Barış ve Demokratik Çözüm Platformu Abdullah Öcalan'ın Kenya'da yakalanarak Türkiye'ye getirilmesinin 12'inci yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, “Kürt sorununun çözümü devletin muhatabıyla bir an önce müzakere sürecini başlatmasından geçiyor" denildi.
Galatasaray Lisesi önünde 13.00'de başlayan açıklamada BDP Milletvekilleri Sebahat Tuncel ve Pervin Buldan da bulundu. “15 Şubat Uluslararası komployu lanetliyoruz" yazılı pankartın açıldığı açıklamada, yaklaşık 150 kişilik grup, “Kahrolsun 15 Şubat Komplosu", “Biji Serok Apo" sloganları attı.
Açıklamada söz alan BDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan,“Kürtlerin lideri sayın Abdullah Öcalan'ın uluslar arası komplo sonucu, Türkiye ye getirilişinin 12'inci yıldönümünü geride bıraktık. Sayın Öcalan başta Amerika olmak üzere, Rusya, İtalya ve tabi ki Türkiye'nin de parmağının olduğu uluslararası bir komplo sonucu tutuklanarak İmralı Cezaevi'ne konuldu. Kürt halkı iradesine sahip çıkarak, önderine sahip çıkarak, bugünü kara bir gün olarak ilan etti. Son 12 yıldır Kürt halkı bugün sokaklara dökülerek sayın Öcalan'ın muhatap olarak görülmesi gerektiğini ve barışa katkısının ancak bu şekilde olabileceğini dile getirdi" diye konuştu.
BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel de yaptığı konuşmada;
"EYLEMSİZLİK SÜRECİNİ GÖZDEN GEÇİRECEĞİZ"
“Burada oluşumuzun nedeni uluslararası bir komplo ile Kürt halkı önderi sayın Öcalan'ın Türkiye'ye getirilişini kınamak içindir. Kürt sorunun çözümü için Türkiye'de bazı somut adımların atılması gerekiyor. Biliyorsunuz Şubat ayındayız. 1 Mart'a az bir zaman kaldı. Sayın Öcalan da, PKK yetkilileri de şöyle bir açıklama yaptı. Biz Mart ayında çatışmasızlık sürecini, eylemsizlik sürecini gözden geçireceğiz. Bu ne anlama geliyor. Demek ki, seçime kadar çatımasızlık devam etmeyebilir. Türkiye yeni bir çatışma alanına girebilir. Bunun için hükümetin yapması gerekenler var. 1 Mart gelmeden, bazı somut adımların atılması gerekiyor. Gerçekten Türkiye Cumhuriyeti' nin buna karar vermesi gerekiyor. Kürtler ile birlikte yaşayacak mıyız? yaşamayacak mıyız? Çünkü Kürtler kendi kararını verdi. Biz Türkiye sınırları içerisinde yaşamak istiyoruz. Ancak kendi kimliğimizle, dilimizle, kültürümüzle. Demokratik özerklik çerçevesinde çözüme varız. Bunun için yeni bir anayasa ile, Kürt halkının statüsü tanımlanmalıdır. Demokratik özerklik yeni anayasada yer almalıdır. Kürtler'in çözümü ortada. Birlikte yaşama iradesi ortada. Türkiye Cumhuriyeti devleti de bir irade ortaya koymalıdır. Kürt halkı ile birlikte yaşamak istiyor mu? istemiyor mu? Eğer yaşamak istiyorsa, gereğini yerine getirir. Yasal düzenlemeler yapmak istemelidir. Hakikat ve adalet komisyonunu bir an önce kurmalıdır. KCK tutuklamalarına son vermelidir. Sadece KCK değil, Kürtler üzerindeki baskılara son vermelidir. Eğer siz Kürt halkı ile yaşayacaksanız, eşit ve özgür yurttaşlık temeli üzerinde bir hukuk kuracaksınız. Biz 15 Şubat vesilesi ile bunu Türkiye kamuoyuna hatırlatmak istiyoruz. Biz BDP olarak parlamentoda da bulunduğumuz her alanda da sorumluluğumuz gereği, barış için, demokrasi için, Kürt halkının, Türk halkının, Türkiye'de yaşayan bütün halkların ve inançların özgürlüğü için sorumluluklarımızı yerine getirmeye çalışıyoruz" dedi. Grup açıklamanın ardından olaysız dağıldı.
DHA