Zamanında müdahale edilmeyen işitme kayıpları çocuğun ileriki yaşlarında pek çok zorlukla karşı karşıya kalmasına neden oluyor. Etiler Memorial Polikliniği Kulak Burun Boğaz Bölümü’nden Uz. Dr. Haldun Şan “Bebeklik ve çocukluk döneminde işitme kayıpları ve sağlığa olumsuz etkileri” hakkında bilgi verdi.
Çocuklarda işitme kaybı sessiz ve gizli bir engeldir
İşitme ve buna bağlı olarak konuşma, kişinin çevresi ile ilişkisini düzenleyerek zeka, ruhsal, sosyal ve kültürel gelişimini çok yakından etkileyen önemli fonksiyonlardır. Oluşum ve gelişim bakımından birbiriyle iç içe geçmiş görünen bu işlevlerden birisinin bozukluğu veya yokluğunda diğeri de bundan etkilenmektedir. İşitmesiz konuşma olmayacağı gibi, konuşma olmaksızın işitmenin gelişmesi mümkün değildir. Çocuklarda işitme kaybı sessiz ve gizli bir engeldir. Çünkü çocuklar, özellikle bebekler iyi duyamadıklarını söyleyemezler. Fark edilmez ve düzeltilmezse konuşma ve dil gecikmesine, sosyal ve duygusal sorunlara ve okul başarısızlığına yol açar. Tanı geciktikçe olumsuz etkiler de fazlalaşır.
Atmosferde meydana gelen ses dalgalarının kulağımız tarafından toplanmasından beyindeki merkezlerde karakter ve anlam olarak algılanmasına kadar olan süreç işitme olarak isimlendirilir ve işitme sistemi denilen geniş bir bölgeyi ilgilendirir. İşitme kaybı işitme duyusunun bozukluğu durumunda ortaya çıkar. İşitme kaybı, bireyin gelişim, uyum, özellikle iletişimdeki görevlerinin yerine getirilmesinde en büyük engeli oluşturur. Bu durum özellikle yaşamın ilk yıllarında oluşursa gelişim konusunda önemli sekellere yol açar.
Çocukta konuşma ve lisan gelişimi doğumdan hemen sonra başlayarak erişkin yaşlara kadar devam eden bir süreçtir. Hayatın ilk dönemlerinde (3-6 ay arası) içgüdüsel olarak ortaya çıkan sesler lisanın ilk basit ifadelerini oluşturur. O halde bebeklerde işitmenin gelişimi refleks ve şuurlu işitme dönemleri olarak başlıca 2 devrede tamamlanır:
İşitme kayıplarında belirti ve bulgular
Yeni doğan, bebek veya çocukta işitme kaybının varlığı öncelikle annenin dikkatini çekecektir. Eğer annenin ilk çocuğu normal gelişim göstermişse, yeni çocuğundaki kaybı çok erkenden fark edebilir. İşitme kaybı olan bebekte dikkati çeken bulgu ve unsurlar şöyledir:
a. Bebek normal görünümde olmasına rağmen gürültüye uyanmaz, ancak yanına yaklaşınca irkilir.
b. Radyo, TV. ve müzik seti gibi güncel seslere karşı ilgisizdir. Kamyon, uçak sesi gibi kaba gürültülerden korkar.
c. Altı aylık olmasına rağmen, harf hece söylemez, manasız mırıldanır, Annenin çağrısına cevap vermez, uzanmaz.
d. Annenin el çırpmasına, fincanları birbirine vurup ses çıkarmasına ilgi göstermez.
e. Bir yaşında manasız sesleri bırakır, hiç ses çıkarmaz, bazen mimikler ve yavaş hareketler yapar.
f. Çocuk l,5 yasa kadar çevresindekileri izler, süzer, yüzlerine bakar. sonra ondan da vazgeçer.
g. Çocuğun çıkardığı ses bazen bir kelimeye (ae, ae, baba) benzeyebilirse de bu tamamen tesadüfidir ve sonra kaydolur. Aile başta çocuğun önce konuşup, sonra konuşma kaybı olduğu şeklinde yorumlar.
