Belçika'nın doğusunda geçen hafta sağanak yağış ve seller nedeniyle 37 kişinin öldüğü bölge, dün gece yeniden şiddetli yağış ve sellere teslim oldu.
Fransızca konuşulan Valon bölgesindeki Namur ve Dinant kentlerinde durumun geçen haftadakinden daha ağır olduğu belirtiliyor. Sağanak yağışların Pazar ve Pazartesi günleri de etkili olması bekleniyor.
Almanya'da da geçen hafta sel felaketi yaşanan bölgelerde birçok kişi evlerinden tahliye edildi ancak beklenilenin aksine yağış görülmedi.
Belçikalı uzmanlara göre, daha önce 100 yılda bir rastlanılan bu tür felaketlere, iklim krizi nedeniyle daha sık tanık olunacak.
Belçika'nın Namur ve Dinant kentlerinde Cumartesi akşamı aniden bastıran şiddetli sağanak sırasında, metrekareye 75 litre yağış düştü. Şiddetli yağışın yol açtığı seller nedeniyle Namur kentinde küçük çaplı bir heyelan meydana geldi.
Namur'da yüzlerce evi su basarken bir binanın da çöktüğü belirtiliyor. Kente sokakları dolduran sel suları, çok sayıda aracı da sürükledi.
Maas nehrinin sol kıyısında meydana gelen taşkınlar nedeniyle bazı yerleşim yerleri tahliye edildi.
Namur Belediye Başkanı Maxime Prévot'a göre, kentteki durum, geçen hafta yaşanan selden daha kötü. Birkaç mahallenin sular altında kaldığı şehirde, hastane ve huzurevlerinde de hasar var.
Belediye Başkanı, şu ana kadar ölüm veya yaralanmalarla ilgili herhangi bir bilgi bulunmadığını söyledi.
Dinant Belediye Başkanı Axel Tixhon da, kısa ama şiddetli yağan yağmurun ciddi hasara yol açtığını vurguladı. Kentteki bazı evler tahliye edildi. Su basan birçok ev ile selin sürüklediği araçlara itfaiye ekipleri müdahale ediyor.
Şiddetli sağanak yağış, Belçika'nın ikinci büyük kenti Anvers ile Valon Brabant bölgesinin bazı bölümlerinde de su baskınlarına neden oldu. Sokaklardaki su yüksekliği zaman zaman 1,5 metreye kadar yükseldi.
Belçika Meteoroloji Enstitüsü (KMI), sağanak yağışların Pazar akşamı ve Pazartesi günü de etkili olabileceği uyarısında bulundu.
Sağanak yağışlar, Hollanda'nın kuzey Brabant ve Friesland eyaletlerinde de hayatı olumsuz etkiliyor. İtfaiye yetkilileri, bu bölgelerdeki birçok yerleşim yerinde su baskınları meydana geldiğini bildiriyor.
Geçen hafta yaşanan sel felaketi nedeniyle 200 civarında kişinin öldüğü Almanya'nın Kuzey Ren - Vestfalya ve Rheinland - Pfalz eyaletlerinde ise korkulanın aksine, Cumartesi gecesi yağış meydana gelmedi.
Almanya Meteoroloji Kurumu'nun, drenaj kanallarının hasar görmesi nedeniyle hızla yeni su baskınları yaşanabileceği uyarısı üzerine, Rheinland - Pfalz eyaletindeki bazı bölgelerde halkın bir bölümü acil durum barınaklarına sevk edildi. Ancak gece boyu yağış meydana gelmedi.
Geçen hafta Almanya'nın batısı, Belçika'nın doğusu, Hollanda'nın güneyi ile Lüksemburg'u etkisi altına alan sağanak yağış ve seller nedeniyle, Almanya ve Belçika'da 200'den fazla kişi hayatını kaybetmişti.
Her iki ülkede kayıp olan onlarca kişiye de henüz ulaşılamadı.
Hollanda'nın güneyindeki Valkenburg kentinde de, selden etkilenen 700 aile hala evlerine dönemedi.
Belçika'daki Leuven Üniversitesi'nden hidroloji uzmanı Prof. Dr. Patrick Willems, Cumartesi akşamı metrekareye saatte 75 litreden fazla yağış düştüğüne dikkati çekerek "Bu gerçekten istisnai bir durum. Tarihsel olarak, bu tür yağışlar aynı yerde sadece her 100 yılda bir meydana gelir" dedi.
Willems'in Twitter hesabından yaptığı açıklamaya göre, yaşananlar iklim krizinin bir sonucu. Şu anda 50 yıl öncesine göre daha yaygın olan şiddetli yağışlar, küresel ısınma nedeniyle, bu yüzyılın sonuna kadar 5 ile 10 kat arasında daha fazlaartacak.
İklim değişikliği nedeniyle artan sıcaklıkların, atmosferin daha gazla su emmesine yol açtığını belirten Belçikalı Profesör, bunun hem kuraklığa hem de şiddetli yağışlara neden olduğunu vurguladı.
Willems, 1990'lardan bu yana bunu dile getirdiklerini belirterek şu anda yaşananların artık iklim krizi ve küresel ısınma gibi soyut kavramları somutlaştırdığına dikkati çekti.
Prof. Dr. Patrick Willems'e göre, küresel ısınma için üst sınırı olan 1,5 santigrat derecelik artış, sokaktaki insan için çok fazla gibi görünmese de, son günlerde yaşananlar, bunun nasıl bir küresel felakete yol açabileceğini somut biçimde ortaya koydu.