Kendinizi karşınızdakilere anlatmanın birden fazla yolu vardır. Sadece sözlü olarak anlatmak yetmez, beden dili de sizin hakkınızda ipuçları verir.
Beden dili, sözlü iletişimi daha etkili hale getirmek amacıyla bedenimizi de kullanmaktır. Zaman zaman sizi tanımayan insanlarla bir araya gelebilir beden dilinizin etkisi devreye girebilir, kendinizi kabul ettirmek durumunda kalabilirsiniz. Ya da çalışan biriyseniz kariyeriniz çerçevesinde iş performansınız kadar başka faktörlerde devreye girebilir. Beden diliniz, işyerinizde kariyeriniz önünde engel oluşturabilir, yanlış anlamalara meydan verebilir.
Bilinen bir gerçektir ki, beden dilini etkili kullanan insanlar karşısındakilerde olumlu izlenim bırakır, yanlış kullananlar ise iletişim sorunu yaşayabilir. Çünkü yapılan araştırmalarda ortaya çıkmıştır ki, beyin düşünceden bile hızlı şekilde saniyenin beşte birinde sözlü olmayan ifadeleri işler. Bunu göz önüne alarak, işyerinde veya sosyal çevrenizde karşınızdakileri daha iyi anlamak ya da kendinizi karşı tarafa yanlış tanıtmamak için beden diliyle yapılan bu hatalara düşmeyin.
Koltuğa kaykılmak, arkaya yaslanmak
İşyerinde çalışma sırasında koltuğa kaykılarak oturmak hoş karşılanan bir davranış değildir. Yöneticileriniz veya diğer çalışanlar işinizi önemsemediğinizi veya çok rahat davrandığınızı düşünebilir.
Sohbeti ya da karşınızdaki insanı önemsediğinizi göstermek istiyorsanız, onun karşısında arkanıza doğru yaslanıp bacaklarınızı öne uzatacak şekilde gerilmeyin. Dik durun ve öne doğru gelin.
Dik durun
Ayakta duruyorsanız düz ve dik bir şekilde olun. Ayaklarınızı omuz genişliğinde tutun. Bu kendinizden emin olduğunuz, güvendiğiniz ve dikkatli olduğunuz mesajı verir.
Düşük ya da çökük gözüken omuzlar mutsuzluğun simgesi olarak görülür. Klinik depresyonda olan insanlar omuzlarını normal insanlardan daha fazla düşürürler. Mutluluk ve güven sunmak istiyorsanız dimdik durun.
Gözleri devirme (yuvarlama)
Biriyle konuşurken sıkılsanız da söylenenleri onaylamasanız da gözlerinizi kesinlikle yuvarlamayın.
Kollarınızı, ayaklarınızı çarpık tutmayın
Konuşma sırasında kollarınızı bağlayabilir, ayaklarınızı çarpık tutmanız bir sorun yaratmayabilir. Ancak sözsüz davranışlar çevrenizdeki kişilere negatif sinyaller verebilir. Mesela, savunma amaçlı, inatçı veya uzak olduğunuzu düşünebilirler.
Elleri kavuşturmayın, arkada birleştirmeyin, cebe sokmayın
İnsanlar stresli olduğu zaman ellerini birleştirir. Kendinize olan güveninizi korumak istiyorsanız bunu yapmayın. Elleri birleştirmek ya da cebe sokmak ta, çoğumuzun bilinçsizce aldığı doğal bir pozisyondur, ancak bir şeyleri gizlediğimizin işareti olarak görülebilmektedir.
Ancak konuşma yaparken ellerinizi de gizlemeyin. Ellerinizi kullanın. Avucunuzun açık ve yukarı bakacak şekilde olması güvenilir olduğunuz izlenimi verecektir.
Telefon kullanımını azaltın
İşyerinde telefonu mümkün olduğunca sık kullanmamak iyidir. Özellikle toplantı sırasında, kullanmak karşınızdakilere saygısızlıktır. İş arkadaşlarınızın yanındayken telefonu kullanmanız gerekiyorsa izin isteyin. Zorunlu kalmadıkça dikkatinizi başka yönlere kaydırmayın.
Kişisel alanları istila
Profesyonel bir ortamda iletişim kurduğunuz kişilerle ne kadar iyi arkadaş olursanız olun aranızdaki mesafeyi koruyun. Aksi halde rahatsızlık yaratabilir, hatta tehdit olarak algılanabilir. Uzmanlara göre her zaman 3 ile 8 adım uzakta durun.
Bakışlarınızla onaylama
Bakışlarınızla onaylama her zaman olumlu bir etki yapar, diğer insanlarla daha derin görüşmeler yapmanıza olanak tanır. Bu da uzun vadede size güven duyulmasına neden olur.
Göz teması kurmamak
Konuştuğunuz kişiyle göz teması kurmamak karşıdaki kişi için olumlu bir izlenim vermez. İş yerindeki insanlarla daha iyi görüşme yapma şansınızı artırmak isterseniz, siz veya konuştuğunuz zaman gözlerine bakın, çünkü ikiniz arasında daha derin bir bağlantı oluşur. Göz teması kurmamak dürüst olmadığınız şekilde algılanabilir.
Ancak, karşınızdakinin gözlerine çok uzun süre gözlere bakmak da genel olarak saldırganlığın göstergesidir. Birini rahat hissettirmek ve sizin dürüst olduğunuza inandırmak için gözlere bakma süresini bir seferde bir ya da iki saniyeyle kısıtlayın ancak sürekli bunu yapın.
Zayıf bir el sıkışması
Tokalaşma sırasında kaşınızdakinin kolunu size doğru çekmeyin. Dik, iyi bir duruşla göz teması kurup karşınızdakini fazla sıkmayacak ama güçlü bir tokalaşma yapın.
Odaya gizli girmek
Bir odaya veya toplantıya girerken merhaba deyin ve gülümseyin. Odaya geç girseniz bile bu adımı atlamayın!
Parmak uçlarınızla birisine dokunmak
Uygun durumlarda birisine hafifçe dokunmak, bağ oluşturmaya başlamanın etkili bir yoludur. Ancak bütün elinizi kullanın. Parmak uçlarınızla dokunmak bunun tam tersi olarak algılanır.
Sürekli saate bakmayın, sıkılmış durmayın
Sık sık saate bakmayın, bir kağıt üzerine karalamalar yapmayın. Bunlar karşınızdakilerin gözünde sıkıldığınızı gösterebilir. Saati izlemek sabırsızlık anlamına gelir ve saygısız sayılabilir.
Elinizin cinsel organ üzerinde durması
Kaçınılması gereken bir başka duruş, ellerinizi cinsel organların üzerinde olmasıdır. İşyerinde, sadece savunmacı ve rahatsız görünür.
Sinirli hareketler yapmak
Parmaklarınızı kırmak, saçlarınızla oynamak, tırnak ve dudaklarınızı ısırmak sinirli hareketlere örnektir. Bunlar size karşı güveni azaltıp, becerileriniz ve iletişiminiz konusunda endişe yaratabilir.
Gülümsemeyi unutmayın
Gülümseyin ve rahat hareket edin. Gülmek, güveni iletmenin en kolay yollarından biridir.
Sohbette arkanızı dönmeyin, katılın
Vücudunuz yapılan sohbete dönmezse, kaba görünürsünüz. Omuzlarınızı ve gövdenizi gruba doğru çevirin.
Sürekli kafa sallamak
Konuşulanlara kafa allamak, iletişiminiz önemli bir parçasıdır ve karşınızdakinin konuştuklarını anladığınızı ve ona katıldığınızı gösterir. Fakat bunu sürekli yapmak, zayıf görünmenize neden olabilir ayrıca kayıtsızlık işareti olarak da yorumlanabilir.
Kıpırdanmak
İnsanlar sıkıldıkları ya da rahatsız oldukları zaman kıpırdanırlar, yani eğer bacaklarınızı sallıyorsanız ya da sürekli saçınızla oynuyorsanız böyle bir mesaj verirsiniz. O yüzden yapmayın.