İşitme kayıplarının bulunması
Gelişmiş ülkelerde rutin olarak her yeni doğan çocuk için özel işitme testleri uygulanır. Ülkemizde yeni doğan her bin bebekten 3’ü ileri derecede işitme kaybı ile doğmaktadır. Çocukluk döneminde geçirilen hastalıklar, kazalar, kulak enfeksiyonları ve kullanılan bazı ilaçlar nedeniyle bu oran binde 6’ ya kadar yükselmektedir. Türkiye’de doğuştan işitme kaybına ortalama olarak 3 yaş civarında tanı konmaktadır. İşitme engeli ve erken teşhis yöntemleri hakkındaki bilgi yetersizliği ve erken teşhis sağlayan teknolojilerin yaygın olmaması teşhis yaşını geciktirmektedir. Gecikmeyi engellemek için işitme kaybı risk faktörlerini göz önünde bulundurmak gereklidir.
Doğum Öncesi Faktörler
Doğum Sonrası Faktörler
İşitme kaybının çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri 4 maddede toplanabilir:
İşitme kaybının tespit edilmesi ve zamanında uygun cihaz uygulanması şarttır
Hem normal işiten hem de işitme engelli çocuklar için işitmenin normal gelişim süreci aynı evreleri içermektedir. Ancak, işitme engelli çocuğun gelişimi açısından işitme kaybının tespit edilmesi ve zamanında uygun cihaz uygulanması şarttır. İşitsel sisteme ait sinirsel yapının gelişmesi tamamen sürekli uyarıma bağlıdır. Belli yaştan sonra yeteneklerin algılanma özelliklerinin durması işitme kayıplı çocuklarda erken tanı ve tedavinin önemini açıkça ortaya koymaktadır.
İşitme kayıpları günümüzde meydana geldiği döneme göre;
a) Prelingual (dil öğrenimi öncesi) : 2-3 yaşa kadar
b) Perlingual (dil öğrenimi sırasında) : 2-6 yaş arası
c) Postlingual (dil öğrenimi sonrasında) : 6 yaş ve sonrasında olarak isimlendirilir.
Prelingual işitme kaybı
Güncel yaklaşım, erken dönemde işitme cihazı deneyimi veya cihazdan yararlanamadığı düşünülen küçük yaş grubu çocuklara erken koklear implantasyon (biyonik kulak) uygulamasıdır. Erken dönemde uygulama sonucunda gerçek yaş ve lisan yaşı arasında bulunan aralık kısa zamanda kapanmakta ve normal yaşıtlarını yakalama şansına sahip olabilmektedirler.
Postlingual işitme kaybı
İşitme kayıpları çeşitli şekillerde sınıflandırılabilir:
1) Yerine göre : İletim Tipi – Sensorinöral(sinirsel) tip
2) Zamanına göre : Konjenital (doğumsal)-Akkiz (sonradan oluşan)
3) Odyograma göre : Flat(düz)-alçak ton-yüksek ton-konuşma ton kaybı
4) Derecesine göre : Hafif-orta-ciddi kayıp şeklinde ayrılabilir.
İletim tipi işitme kaybı temel olarak kulak kepçesi, dış kulak yolu ve kulak zarı ile orta kulak kemikçiklerine ait rahatsızlıklarda oluşan işitme kayıplarıdır. En sık karşılaşılan nedenler infeksiyon sonucu oluşan rahatsızlıklardır. Ayrıca yabancı cisimler, kulak kiri (buşon) ve kulak kemikçiklerine ait kireçlenme (otoskleroz) diğer önemli nedenler olarak karşımıza çıkar.
Sensörinöral (sinirsel) tip işitme kayıplarını ise:
• Genetik (Doğuştan işitme kayıplarının hemen hemen yarısını oluşturur)
• İnfeksiyöz (viral yada bakteriyel infeksiyonlar neticesinde)
• Travmatik (direkt yada ses travması)
• Ototoksisite (ilaçlara bağlı işitme kayıpları)
• Neoplastik (tümöral oluşumlara bağlı)
• Meniere hastalığı (baş dönmesi, bulantı ve işitme kaybı ile karakterize)
• Ani işitme kaybı şeklinde sınıflandırabiliriz.
İşitme kaybı derecesi