IRAK Dünya Mahkemesi Uluslararası Delegasyon üyesi, Belçikalı felsefe profesörü ve aktivist Lieven de Cauter, KCK davası için duruşma salonuna girerken elle yapılan aramaları soyunarak protesto etti.
Belçikalı felsefe profesörü ve aktivist Lieven de Cauter, bugün Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nde görülen PKK’nın şehir yapılanması KCK’nın yönetim ve Siyaset Akademisi kadrosuna ilişkin aralarında Prof. Dr. Büşra Ersanlı ile yayıncı Ragıp Zarakolu’nun da bulunduğu 140’ı tutuklu 205 kişinin yargılandığı davanın dördüncü duruşmasını izlemeye geldi. Cauter daha sonra duruşma salonuna girişte bulanan x-ray cihazı ile jandarma tarafından yapılan arama noktasına geldi. Jandarma görevlisi, Cauter’e kontrol noktasındaki duyarlı kapıdan geçerken cihazın uyarı sinyali vermesi üzerinin elle aranılması gerektiğini söyledi. Bunun üzerine üstünün aranmasına izin vermeyen Cauter, durumu protesto etmek amacıyla pantolonunu aşağı indirdi. Jandarma görevlilerinin uyarısı üzerine giyinen Cauter, daha sonra duruşma salonuna alındı.
Konuyla ilgili basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Belçikalı felsefe profesörü ve aktivist Lieven de Cauter, “Burada bu davayı gözlemlemek için bulunuyoruz. 1 haftadır bu davayı izliyorum ve bunun bir dava değil kalkanlarla, kasketlerle ve yüksek güvenlik önlemleriyle birlikte bir ‘terör tiyatrosu’ olduğunu gördüm. Güvenlik cihaz çok hassas bir makine ve ne yaparsanız yapın geçemiyorsunuz. Bunun üzerine ben de, ‘Tamam makine hassas olabilir ama ben de hassasım’ dedim. Bunun üzerine üzerimdeki elbiseleri teker teker çıkartıp öyle geçtim. ‘Ben bir terörist değilim, bugün kendime dokundurmadan, aranmadan geçeceğim, çünkü bugün benim son günüm’ dedim. Ya sizin makineniz vardır ya da elle arama yapabilirsiniz. Bunu her iki yolla yapamazsınız. Eğer bir fermuarınız ya da buna benzer bir şeyiniz varsa havalimanlarında olduğu gibi ikaz görmeden geçebilirsiniz. Eğer cihaz çok hassassa geçemezsiniz. Ben de bana dokunamayacaklarını söyledim. Soyunarak cihazdan geçebildim. Şimdi ise makine değişti ve ben kazandım. İnsanlar bu terör tiyatrosuyla mücadele etmelidir çünkü bu bir adalet değil terör tiyatrosudur. Bu tiyatro herkesi bir şüpheli olarak gördüğü için kendisini kanıtlamıştır. Ben bir şüpheli değilim. Benim bir basın kartım var, ben bir gazeteciyim, ben bir profesörüm, filozofum ama terörist değilim. Cihazın değişmesiyle de ufak bir zafer kazandık. Çünkü Türkiye artık totaliter bir devlet olma yolunda ilerliyor, ama böyle olmamalıdır” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz