Beklentiler ve gerçekleşmeler

Finans piyasalarında işlem yapanların en sık duyduğu kelimelerden birisi “beklenti”dir. Finans ile uğraşanlar “beklenti alınır, gerçek satılır” sözünü sıkça duymuşlardır. Ama ne yazık ki bir çoğumuz bu cümlenin yarısını bile yapamayız. Beklenti alırken yanlış zamanda almaya başlarız beklentileri. Olay gerçekleştiğinde ise satmak yerine biz de inanırız piyasanın dinamiklerine ve daha da alırız.

Geçmiş yorumlarımda da görebileceğiniz gibi, endeksin 32,000-35,000 bandında alım önerirken niçin rüzgara karşı durmanız gerektiğini, enflasyon ve FED beklentilerinin Ağusos başından itibaren nasıl olumluya döneceğini belirtmiştim. Düşen borsada beklenti alma zamanı Haziran-Temmuz aylarıydı. Ağustos’ta FED’in faiz artırmayacağı ve enflasyonun Ağustos’tan itibaren gerileyeği, doların gevşeyeceği beklentisine sahiptim. Endeks 38,800’lere kadar yükselirken, dolar 1,420 lere kadar geriledi.

Reklam
Reklam

Son bir haftadır ise 20 Eylül’de faiz artırımı gelmeyeceğini, ancak bunun gelen en son iyi veri olacağını, bu günden itibaren dövizde artış için sebeplerin çoğalacağını belirtmiştik.

Son gerçekleşme 20 Eylül’de sona erdi. 8 Ağusutos’ta FED ile başlayan olumlu hava 42 gün sonra yine FED ile sona erdi diye düşünüyorum.

Zamanında beklenti almayanlar veya erken satanlar, ya da beklenti gerçekleşmiş olmasına rağmen satmayanlar veya alanlar, az ya da çok para kaybettiler ve kaybetmeye de devam edecekler gibi görünüyor.

Dolar ile ilgili yorumlarımı 14/09/06 tarihli yorumumda bulabilirsiniz. Bu yoruma ek olarak Tayland’daki gelişmeler, Brezilya’da seçimler öncesi karalama kampanyaları ile artan seçim seçim belirsizliği de eklenince dövizdeki yükseliş baskısı gittikçe artacaktır.

Dövizin yükselediği bir ortamda faizlerde yükseliş, borsada düşüş kaçınılmaz olacaktır.

Bu akşam saat 16:10’da CNN Turk’te cari açık, gelişmekte olan ülkelerdeki artan riskler ve dünyada ileride daha da problemler yaratabilecek ekonomik yavaşlama hakkındaki görüşlerimi paylaştım. Dikkat çekmek istediğim, nokta bundan sonra FED konusunun değil, ekonomik büyümenin önem kazanacağı idi. Gelişmekte olan ülkeler dünya ekonomisindeki büyümenin yaklaşık iki katı büyüyerek direkt ve sıcak sermaye yatırımlarını son 4 senedir kendilerine çekmeyi başardılar. Ancak ekonomideki yavaşlama sinyallerinin beklenenden daha hızlı alınması orta vadede gelişmekte olan piyasalardaki satış baskısını artıracak gibi görünüyor. Tayland ve Brezilya’daki gelişmeler ise düşüş sürecinin “keskin” olmasını sağlayabilir.

Reklam
Reklam

Kısa vadede doların 1,490 seviyesinin üstüne çıkması halinde YTL’nin değer kaybının hızlanmasını bekliyorum. Borsada ise faizler %19’ların altına gelmedikçe 38,000’nin üzerindeki seviyeler satış fırsatı olmaya devam edecektir. Endeks gelişmekte olan borsalara paralel seyir göstermesi halinde 24 Ağustos dip seviyesi olan 36,173 puanın altına sarkma çabasına girebilir.

Hisse senedi pozisyonu açmadan döviz varlıklarında bulunmayı, iskontolu tahvil almamayı öneriyorum.

22/09/06 08:00