Dernek Başkanı Prof. Dr. Şekerel, Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Uğur Muşabak ile düzenlediği basın toplantısında, Dünya Alerji Örgütünün (WAO) bu yıl Alerji Haftası'nın konu başlığını 'Besin Alerjisi Küresel Bir Sorun' olarak belirlediğini ifade etti.
Dünyada alerjik hastalıkların başında besin alerjisinin geldiğini ifade eden Şekerel, besin alerjilerinin 2-3 kat arttığını ve bunun nedenlerinin araştırıldığını belirtti. Besin alerjilerinin bebeklerde daha sık görüldüğünü vurgulayan Şekerel, çocuk büyüdükçe alerjilerin de giderek azaldığını söyledi.
Prof. Dr. Şekerel, alerjik hastalıkların temelinde genetik yatkınlığın yanı sıra çevresel faktörlerin de yönlendirici olduğuna işaret ederek, "Özellikle modernleşen, Batı tipi yaşamı tercih eden toplumlarda, endüstrinin yoğun olduğu ortamlarda besin alerjisinin diğer alerjik hastalıklar gibi arttığını gözlemliyoruz." dedi.
'BEBEKLERE 4-8 AY ARASINDA 8 BESİNİ VERİYORUZ'
Besin alerjilerindeki en önemli artışın nedenlerinden birisinin bebek beslenmesindeki değişiklik olduğuna işaret eden Şekerel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünya Sağlık Örgütünün de önderliğinde bebeklere ilk 4-6 ay anne sütü sonrasında ek gıdalara başlanılması ve alerjik gıdaların da 1-2 yaştan sonra verilmesi şeklinde bir tavır alınmıştı. Alerjik hastalıklar artınca bu tavrın doğru olup olmadığı sorgulanmaya başlandı.
4-8 ay arasında çocuğa bir besini vermezseniz, çocuğun bağışıklık sistemi bu besini tolere etmeyi öğrenemiyor, öğrenmeyince de ileride alerji gelişebiliyor. Bugün için toleransı geliştirmek amacıyla eskiden yaptığımız 'Alerjik gıdayı 1-2 yaştan itibaren verin' önerilerinden tamamen geri adım attık. Bütün bebekleri 4-8 ay arasında alerjik gıdalarla tanıştırıp alerjinin gelişmesini engellemeye çalışıyoruz. İlk çocuğunuzda aldığınız öneriden farklı bir öneri sunmuş oluyoruz. Alerjik gıdalara bir an önce başlayalım. 8 tane besinimiz var. Süt, yumurta, kuruyemişler, kurubaklagiller bunun içinde soya, bizim ülkemiz için yeşil mercimek, kabuklu deniz ürünleri, susam ve buğday. Bizim için en çok alerjik besinler bunlardır. Bunları veriyoruz ve erkenden başlamayı tercih ediyoruz."
'TÜRKİYE'DE EN FAZLA SÜT VE YUMURTA ALERJİSİ GÖRÜLÜYOR'
Egzaması olan çocukların yüzde 50'sinde besin alerjilerinin görüldüğünü ifade eden Şekerel, toplumda yüzde 2 ile 8 arasında bulunan bir hastalık için bütün bebeklere tetkik yapılmaması gerektiğini, sadece belirtiler varsa o zaman tetkike ihtiyaç olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Şekerel, besin alerjisinin bazı tiplerinin çok hafif belirtiler oluşturduğunu, bazılarının da çok yavaş başlayarak giderek artan önemli sorunlara yol açtığını dile getirdi.
Besin alerjilerinin sıklığına bakıldığında ülkeler arasında çok farklılık görülmediğini belirten Şekerel, "Türkiye'de ilk sırada süt ve yumurta gelirken, Avustralya'ya, Yeni Zelanda'ya bakıldığına ise yer fıstığının önemli bir sorun olduğunu görürüz. Bizim ülkemizde kuruyemiş alerjisinde öncelikle fındığı, ikinci planda ise Antep fıstığı ve kaju ikilisini alırız. Japonya'da deniz ürünleri tüketimi çok fazla. Onlarda da en fazla balık alerjisi görülüyor." diye konuştu.