Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, afet riski taşıyan alanların dönüşümünü öngören yasa tasarısına karşı muhalefetin getirdiği rant suçlamalarına cevap verdi. Bayraktar, "Rant kelimesini buraya yakıştırmak, sokuşturmak bize yapılacak en büyük haksızlık. İşin önüne koyulacak en büyük takoz, tekerine sokulacak en büyük çomaktır. Ülkenin salaş yapılardan kurtulmasına, şehirlerin güzelleşmesine yönelik bir çalışmaya daha başlamadan böyle ibareleri kullanmak en önemlisi millete haksızlıktır." dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar, Türkiye Deprem Vakfı ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) tarafından tertip edilen Deprem Zirvesi 2012'ye katıldı. Burada öğretim üyelerine, mimar ve mühendislere hitap eden Bayraktar, "Türkiye'nin 100 senelik tarihine baktığımızda 90 senede can ve mal kaybının olduğu depremlerle karşı karşıya kaldık. 1999'da meydana gelen Marmara depreminin ardından Doğu Anadolu illerinde son olarak Van'da afetlere tanık olduk. Depremin ardından ahlanıp vahlanıyoruz, dövünüyoruz ama Türkiye'de yapı stoğunun afetlere duyarlı hale gelmesi, depreme dayanıklı bina üretimi adına gerekeni yapamadık." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin şehirleşmesinin, yapılaşmasının kontrolden çıktığından yakınan Bayraktar, şöyle devam etti:
"Gecekondu yapana yasal müeyyideleri tam olarak uygulayamadık. Bizim de zaaflarımız oldu. Gelinen aşamada göçler, İstanbul'u alabildiğine bozdu. Masum gecekondu yapısı çok katlı kaçak yapılar haline geldi. Şu an en fazla kaçak yapı İstanbul'da var.Ar Artık yapılar depreme dayanıklı hale getirilmelidir. Bunu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak sivil toplum örgütleri, odalar ve üniversiteler ile bir araya gelerek yapabiliriz. Türkiye'nin Gayri Safi Milli Hasılası 800 milyar doları aştı. Özel sektör güçlendi, eğitimli beşer oranı arttı. Buna mukabil toplam konut stoğumuz 20 milyon civarında. Onun büyük bölümünün sıhhatli olmadığı ortada. 25 bin kilometre deprem aksı, fay aksı şehirlerimizin altında; İstanbul'un, Kocaeli'nin, Bolu'nun, Bingöl'ün ve Van'ın altında."
Bayraktar, depreme dayanıklı konutlarda Japonya, California ve New Orleans'ın konumuna gelinmesi adına Afet Riskli Alanların Dönüştürülmesi isimli yasayı yapacaklarını ifade etti. Bununla depreme, sele, heyelana ve çığa karşı güçlü binalar oluşturulacağını dile getirdi.
Türkiye Deprem Vakfı ve Doğal Afetler Sigorta Kurumu (DASK)'na afetle mücadelede gereken yardımları yapacaklarını anlatan Çevre ve Şehircilik Bakanı, şöyle devam etti:
"Maddi bakımdan bunlarla yardımlaşma içinde olacağız. Bu, hayati bir konu. Radikal bir yasa çıkarmayı temenni ediyoruz. Biz, ayakta kalamayacak binaları yıkma durumundayız. Şu an, idare mahkemeleri durdurma kararı almasın diye yasa yoluna başvurduk. Ama toplumun bütün katmanları yanımızda olmalı. Bizler, bu kötü yapı stoğunu birlikte yaptık. Ben, inşaat mühendisiyim sorumluluğum var, hukukçunun yok mu, siyasilerin yok mu onların da sorumluluğu var, mimarın da var. Tabii gecekondu yapanın da var. Bir araya gelip afet riski bulunan binalardan Türkiye'yi kurtarma işini başlatmalıyız. Bu tek afet dönüşümü değil. Bununla şehirlerin görünümü daha iyi olacak. Yeşil alanlar oluşacak. Yeni hayat alanları oluşacak, refah ve mutluluk artacak. Refah ve mutluluk sadece milli geliri artırmakla olmuyor. Evet, refah toplumu için 20 milyona yakın hane stoğunun yarıya yakınıdan İstanbul'u, Marmara'yı ve Türkiye'yi arındırma mecburiyetindeyiz."
Erdoğan Bayraktar, yasa yürürlüğe girdikten sonra teknik üniversiteler ile afet dönüşümünün başlatılması gerektiğini belirtirken, "Bunun için ciddi kaynak gerekiyor. Bireyler şu an dönüşüme açık görünüyor ama canından daha çok 'gecekonduyu veririm ama nasıl 2-3 daire fazla alırım' hesabını yapıyor. Bundan kurtulunmalı. Rant kelimesini buraya yakıştırma, sokuşturma bize yapılacak en büyük haksızlık. Koyulacak en büyük takoz, tekere sokulacak en büyük çomaktır. " yorumunu yaptı.
Bayraktar, Türkiye'nin salaş yapılardan kurulması, şehirlerin güzelleşmesi adına yapılan faaliyetler için yapılan suçlamaları ise millete haksızlık olarak değerlendirdi.
Afet riski taşıyan alanların dönüşümünü öngören yasasının insan odaklı olacağını Bayraktar, kanuna dair şu açıklamalarda bulundu:
"Bu çerçevede konut malikleri, 90'lardan evvel yapılan binaları teknik heyete denetletecekler. Eğer bina ya da ev depreme dayanıklı değilse 'kendin yık' diyeceğiz. Tüm imkanlarımızı kllanıp gereken katkıları yapacağız. Ama sakat binaya bakılmıyor, yıkılmıyorsa devreye girip her şeyi kendimiz yapacağız. Yıktıktan sonra bina ya da daire maliklerine arsa bırakıyoruz. Tasarruf onlara ait. Katıları ya da daireleri varsa hisse olarak onlara dönecek. 3'te 2 çoğunluk oluştuğu takdirde geri kalan 3'te 1 hisseyi alıp tasarruflarına sunacağız. Türkiye'nin şartlarına uygun, basit pratik vatandaşı kucaklayan, açık gözlere fırsatçılık eylemini engelleyen bir yasa yaptık. Bu 4 senelik bir çalışma ama Van depremi bunu tetikledi. Onu şu an, tasarı haline getirdik, komisyona sunduk. umuyorm TBMM'den de geçecek."
Bayraktar, Türkiye'yi salaş, kaçak yapılardan kurtaracaklarını, 2,5,10, 20 senelik periyortlar halinde ortadan kaldıracaklarını sözlerine ekledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz