Bdp Grup Başkanvekili Kaplan'dan Uludere Tepkisi

BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, Uludere olayı ile ilgili olarak, "Kimse bizi hükümetin emri altına...

BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, Uludere olayı ile ilgili olarak, "Kimse bizi hükümetin emri altına girmiş, AKP'li gibi davranan bir Genelkurmay Başkanı'na inandırmaya zorlamasın, yeltenmesin. Biz güvenmiyoruz, inanmıyoruz; bu katliamın sorumlusu olarak görüyoruz, yargının önüne çıkmasını istiyoruz" dedi. Kaplan ayrıca, Başbakan Erdoğan'ın susmasının 'bu suçu ben işledim' demek anlamına geldiğini savundu.

Kaplan, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, 34 kişinin hayatını kaybettiği Uludere olayında istihbaratın ABD'den geldiğine ilişkin Wall Street Journal gazetesinin haberi ile başlayan tartışmalara değindi. Hala hangi insansız hava aracının kullanıldığı sorusuna cevap bulunamadığını belirten Kaplan, "Hükümet, Genelkurmay, Mc Courty zihniyetiyle hareket ediyor ve Özel Yetkili Savcı ise görevsizlik kararı vererek dosyayı Askeri Savcılığa gönderme çabası içinde görünüyor" dedi.

Reklam
Reklam

Anayasaya göre hükümet, genelkurmay ve komutanlarla ilgili soruşturmaların Yüce Divan'daki yargılamaları Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yaptığını belirten Kaplan, "Bu konuda Başbakan ve hükümetin, ilgili bakanların, Genelkurmay'ın ve komutanlıkların sorumluluğu söz konusu olduğu için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturma izni beklemeden bu soruşturmayı başlatması gerekirdi. Soruyoruz; neden bugüne kadar bu soruşturmayı açmadılar?" diye konuştu.

GENELKURMAY VE PENTAGON'UN AÇIKLAMALARI

Genelkurmay'ın yargıyı etkilemek, suçu örtbas etmek ve delilleri karartma yönündeki açıklamalarının suç ve soruşturma konusu olduğunu savunan Kaplan, Wall Street Journal'ın 'Hedef seçiminde Türk standartları bizi şaşırtıyor' açıklaması ve bu tartışmaların ardından 'Biz haberimizin arkasındayız' demesinin dikkat çekici olduğunu söyledi. Kaplan, "Artık Meclis'e ve adalete birilerinin hesap vermesi gerekiyor. Meclis İnsan Hakları Komisyonu'nun görevi denetim görevini yapmaktır, yorum yapmak değildir. Bu konudaki açıklamaları da doğru bulmuyoruz" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Pentagon sözcüsünün dün 'Haber nasıl sızdırıldı bilmiyoruz' diyerek resmi anlamda Genelkurmay'ın yaptığı açıklamayı yalanladığını belirten Kaplan, "Genelkurmay Başkanı Özel ABD'ye çok özel bir görevle gitti. Türkiye bomba yüklü prodetörleri almak istiyor. Herhalde yeterli olmadı, Başbakan Yardımcısı Sayın Bozdağ da arkasından ABD'ye gidiyor" dedi.

Olayda devlet, hükümet ve Genelkurmay'ın sorumlu olduğunu, ancak hiçbir doyurucu açıklama yapmadıklarını kaydeden Kaplan, "144 gündür deliller karartılıyor, soruşturma öteleniyor, gerçekler gizleniyor, adalete darbe indiriliyor. Bu insanlık suçu katliam karşısında siyaseten sorumlu olan hükümet ve Başbakan, ulusal yargıyı bu şekilde etkilediği zaman ulusal üstü yargının harekete geçmesi kanallarını da güçlendirmiş oluyor. Bu durumda kritik olarak şunu açıkça ifade ederim ki böylesi bir Başbakan, yarın Türkiye Cumhurbaşkanı olmaya kalkarsa Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne 5 yıl gibi verdiği tutuklama kararıyla karşı karşıya kalması da kaçınılmazdır" diye konuştu.

Reklam
Reklam

GENELKURMAY VE CUMHURBAŞKANI GÜL'ÜN ULUDERE AÇIKLAMASI

Genelkurmay Başkanlığı'nın Ulurede'de istihbaratın nereden alındığına ilişkin açıklamasının ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yaptığı 'Genelkurmay'a inanalım' açıklamasının sorulması üzerine Kaplan, şunları söyledi:

"Sayın Cumhurbaşkanı kusura bakmasınlar, biz yargıya güvenmiyoruz, özel yetkili mahkemelere güvenmiyoruz. Hele hele Genelkurmay'ın 90'lı yıllarda yaşanan binlerce köyün yakılıp yıkılması, faili meçhul cinayetlerden sonra AİHM'de yüzlerce dosyada mahkumiyetinden sonra kimse bizi hükümetin emri altına girmiş, AKP'li gibi davranan bir Genelkurmay Başkanı'na inandırmaya zorlamasın, yeltenmesin. Biz güvenmiyoruz, inanmıyoruz; bu katliamın sorumlusu olarak görüyoruz, yargının önüne çıkmasını istiyoruz. Çok açık söylüyoruz; Eymür'ün dün televizyonlarda açıklamaları vardı 'devlet emir verdi, Yeşil öldürdü' diyor. Soruyorum Sayın Başbakan, MİT'e gizli soruşturma yetkisi sizde, hükümetiniz devlet olarak öldürme emirleri de veriyor mu? Bunun cevabını istiyoruz."

