Öncelikle tontiş nenelerimizi, aile büyüklerimizi kırmayı hiç istemeyiz... Ama kilo almak, gereğinden fazla yemek, tüketmek de istemiyoruz. Siz en iyisi sofraya oturur oturmaz 'nenecim/teyzecim sen otur, servisi ben yaparım' diye ısrar edin! Herkese servis yaparken kendinize küçük porsiyonlar koyun ve böylece hem masada bulunan her şeyden tatmış olursunuz hem de 'aaa hiçbir şey yemedin!' sitemlerinden kurtulmuş olursunuz!
Gittiğiniz her yerde ( ki bu sabahın köründe başlayan ziyaretlerle başlar akşama kadar devam eder) mutlaka tatlı, şeker, çikolata ikram edilir. Artık yiyemeyecek kadar tiksindiğiniz noktada, reddedemiyorsanız yalana başvurursunuz. 'Sevmiyorum'. Tabii bunu da hemen ''İnsan tatlı sevmez mı?'' ya da ''Çok yedin şimdi de almaya utanıyorsun di mi seni hınzııır'' şeklinde anlayacaklarından siz en iyisi madem yalana başvurdunuz daha güzel ve kalitelisini söyleyin. ''Şeker bana dokunuyormuş, doktor kesinlikle yasakladı''. diyerek söyleyin. Böylece ısrarları üzerinizden kolayca savuşturabilirsiniz. Şeker hakkında söylediğiniz yalanı ''Nen var kuzum?' diye irdelemek isteyeceklerdir. Bunun için de yalanı söyler söylemez dikkatleri başka yere çekmelisiniz. ''Tatlı yasak ama bir çayınızı da içer kalkarım''.
Tamam, kesinlikle bizim kötülüğümüzü istemiyorlar bunu zaten biliyoruz. Eski topraklar etli butlu insanı sağlıklı insan, varlıklı insan diye biliyor bunu da biliyoruz. Ama bilmediğimiz, bilemediğimiz bir şey var ki çoğumuzu üzüp, kalbini bile kırıyor! ''Yemek yesen bir yerlerinden belli olurdu zaten!'', ''Dal gibi kurumuş solmuşsun!'', ''Kendine iyi bakamıyorsun şu hale bak zargana gibisin''. Ahh nenecim ah! Zayıfız ama sağlıklıyız keşke anlasanız...
Neyse, gelelim bu sözleri nasıl savuşturacağımıza... Sözlerinin bitmesini sakince bekleyin. Sonra da en samimi gülümsemenizle ''Aslında haklısınız ama benim bünyem böyleymiş. Aşırı yediğim halde hemen eritiyormuşum.''
Ve devam edin;
''Zaten her şey harika görünüyor, mis gibi, çeşit çeşit. Şimdi birinden çok yesem diğerini yiyemeyeceğim. Aklım kalacak sonra. En iyisi hepsinden birer kaşık alayım ben!.''
Sanıyorlar ki mideniz ekmek yüzünden şişti, onun yüzünden doydunuz... 'Doydum' dediğiniz de derhal 'ekmeksiz ye' diye diretmeye devam ediyorlar. Onlara midenizde sorun olduğunu, ekmek yemediğiniz takdirde midenizin ağrıdığını ve bulandığını söyleyin. Susacaklardır.
Sofrada sizinle beraber bir başka yaşıtınız varsa yandınız! Hemen size o kişi örnek gösterilecek, onun ne kadar çok yemek yediğinden, sizin hala bir tabağını bitiremediğinizden şikayet edilecek... Burada yapmanız gereken bir an önce yaşıtınız kişiye imalarda bulunmak ya da açık açık söylemek!
'Tuba sen de amma yedin canım ya. Sonra yok göbeğim çıktı, yok basenim var diye ağlama.'
İşte bu cümle sayesinde kimse size örnek gösterilmeyecektir!
Bazılarımız yemek konusunda seçiciyizdir. Ama illa ısrar edildiğinde de karşımızdaki insanı kırmamak için çiğ yumurta olsa yeriz. Mesela ben çocukken biber dolmalarının dışını yemez, içini severdim. Ablam da etlerin yağlarını yemez ben yerdim. İşte o anlarda büyüklerimiz neresini yemiyorsak orası için 'en sağlıklı yeri' demeyi ihmal etmiyorlar. Öyle bir durumda derhal ''Bende gaz yapıyor'' deyin.
Ya da çocukken yaptığım gibi şaka yollu sağlıklı denilen yeri büyüğünüzün tabağına koyun ve ''Sağlığı benden alsın sana versin nenecim. Al bak sen ye.'' deyiverin.