İngiltere’de yapılan bir araştırma, her 10 kişiden 6’sının bar, restoran gibi kapalı alanlarda maske takmadığını ortaya çıkardı. Araştırmaya göre insanların %50înden azı alışverişe giderken maske takıyor ve sadece %16’sı gün içinde maskesini çıkarmıyor.
Araştırmalar, maske takmanın ikinci bir dalgayı önleyeceğini iddia ederken, bazı insanlar neden maske takmak konusunda bu kadar isteksiz?
Bunun en büyük nedenlerinden biri, insanların pandemi süresince alışkanlıklarını değiştirmek konusunda yeterince istekli olmayışları.
Chelsea Psikoloji Kliniği kurucusu ve psikolojik danışman Dr. Elena Touroni “Kurallara uyma eğiliminde olan biriyseniz, yüz maskesi kuralına uyum sağlamaya hazırsınızdır. Maske takmak ayrıca Covid-19’u kendiniz ve sevdikleriniz için tehdit olarak görüp görmediğinize göre değişiyor. Örneğin birçok insan, sevdiklerini korumak için maske takıyor. Fakat Covid-19’u bir tehdit olarak görmeyen, doğası gereği asi olan biri maske takmayı baskı olarak görebiliyor. Bu fikirlerin kombinasyonu, maske takmaya karşı bir direnç oluşturuyor” dedi.
İngiltere’deki araştırma sonuçları Touroni’nin açıklamalarını bir dereceye kadar destekliyor. Araştırmanın sonuçlarına göre, İngiltere’de insanların 3’te 1’i, maskenin kendisini korumadığına inanırken, %13’ü maske takmayı anlamsız buluyor. Araştırmanın bir diğer sonucu ise, bazı insanların maske takmayı utanç verici bulduğu.
İngiltere’de trend analizleri yapan Canvas8 adlı ajansın direktörü Alex Quicho ise insanlarda maske takma zorunluluğunu, özgürlük ve haklara yönelik şiddet olarak görmek gibi bir eğilim olduğunu belirtti.
Quicho, bu tür zorunlulukların insanları bir ömür boyu iktidarın baskısına hazırladığını söyleyen fikirlerin WhatsApp mesajlarıyla dolaşıma sokulduğunu belirterek, toplumsal cinsiyete dayalı davranışlara dikkat çekti ve “Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi tarafından yapılan bir çalışma erkeklerin Covid-19’dan ciddi şekilde etkileneceklerine olan inancın düşük olduğunu ve maske takmanın erkekler için zayıflık belirtisi olarak algılandığını ortaya çıkardı” dedi.
Maske kullanımı konusunda sağlık personelleri arasında da kimi tartışmalar yaşanıyor. Bu durum, insanlarda kafa karışıklığına neden oluyor. Yazar ve psikolog Andrew Bridgewater “Maske kullanımı konusunda çelişkili tavsiyeler, insanların aklını karıştırdı. Maske takmak, virüs kapma riskini azaltmaktan ziyade, virüsü başkalarına bulaştırmamakla ilgilidir. Dolayısıyla bu bir fedakarlık eylemidir” dedi.
Maskenin yüz ifadelerini görmeyi zorlaştıran konumu da, bu isteksizliği artırıyor. Araştırma, katılımcıların yarısından fazlasının başka insanların gülümsemelerini görmeyi tercih ettiğini ortaya çıkarırken, katılımcıların %17’si iletişimden endişe ettiğini, %14’ü ise yüz ifadelerini okumakta zorlandıklarını belirtti.
Maske konusundaki kafa karışıklığının bir diğer nedeni de pandeminin başlangıç dönemine dayanıyor. Birçok ülkede, doktor ve sağlık görevlileri için koruyucu ekipman tedariği konusunda yaşanan kaygılar sonucu, halka maske takmamaları söylenmişti. Alex Quicho “Daha sonra aksi söylenese de, halk bu mesajı özümsedi. Bu da onaylama da önyargılara yol açtı. İnsanlar var olan inançların ışığında maske takıp takmamaya karar verdi ve yerleşik görüşü destekleyecek bilgilere inanma eğilimi gösterdi” dedi.
Quicho, maskenin sosyal politik bir konumu olduğuna da dikkat çekerek “Maske takanlar, bunu bir fedakarlık eylemi olarak görürken, maska takmayanlar bunu anti-otoriter bir dayanışma biçimi olarak görüyor” dedi.