Reklam
Reklam

"BAŞBAKAN'IN SUSMASI SUÇU KABUL ETMEKTİR"

Kaplan, 34 kişinin öldüğü bu vahim olayda istihbaratın kimden geldiği konusunun çok mu önemli olduğunun sorulması üzerine ise bunun çok önemli olduğunu söyledi. Kaplan, hükümetin yabancı ülkelerden gelen istihbarat ve direktif ile iş yapmaya kalktığında kontrolün artık hükümetin elinde olmadığını belirterek, yazılımın Heronlarda İsrail, Prodetörlerde ise ABD'nin elinde olduğunu söyledi. Kaplan, "Türkiye'ye ait olduğu söylenen insansız hava araçlarındaki yazılım dahi Türkiye'nin değil. O yazılıma İsrail veya Pentagon istediği gibi müdahale edebiliyor. Siz şimdi bu ülkenin bağımsız bir şekilde doğru istihbarat aldığını ve ondan sonra hedef seçip vurduğunu kim iddia edebilir. İp kimin elinde ona bakacaksınız; ipler kimin elindeyse o oynatır. Oynatılıyor bu hükümet. Yakında kafalarını oynatacaklar bunlar. Katliam yapıyorlar, 34 kişi ölüyor. 17 yaşından küçük 17 çocuk var bunların içinde. Ama 144 gündür susuyor. Çık Sayın Başbakan de ki; 'hata yaptık, kaza yaptık, ihmal ettik veya kasten yaptık, emir verdik, yanlış oldu' de ama doğruyu söyle. Söylemiyor, susuyor. Hep bağıran çağıran Başbakan susuyor. Susmak ikrardan geçer. Adalette bunun adı, susmak ikrardır. 'Ben bu suçu işledim' demektir. İnsanlık suçu işleyenlerin bizi yönetmeleri zuldür, zulümdür" diye konuştu.

Reklam
Reklam

"ŞIRNAK'I İSTİYORSUNUZ, HAVANIZI ALIRSINIZ"

Kaplan, Şırnak'ta bir AK Parti yöneticisinin öldürülmesi olayında, bunun adli bir vaka mı olduğu araştırılmadan cenaze yerdeyken BDP'ye baskın yapılmasının bölgede siyasi partiler arasında tahrik tohumları ekmek olduğunu ve bu anlayışı şiddetle kınadıklarını söyledi. Kaplan, "BDP hiçbir zaman bugüne kadar Şırnak'ta böyle bir çabanın içinde olmadı, olmayacak, bunu da yapanların karşısında olacak" dedi.

Bu son olayla birlikte Başbakan Erdoğan'ın son il başkanları toplantısının basına kapalı oturumdaki bölümünde 'Diyarbakır'ı, Van'ı, Şırnak'ı istiyorum' sözleri arasında bağlantı kurulduğunda, bu saldırıların asıl nedenlerini açıkladığını savunan Kaplan, "Potamyalı bir başbakan Mezopatamya'nın fethine çıkıyor. Böyle bir siyasi ahlak, böylesi bir seçim yarışı olabilir mi? Siyasi partiler fikirleri ve sandıkta oylarıyla yarışırlar. Bugün Şırnak'ın bütün belediye başkanlarını, il encümenlerini tutukladınız. Şırnak'ı istiyorsunuz, havanızı alırsınız. Şırnak halkı seçimde size öyle bir cevap verecek ki, Diyarbakır halkının verdiği cevaptan daha şiddetli bir tokat yiyeceksiniz" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

Avukatlar duruşmalara girmese de mahkemelerin karar verebileceğine ilişkin yasa teklifini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Kaplan, "Yargı o kadar siyasalaşmış ki, önündeki sorunları hukuku uygulayarak aşmıyor; Meclis'te çoğunluk diktası kuran AK Parti kanalıyla hukuk dışı kanunlarla tarafı olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı çıkardıkları kanunlarla savunma hakkını tamamen ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Bu engizisyon mahkemesi kapılarını sonuna kadar açmaktır. Bunun adı adaletli yargılama değil, bunun adı engizisyon tarzıyla hasımlarını, muhaliflerini cezalandırma yöntemidir. Bunun başka adı yok. Bu dikta rejimlerinde, faşist rejimlerde uygulananın aynısıdır. İstiklal Mahkemeleri gibi mahkeme kurmak istiyorlar" dedi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: