacak çalışmalara değindi. 24 Nisan'da sözde Ermeni Soykırımı konusunda Türkiye'nin kuşatılmışlığının ve dışlanmışlığının ortaya konulduğunu kaydeden Baykal, "Son zamanlarda birlikte bir girişim yaptık. 'Tarih konuşsun' dedik. 'Bu hukuk ve tarih problemidir' dedik. Tarihten kopuk bir biçimde Türkiye'yi suçlamanın anlamsız olduğunu ortaya koyduk. Olayın siyasal boyutunun da ele alınması gerekiyor. Karşı taraf bütün lobilerini, medya egemenliğini, siyasi yönünü kullanıyor" dedi.
ASALA'nın gerçekleştirdiği terör olaylarının dahi dünyaya anlatılamadığını kaydeden Baykal, bu konuda ciddi ve kararlı bir tavır takınılması, haksızlıkların dile getirilmesi gerektiğini ifade etti.
Baykal, şöyle konuştu:
"Polonya'da karar çıkıyor. Hükümetin haberi bile yok. Hiçbir şekilde tedbir alınması gereği duyulmuyor. Başbakan, resepsiyonda Büyükelçi'yle karşılaşıp üzüntülerine ifade ediyor. Bu konularda zafiyet görüyorum. Belçika'da bir kanun teklifi parlamentoya sunuldu. Meclis'ten geçti. Senato'dan da geçecek. Bu kanun, Fransa'da çıkmış olan kanun gibi 'Ermeni Soykırımı yoktur' denilmesine hapis cezası getiriyor. Biz sessiz kalıyoruz. Olay siyasal konjektürden destek alıyor. 1915'te yaşanmış olayları, 2005'te keşfediyorlar. Yeni bir belge mi ortaya çıktı? Niye şimdi kalkıyorsunuz?"
Özelikle Avrupa ülkelerinde 4 milyonu aşkın Türk vatandaşının yaşadığına dikkat çeken CHP lideri, "Türk diasporası gibi etkinlikler sergilenmeli" diye konuştu.
Ekonomik ve sosyal verilerin güvenilirliği konusunda ciddi şüpheler ortaya çıktığını da dile getiren Baykal, bunun kaygı verici olduğunu söyledi. Baykal, ilgili hesaplama yöntemlerinde değişiklikler ortaya çıktığını, tarihlerin değişmeye başladığını, işsizlik rakamlarının ölçülmesi açısından önem taşıyan hane halkı istatistikleriyle ilgili olarak da tartışmalar başladığını, DİE istatistikleri konusunda ciddi şüpheler oluştuğunu vurguladı.
Van'daki 100. Yıl Üniversitesi Rektörü Ayşe Yüksel'in, "13 bin öğrencimiz var. Sadece 100 kişi 3 öğün yemek yiyebiliyor. Geri kalanın öğünleri poğaçayla geçiştiriliyor. Bin öğrenciye ücretsiz yemek verebiliyoruz. Geri kalan öğrenciler fiyatı 1 milyon lira olan öğlen yemeğini yiyemiyorlar" dediğini hatırlatan Baykal, Türkiye'deki manzaranın bu olduğunu belirtti.
Baykal, Erdemir'in blok olarak satılmasına da karşı çıkarak, Erdemir'in satıldığında rakiplerinin eline geçeceğini söyledi. Erdemir'de zarar ve yük olmadığını, Türkiye'de her kesimin bu satışa karşı olduğunu belirten Baykal, "Birisi bize Erdemir'i mutlaka satmak lazım, gerekçe bu dese de biz de anlasak. Erdemir'i, Tüpraş'ı, Dicle'yi de, Fırat'ı da satalım bari. Onu sat, bunu sat. Kardeşim bir şey de yap. Bir bacayı da tüttürüver" dedi.
Baykal, dosta düşmana karşı Türkiye'nin itilip kakılamayacağının herkese gösterileceğini, önüne gelenin Türkiye'yi suçlamayacağının herkese gösterileceğini belirtti.
Baykal, 18 işçinin öldüğü Grizu patlaması olayına değinerek, önlem alınmamasını eleştirdi. Kaza ihtimaline karşı kurtarma önlemlerinin alınmamış olduğunu kaydeden Baykal, "Bu ülkede Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yok mu? Bu vurdumduymazlık kabul edilemez. Olay bitti kapandı. Şimdi yenisini bekliyoruz. Hükümeti, bu konuda sorumluluklarının gereğini yapmaya çağırıyorum" dedi. Bu arada CHP Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım, grup toplantısına maden işçilerinin giydikleri baretle geldi. Yıldırım, Erdemir'in satışına karşı çıktığını, bu şekilde ifade ettiğini belirtti. CHP Adalet komisyonu üyesi Orhan Eraslan ise CHP'li Mehmet Yıldız hakkında düzenlenen fezlekenin gerçeklerle bağdaşmadığını ifade etti.