Belediye-İş’ten Türk-İş’e suçlama

Belediye-İş, torba tasarının ihtiyaç fazlası işçileri bazı kurumlara aktarılmasını düzenleyen maddesinin kabul edildiğini hatırlattı.

ANKARA (ANKA) - Belediye-İş, “Türk-İş yöneticilerinin Hükümet yetkilileri ile yaptığı ‘pazarlıklar’ sonucu il özel idaresinde çalışan ihtiyaç fazlası işçilerin Karayolları Genel Müdürlüğü’nün taşra teşkilatına aktarılması Komisyonda kabul edilirken, 174 bin belediye işçisinden ‘ihtiyaç fazlası’ olanlar; rızası alınmadan, eğitimine ve vasfına bakmadan okullarda ya da karakollarda hademeliğe gönderilecek” dedi.

Belediye-İş Sendikası yazılı bir açıklama yaparak, tüm demokratik ülkelerde işçi, işveren ve Hükümet yetkilileri arasında kurumsal düzeyde, ilkeli pazarlıkların bu sürecin olağan işleyişinde olduğunu ifade ederek, “Ancak anormal olan, küçük akılları ile kendilerini dünyanın en akıllı insanı zannedenlerin, kendi ikballerini, kendi seçimlerini garantiye almak için toplumsal menfaatleri, üyelerinin haklarını, hukuklarını, gözetmeden ilkesiz ve kuralsız yaptıkları pazarlıklardır. Bu tür pazarlıklarda işçi yoktur emek yoktur. Bu tür pazarlıklarda toplumsal menfaatler değil, bireysel menfaatler vardır. Bu tür ‘kirli’ pazarlıklar dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde kabul edilmez, onaylanmaz. Torba tasarı konusunda Türk-İş yetkilileri tarafından yürütülen ilkesiz pazarlıklar, dün olduğu gibi bugün de, Türkiye’nin en büyük kurumu Türk-İş’in itibarını zedelemiş, onun saygınlığına gölge düşürmüştür” diye konuştu.

Reklam
Reklam

-“BU GİDİŞATIN SON ADIMI BÖLGESEL ASGARİ ÜCRETİN HAYATA GEÇİRİLMESİ OLACAK”-

Belediye-İş Sendikası Türk-İş yöneticilerini eleştirerek, “Belediye işçilerini sürgüne gönderecek kararlar alınırken, çalışma hayatı güvencesizliğe, esnekliğe mahkûm edilirken, ipe un serenler, neyin hesabını yapmaktadır? Bu gidişin bir sonraki adımı kıdem tazminatının yok edilmesi ve bölgesel asgari ücretin hayata geçirilmesi iken; ‘ilkesiz ve pazarlıkçı’ Türk-İş yöneticileri, neyin pazarlığını yapmaktadır” dedi. Açıklamaya şöyle devam edildi:

“Geçmişten günümüze, emek karşıtı her girişimde, Türk-İş yöneticilerine bu sessizliklerinin bu suskunluklarının sebebi sorulduğunda alınan cevap her seferinde ‘her yiğidin bir yoğurt yiyiş şekli var’ olmuştur. İşçi sınıfı bu yiğitlerin nasıl yoğurt yediğini çok iyi bilmektedir. Türk-İş, tarihinin hiçbir döneminde, bu kadar zor duruma düşürülmemiştir. Türk-İş, yüzü sınıfa dönük, emekten ve emekçiden yana tavır alan bir yönetim anlayışına kavuşturulmalıdır.”

ANKA

Anahtar Kelimeler: