Hiçbiri ilişkiyle sonlanmayan ilk randevulardan bıktınız mı? Kendinizi vermeye hazır olmadığınız halde erkeklerin arkasından koşmaktan yorulmadınız mı? Eğer eşinizi bulmak için bütün gücünüzü harcıyor ama yine de başarılı olamıyorsanız, belki de gerçek aşkı ararken kullandığınız yollar üzerine tekrar düşünmek lazım. Burada kadınların randevulaşırken yaptığı 5 genel hatayı bulacaksınız. Eğer içlerinden 1 ya da 2 tanesi size tanıdık geliyorsa, kendinizi hırpalamayın. Sadece, daha iyisini hak ettiğinizi görün ve iyileştirmek için değişiklik yapmaya hazır olun.
1. Eğer aşkın sizi hiçbir zaman bulamayacağını düşünüyorsanız, bulamayacak.
Açıkçası, kadınlar sevilmeye değerler. (evet, biz de değeriz!) ancak kendilerini daha yıllarca yalnız bırakabilecek bir seyle boğuşuyorlar: kendi kendini oluşturan kehanet ya da olumsuz düşünce. Olumsuzluk bulaşıcı değildir ancak potansiyel randevuların da kaçmasına neden olur. Çok sinsi bir hastalıktır. Fiziksel olarak, kurbanını el değmemiş bırakır. Ama biri ne kadar ortalarda “Hicbir zaman aşkı bulamayacağım.” diye dolaşırsa, beklentileri o kadar yüksek bir oranla gerçekleşir. Tersine, daha açık fikirli biri ne kadar çok “ Nasıl iyi, mutlu bir insanım, kesin aşkı bulacağım.” diye düşünürse, romantik geleceği de o kadar açık olur.
Eğer sizde kendine merhamet duyanlardansanız, kendinizi meşgul edin: Bir gazete ile başlayın. Her gün kendinizle ilgili seveceğiniz bir şeyler yazın. Zamanı kolaylaştıracaktır. Birkaç yakın arkadaşa ya da aile üyesine yazabilir ya da telefon edebilir, onlar da bir erkeğin sizinle mutlu olabileceğine dair nedenleri söyleyebilirler. Onlara bu öneriyi sunduğunuzda muhtemelen çok mutlu olacak ve size yardım edeceklerdir. Ne zaman kötü bir düşünce aklınıza gelse, her zaman onu olumlu olan bir başkasıyla değiştirin.
2. Kötü çocuk huyundan vazgeçin.
İyi erkekler dolambaçlı yoldan gitmezler. Ambalajsız, ham dururlar. Önemli olan hem hak eden erkeği fark etmek hem de istemek.
3. Benimle beraber tekrar edin, aşk tasma değildir..
Aşk tasmanın eş anlamlısı değildir. Eşinin 7/24 onunla beraber olmasını istemek ne gerçekçi ne de adil. Hapishane ne kadar konforlu ve gösterişli olsa da bir mahkum sonuçta özgür olmak ister. Sonuçta aşırı baskı ayrılık getirir.
En mutlu çiftler birbirlerine nefes alınacak alan bırakanlardır. Geri kalan işleri ne kadar dinamik olursa (iş, hobi ve arkadaş anlamında), biraraya geldiklerinde paylaşacakları o kadar şey olur.
4. Duygusal anlamda da sadık olun.
Partnerinize zarafet ve incelikle yaklaşmanız hayati bir şey. Eğer bütün “kötü gün”hikayelerinizi ve şakalarınızı arkadaş ya da isteklilerle paylaşırsanız, sevgilinize anlatacak neyiniz kalır? Delice gelebilir, ama bir insanın zamanı ve enerjisi sınırlıdır. Eğer sahip olduklarınızı başkalarında harcarsanız, bu muhtemelen ilişkinize zarar verecektir. Daha da kötüsü sevgilinizin size olan güvenini bir erkek iş arkadaşı ya da arkadaş yüzünden kaybetmenizdir. İlişkiniz iki kişiye özel anlardır ve önceliklidir, paylaşılmaz.
5. Eğer haklı çıkmak istiyorsaniz haksız olun.
Eğer siz ya da partneriniz hiçbir zaman yanıldığınızı kabul etmiyorsanız bu zor olabilir. Yanıldığınızda kabul edin ve özür dileyin. Özür dilemek bir zayıflık alameti değildir. Aşk yeri geldiğinde özür dilemesini de bilmektir.