Bel ağrılarını önemseyin

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Sedat Kiraz, bel ağrısıyla ortaya çıkan omurga romatizmalarında erken teşhisin kalıcı sakatlıkları önlediğini söyledi.

Her bel ağrısının omurga romatizması anlamına gelmediğini anlatan Kiraz, ancak uzun süreli bel ağrılarının önemsenmesi gerektiğini anlattı. Hekimlerin gereğinden fazla MR ve tomografi talep ettiğini savunan Kiraz, "İstanbul'da MR aleti sayısı tüm Fransa'dakinden daha fazla" dedi.

Muğla'nın Fethiye ilçesine bağlı Ölüdeniz beldesinde başlayan Romatoloji Kongresi'nin açılışında düzenlenen basın toplantısında konuşan Prof.Dr. Kiraz, bel ağrıları ve omurga romatizması konusunda bilgi verdi. Aynı zamanda Romatoloji Kongresi Düzenleme Kurulu Üyesi olan Prof.Dr. Kiraz, bel ağrısı sorununun toplumda çok sık karşılaşılan bir rahatsızlık olduğunu ifade ederek, neredeyse bel ağrısı şikayeti olmayan kimse bulunmadığını anlattı. Ancak her bel ağrısının komplike nedenlerle ortaya çıkmadığını anlatan Kiraz, şöyle konuştu: "Ağrıların büyük bir kısmı yüzde 90 kadarı basit bel ağrısı dediğimiz yumuşak dokulardan kaynaklanan nedenle ortaya çıkabiliyor. Çoğu tedavi etmeseniz ya da basit ağrı kesicilerle geçebiliyor"

Reklam
Reklam

Doktorların tüm bel ağrısı şikayetleri için MR ve tomografi çekilmesini talep etmesini eleştiren Prof.Dr. Kiraz, şöyle konuştu: "Her bel ağrısı olan hasta hekime gittiğinde muhakkak bir tomografi hatta MR çekiliyor. İstanbul'da MR aletinin sayısı tüm Fransa'dakinden daha fazla. Hekim çok gereğinden fazla ve gereksiz yere MR isteyebiliyor. Bunu hekim isteyebiliyor ya da hastalar hekimi bunu istemeye zorlayabiliyor. Hastaların büyük bir kısmı bize elinde kalınca bir dosya, filmler ve bir sürü tetkikle geliyor. Ama baktığımızda hepimizde olabilecek ufak tefek bel rahatsızlıkları var. MR istenecek bir rahatsızlık yok. Basit bel ağrısı dediğimiz basit önlem veya ilaçlarla geçebilecek bel ağrısı bunlar."

Prof.Dr. Kiraz, basit bel ağrılarının dışında uzun süreli bel ağrıları ile ortaya çıkan ve 'omurga romatizması' olarak bilinen 'Ankilozan Spondilit' hastalığının önemsenmesi gerektiğini ifade etti. Tüm bel ağrılarının içinde omurga romatizmasına bağlı bel ağrılarının yüzde 5'ini oluşturduğunu anlatan Kiraz, erken teşhisin kalıcı sakatlıkları önlediğini söyledi. Kiraz, büyük bir kısmı değil ama toplum geneline vurduğumuzda bu oranın toplum genelinde yüzde 1 ile 2'lere çıkabildiğini söyledi.

Reklam
Reklam

Ülkemizde bununla ilgili İzmir'de Dokuz Eylül Üniversitesi'nin yaptığı bir çalışma olduğunu belirten Kiraz, şöyle konuştu: "Onların değerlendirmesinde yüzde 0.5 ile yüzde 1 gibi sıklıkta Ankilozan Spondilit Türk toplumunda görülüyor. Ankilozan spondilitin en önemli bulgusu; bel ağrısı gerçekten sinsi başlıyor ve bu genç yaşların hastalığı. Genç bir erkekte ortaya çıkan bel ağrısı özellikle gece uykudan uyandıran ve sabah kalktığında belinde tutukluluk tarzında ise bunu ciddiye almak gerekir. Bu tutukluk bir saati aşkın sürüyorsa, hareket ve egzersiz ile bu tutukluk rahatlıyorsa bunda ön planda ankilozan spondiliti düşünmek lazım, özellikle hasta 40 yaşından daha genç ise önemsemek gerekir."

Ankilozan spondilitin erken tanısının öneminin çok büyük olduğunu anlatan Kiraz, şöyle konuştu: "Erken tanı olursa tedaviye erken başlıyoruz, bir takım kalıcı sakatlıkların ortaya çıkmasını engelleyebiliyoruz. Bunun içinde elimizde ilaçlarımız var, bir kısmı uzun daha basit olabilen maliyeti daha düşük ilaçlar. Ama bir kısmı gerçekten dirençli hastalarda kullandığımız daha maliyetli ilaçlardır. Erken tanı kalıcı sakatlıkların gelişmesini engelliyor. Yoksa Ahmet Mete Işıkara durumuna gelmiş bir hastada bir takım kaybedilmiş fonksiyonları geri almak oldukça zor. Bildiğimiz, kullandığımız klasik ilaçların dışında ankilozan spondilitte özellikle hastanın kendisinin yapacağı ev egzersizleri ya da kısa süreli egzersiz programları, grup terapilerinin de oldukça yararlı olduğunu biliyoruz."

Reklam
Reklam

Hastalara mümkün olduğunca hareketliliği önerdiklerini anlatan Kiraz, sözlerini şöyle tamamladı: "İlaçları yadsımamak lazım, kullandığımız ilaçlar da hastalığı baskı altına alıyor ve hastalığın gelişimini yavaşlatıyor hatta durdurabiliyor. Sadece beli tutmuyor, boyun bölgesi, omurganın hepsi dışında kalça eklemi başta olmak üzere periferik eklemler dediğimiz eklemlerde de tutuluşa sebep olabiliyor. Eğer iyi tedavi edilmezse oralarda da kalıcı sakatlık ortaya çıkabiliyor, hatta zaman zaman kalça
tutulumunda hastalar genç yaşta kalça eklemini değiştirilmesine kadar gidebiliyor."

Anahtar Kelimeler: