İSTANBUL (CİHAN)- Turhan, "Belin yukarı kısmına, göğüs boşluğuna doğru yerleşen, yüksek ateş ile birlikte ortaya çıkan ağrılar, açıklanamayan kilo kaybı ve halsizlik, giderek artan uyuşma, his ve kuvvet kaybı, yürümenin bozulması, istirahat ile hafiflemeyen ağrılar uyarıcı belirti olarak nitelendirilebilir.” dedi.
Uzman Prof. Dr. Nur Turhan, bel ağrısı tiplerinin önemi hakkında bilgi verdi. Turhan, bel ağrısının genellikle omurga çevresindeki kasların ve bağların incinmesi sonunda ortaya çıktığını belirtti. Turhan, "Mekanik ağrılar dediğimiz bu tür basit ağrılar bir ya da iki günlük kısa süreli istirahatlar, ilaç, fizik tedavi ve egzersizlerle giderilebilir. Egzersiz alışkanlığı kazanılır, doğru duruş ve hareket teknikleri öğrenilirse bu tür basit ağrılar bir daha genellikle tekrarlamaz. Nüksetse bile daha hafif atlatılır." diye konuştu.
Bel ağrısı yaşayan hastaların küçük bir grubunda görülen tipik belirtilerin, uyarıcı olduğuna dikkat çeken Turhan, 20 yaşından önce ve 55 yaşından sonra ortaya çıkmasının bazı hastalıkların habercisi olabileceğini söyledi. Turhan, "Belin yukarı kısmına, göğüs boşluğuna doğru yerleşen, yüksek ateş ile birlikte ortaya çıkan ağrılar, açıklanamayan kilo kaybı ve halsizlik, giderek artan uyuşma, his ve kuvvet kaybı, yürümenin bozulması, istirahat ile hafiflemeyen ağrılar, mesane, bağırsak kontrolünün bozulması, idrar ve gaita kaçırma, herhangi bir kanser hikayesi, uzun süreli kortikosteroid tedavisi, bilinçsiz ilaç kullanımı, kaza, düşme, çarpma, vurma gibi travma sonrası başlayan ağrılar ve omurgada eğrilik gelişmesi uyarıcı belirti olarak nitelendirilebilir. Bir başka deyişle tüm bu belirtiler birer 'kırmızı bayrak'tır." ifadelerini kullandı.
Toplumda iki farklı bel ağrısı olduğunu ifade eden Turhan, şöyle devam etti: "Birinci gurupta ‘bel ağrısı herkeste olur, istirahat edeyim, ağrı kesici alayım geçer' düşüncesi var. Bu düşüncedekilerin kırmızı bayraklar hakkında bilgilenmesi ve gerekli durumlarda doktora erken başvurması çok yararlı olur. İkinci gruptaki hastalar toplumun küçük bir bölümünü oluşturur. Bu hastaların yoğun psikososyal sorunları vardır. Bu sorunlar; bel ağrısının sakatlığa yol açabilecek çok ciddi bir sorun olduğu düşüncesi ve korkusu, ağrıdan korunmak için günlük aktivitelerden kaçınma davranışı, ağrı tedavisine aktif olarak katılmama, pasif yöntemler peşinde koşma, depresyon, sosyal izolasyon, sosyal problemler, düşük sosyo ekonomik durumdur. Bu hastaların psikolojik yardım almaları gerekir."