Bdp Genel Başkanı Demirtaş Ağrı’da

AĞRI (İHA) – Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İmralı’ya gidecek milletvekili isimlerinin belirlenmesi sürecini eleştirerek, “Bizde isim önemli değil. Bizim her vekilimiz İmralı’ya gidecek güçte ve yetenektedir” dedi.

BDP Ağrı 2. Olağan Kongresi Kutlu Aktaş Spor Salonu’nda yapıldı. Kongreye; BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP Ağrı Milletvekili Halil Aksoy, BDP PM üyesi Murat Öztürk, BDP’li belediye başkanları ile il ve ilçe örgütü yöneticileri katıldı.

Sık sık “Biji Serok Apo” sloganlarının atıldığı kongrede divan üyeleri tarafından yapılan konuşmalarda, Paris’te öldürülen 3 PKK'lının faillerin bir an önce bulunması istendi.

Divan üyelerinin ardından konuşan BDP Ağrı Milletvekili Halil Aksoy, Türkiye’nin en büyük sorununun Kürt sorunu olduğunu, bu problemin uluslararası bir boyuta taşındığını belirtti. Şimdiye kadar Kürt sorununda izlenen yolların artık bir tarafa bırakılması gerektiğinin altını çizen Aksoy, “Kürt halkı artık statü istiyor. Statüsüz ve özgürlüksüz bir yaşamı asla kabul etmeyeceğiz. Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü Kürt halkı istiyor. 3 milyon kişi Sayın Abdullah Öcalan’ın iradesidir. Artık Kürt ve Türk analarının gözyaşları dinsin. Yıllardır sürdürülen bu savaş son bulsun. Eğer barış dili konuşacaksak yapılan operasyonlar derhal son bulmalıdır. Barış ancak operasyonların durması ile gerçekleşecektir” ifadelerini kullandı.

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da özellikle Ağrı’daki belli başlı ailelere seslendiğini belirterek, “Kürtlerin başına ne geldiyse birbirine düşmanlıktan geldi. Bizi birbirimize düşürdükleri için bizi parçaladılar. Şeyh Said yola çıktığında halk arkasında olsaydı başarırdık. Bazı aşiret ve aileler onu yalnız bıraktı. Halen bunlardan ders çıkarmayan Kürt aileleri ve siyasetçileri var. Gelin Kürt halkının yanında yer alın ve hep beraber Ağrı’yı kalkındıralım. Yeni bir süreçten bahsediliyor. Her şeyi çözecek güç halktan geliyor. Artık biz Ağrı halkı kendini yönetsin istiyoruz. Biz bölge meclislerinin kurulmasını istiyoruz. Eğer bu isteklerimiz oluşursa Ağrı iki yılda en cazip turizm merkezi haline gelir. Bunları iktidarın insafına bırakırsak makarna veriyor. Yeni barış süreci deniliyorsa bu beklenti ve taleplerimizle çözüm sürecinin içinde olacağız. En fazla iki hafta içinde süreç netleşecektir. AKP’nin yapmak istediğini göreceğiz. Yıllardır barış istedik diye bize hakaretler edildi. Tutuklandık veya yok edildik” iddialarında bulundu.

İmralı sürecinde hükümeti eleştiren Demirtaş, bu süreçte geri adım olmayacağını belirterek, “14 yıl önce Sayın Öcalan Türkiye’ye getirildiğinde bu adımları atsaydınız bu kadar asker ve gerilla yaşamını yitirmezdi. Şu noktada dikkatli olmamız lazım. Partimizden açıklama yapılmadıkça AKP’nin açıklamalarına kanmayın. Biz bu süreci ilerletmek istemiyoruz. Bizde isim de önemli değil. Bizim her vekilimiz İmralı’ya gidecek güçte ve yetenektedir. Ortada bir kriz falan yoktur. Krizi oluşturan hükümettir çünkü elinde bir çözüm politikası yoktur. Her gün isim tartışması yapıyorlar. Bunlarla sürecin ilerlemeyeceğini herkesin bilmesi gerekiyor. Yeni anayasa tartışmaları ile birlikte kalıcı barış adımları atılacaksa Allah vergisi dilimizi bile konuşamıyoruz. Şimdi bunu kime sorsan bunun adaletsizlik olduğunu söyler. Eğer sen gerçekten Allah’a inanıyorsan bunların haksızlık olduğunu bilmelisin. Ana dilde eğitim olmazsa olmazlarımızdandır. Bizim ana dilimiz, tarihimiz ve kültürümüzdür. Bir ana dilde dünyanın en güzel türküsü ve masalı anlatılır. Eğer ana dil elinden alınırsa elinde bir kuru beden kalır. Yeni çözüm süreci tartışılacaksa Kürtler ana dilde eğitimden asla vazgeçmez. Bu topraklarda illa ki Kürtler ana dillerinde eğitim görecektir. Bunların hepsi yakın zamanda gerçekleşecek şeylerdir. Bizi yetiştirenlere bir hayal olarak görünüyordu ancak artık bunlar gerçekleşecek. Artık Kürtleri dikkate almayan hiçbir ülke yoktur. Kürtler artık bir ulus da değil bir halktır, bir iradedir. Bizi bu halimizle kabul edenler canımız, kardeşimizdir ancak bizi kabul etmeyenler bizim gözümüzde zerre kadar değeri olmayan acizlerdir. Bizler bu süreçte daha fazla el ele verirsek kazanacağımız çok şey var. Bakın Suriye’de halkımız kendini yönetiyor. Bu da birlik ve beraberlikle geliyor. Biz bir zamanlar Mazlum Doğan, Sakine Cansız, Kemal Pir olarak tek başımıza cezaevlerinde direniyorduk. Şimdi 10 milyonlara ulaşmış bir halk olarak birbirimize güveneceğiz. Tarihini unutan, geleceğini asla inşa edemez. Bu kongre ile birlikte daha da güçlenerek çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Seçilecek yeni yönetime başarılar diliyorum” şeklinde konuştu.