(AA)Ankara - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Ergenekon" davasındaki ikinci iddianamenin de "çok problemi, çok ciddi zafiyetleri olduğunu" savunarak,
"Mafyalaşmayla darbeyi, terörle mücadeleyle mafyalaşmayı, terörle mücadeleyle darbeyi, gerçekte olmadığı halde bağlantılıymış, öyleymiş gibi göstererek bunun
üzerine bir miktar da hesaplaşma duygusunu eklediğiniz zaman işte ortaya bugünkü yargılama çıkıyor" dedi.
Baykal, Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, 29 Mart yerel seçim kampanyasının şimdiye kadar alışık olunmadığı şekilde geçtiğini ifade
etti.Kampanyanın bütün illere taşınmasının çok sık rastlanan bir durum olmadığını belirten Baykal, "Bu defa niye böyle oldu? Bu defa Sayın Başbakan bu
tercihi yaptı" dedi.1.5 ayın hükümet tarafından seçim meydanlarında kullanıldığını, oysaki Türkiye'nin çok önemli problemlerinin bulunduğu ifade eden Baykal, seçim
kampanyalarında "ekonomik kriz ve yolsuzluklar" konusunu vatandaşlara anlatmaya çalıştıklarını belirtti. Baykal, şunları söyledi:"Seçim kampanyasından icraat çıkmıştır. Kampanyanın içinde ekonomik kriz ile ilgili tedbir söke söke alınmıştır. CHP'nin kampanyada izlediği politika somut bir çözüme yol açmıştır. Geç kalınmıştır, ama o kampanya sayesinde Hükümet köşeye sıkıştığını hissetmiş ve 'teğet geçti' dediği krizi kabul etmek, CHP'nin önerileri doğrultusunda adım atmak durumunda kalmıştır.
Sayın Başbakan önerilerimiz için 'uygulamazsam siyasi hayatımı bırakırım' diyordu. Artık uygulamaya başladığına göre siyasi hayatını bırakmasına gerek yoktur. Böyle bir uzlaşma sağlanabilmiştir."Bir gazetecinin, "sandıktan başka çare yok' açıklamanız ile iddianamedeki darbe iddiaları aynı döneme rastlıyor. Bu açıklamanız bir duyuma mı dayalıydı?" sorusu üzerine, Baykal şunları kaydetti:"Özel istihbarata dayalı bir değerlendirme olmadığını söylemeliyim. Siyaset adamları içinde bulundukları ortamın gereklerini, o ortamda kendisini gösteren anlayışları, eğilimleri bilinçli ya da bilinçsiz olarak değerlendirirler. Sözlerine, açıklamalarına, toplumun içinde iklim, ruh hali yansır. Ben Türkiye'de siyasetin artık tartışma götürmez biçimde çağdaş demokratik anlayış temelinde yürütülmesi gerektiğine inanıyorum. Fakat seçim ve
sandık temeli demokrasiyi güvence altına almaya yetmiyor. Seçim her yerde var. Tek parti döneminde, Orta Doğu'daki ülkelerin her birinde var. Hitler seçimle
geldi. Seçim ve sandık artık demokrasiyi güvence altına almıyor. Demokrasiyi askeri darbe tehditleri karşısında sahiplenmek güzel bir şey, ama demokrasiyi
iktidarın içinden kaynaklanan, demokrasiye sığmayan uygulamalarla, dayatmalarla, şantajlarla, devlet olanaklarını kullanmakla, para kullanmakla, tehditle
tehlikeye maruz bırakmak, o da başka bir demokrasi tehdidi. Türkiye şimdi bu yeni demokrasi tehdidini kavramak ve buna karşı tedbir almak zorundadır. Efendim
'asker müdahale etmesin başka problem yok.' Sen de etme kardeşim sen etme. İktidar olarak, idare olarak etme, parayla etme."Basın özgürlüğü konusunda geriye gidişin söz konusu olduğunu savunan Baykal, " AB Komisyonu Başkanı dün Cumhurbaşkanımıza basın özgürlüğünün önemini anlatıyor. Ne kadar şaşırtıcı bir manzara, üzüntü verici bir tablo. Türkiye basın özgürlüğü dersi almayı hak eden bir ülke mi?" dedi.