Bebeğinizin kalbini şansa bırakmayın

Günümüzde hızla yaygınlaşan kalp hastalıkları, henüz anne karnındayken bebeği yakalayabiliyor.

Öyle ki her 100 bebekten biri kalp hastası olarak doğuyor! Ancak hızla gelişen teknoloji ile birlikte artık anne karnındaki bebeğin kalbinin sağlıklı atıp atmadığını öğrenmek mümkün. Gebeliğin 16-20. haftasından itibaren kalp hastalıklarından haberdar olunabilirken, yenidoğan döneminde erkenden tedavi şansı yakalanıyor.

Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Çocuk Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ender Ödemiş ve Çocuk Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ersin Erek, anne karnından yenidoğana uzanan yolda hayat kurtaran yöntemleri MYNET.COM’A anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Reklam
Reklam

Ülkemizde her yıl 10 bin aşkın bebeğin kalp hastası olarak dünyaya gözlerini açtığını biliyor muydunuz?

Peki doğuştan kalp hastası olan her 4 yenidoğandan 1’inin, hastalığı fark edilmeden evine gönderildiği için hayatını kaybetme riski ile karşı karşıya olduğunu?

Oysa günümüzde hızla ilerleyen teknoloji sayesinde bu kara tabloyu tersine çevirmek kolay. Anne karnında erken teşhisin hayat kurtardığını vurgulayan Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Çocuk Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ender Ödemiş, doğuştan kalp hastalıklarının, doğumsal anomalilerin en sık görüleni olduğunu belirterek “Bebeğinizdeki yapısal kalp hastalıklarının doğumdan önce tanınması ve yönetimi tedavideki başarı oranını önemli ölçüde etkiler.

Fetal kalp takip programı sayesinde doğumdan sonra karşılaşılacak kötü sürprizlere, telaş ve karmaşaya yer verilmemiş olur” diyor. Böylelikle hamileliğin 16-20. haftaları arasında yapılacak fetal ekokardiyografi sayesinde bebekteki kalp hastalığının saptanmasından, hangi operasyon veya girişimlerin ne zaman yapılacağına dek pek çok kritik soru yanıt bulabiliyor, doğuma yakın zamanda yapılacak girişimsel işlem de belirleniyor. Prof. Dr. Ender Ödemiş, “Hamileliğiniz boyunca bebeğinizin sık sık kalbinin gelişimi takip edilerek anneye ve kendine zararlı gelişen bir duruma önceden müdahale edilebilir. Eğer doğumdan sonra bebeğinize ameliyatsız bir işlem yapılacaksa girişimsel kardiyolog işlemi planlar. Cerrahi gerekecekse operasyonu gerçekleştirecek cerrah haberdar edilir ve operasyonun yeri, zamanı ve şekli planlanır” diyor.

Reklam
Reklam

Kalp hastası oldukları fark edilmiyor!

Günümüzde her 100 bebekten biri kalp hastası olarak dünyaya gözlerini açarken Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Çocuk Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ersin Erek, bu bebeklerin çoğunun görünüşünün normal olduğunu bu nedenle sorun fark edilmeden eve gönderilebildiklerini söylüyor. Oysa kalp hastası olduğu anlaşılmadan eve gönderilen pek çok bebek, çok ağır bir kalp yetersizliği içine girerek hemen müdahale edilmediğinde hayatını kaybediyor. Gelişen teknoloji sayesinde doğuştan kalp hastalığının tespit edilerek erken müdahale edilebildiğini, sorunun anlaşılmasında ‘pulse oksimetri’ testinin son derece önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Ersin Erek yeni doğan bebeğin el veya ayak parmağına yapıştırılan küçük bir elektrod yardımı ile çalışan cihazın bebekte kalp hastalığı olup olmadığını tespit ettiğini söylüyor. ABD’ de bazı eyaletlerde bu taramanın kanuni zorunluluk kapsamına alındığını kaydeden Prof. Dr. Ersin Erek, anne adaylarının hayat kurtaran bu testin yapılmasını doktorlarından istemesi gerektiğini söylüyor.

Reklam
Reklam

Yenidoğan döneminde ameliyatsız iyileşme mümkün!

Yeni doğan bebeklerde kalbin delik olması en sık görülen kalp hastalıkları arasında yer alıyor. Prof. Dr. Ersin Erek yeni doğan bebeklerin doğuştan kalp hastalığı taramasında özellikle şu kritik hastalıklara dikkat edilmesi gerektiğini vurguluyor:

Doğuştan büyük damarların ters olması, akciğer atardamarının tıkalı olması, kalbin sağ kapağı ve karıncığının gelişmemiş olması, kalbin sol kapakları, sol karıncık ve aort damarının gelişmemiş olması, kalbe temiz kan getiren damarların kirli kana karışması, aort damarı ve akciğer atardamarının birlikte çıkması, akciğere giden damarın dar olması ve kalpte geniş bir delik bulunması. Doğumsal kalp hastalıklarının anne karnında tanısının konulmasının en büyük avantajlarından birinin doğumdan sonra acil müdahale yapılmasını mümkün kılması olduğunu belirten Prof. Dr. Ersin Erek, doğumdan sonra bir çok kalp hastalığında ameliyatsız tedavi ile iyileşme sağlanabildiğini vurguluyor.