"Ben ettim siz etmeyin. Yardım edin"

Ekşi Sözlük yazarı Aslı Köklü, babasının ölümüne neden olan trafik kazasını yazdı ve kazalara verilen cezaların arttırılması için bir kampanya başlattı.

**Diren Selimoğlu/Mynet Haber

**

4 Ağustos'ta Ispartakule gişelerinde meydana gelen kazada meydana gelen kazada babasını kaybeden Köklü'nün; acı olayın tüm ayrıntılarını paylaştığı duygusal yazısı, sözlükte en çok okunan ve paylaşılan entryler arasında yer alıyor.

Kampanya başlatan Köklü, herkesin desteğine ihtiyacı olduğunu söylüyor.

KAMPANYAYA KATILMAK İÇİN TIKLAYIN

Olayla ilgili duruşma ise yarın Küçükçekmece adliyesi, 8. Asliye Ceza Mahkemesi 09:10'da görülecek.

İşte 'genuine' nickiyle Aslı Köklü'nün 4 ağustos 2015 ıspartakule gişeleri trafik kazası başlıklı o yazısı

Reklam
Reklam

_"sabah saat 10 civarı, yer ıspartakule gişeler. 5 numaralı gişeye doğru bir araç giriyor, 4 numaralı gişeye bir diğer araç ve 2 numaralı gişeye bir üçüncü araç. gişelere bir kaç metre kala 2 numaralı gişeye girmekte olan araç aniden direksiyonu sola kırıp 4 numaralı gişeye atlamaya çalışıyor, o esnada 4 numaralı gişeye girmekte olan ve çok süratli gelen araç da ona çarpmamak için direksiyonu kırıp 5 numaralı gişeye girmekte olan araca sağ arkadadan çarpıyor. 5 numaralı gişeye girmekte olan araç ne olduğunu anlayamadan gişe duvarlarına sağlı sollu çarpıyor ve araçlar duruyor. tüm şoförler araçlarından çıkıyor. 2 numaralı gişeye girmekte olan aracın soförü etrafına bakıp aracına geri dönüyor ve çekip gitmek üzere harekete geçtiğinde gişelerdeki polisler tarafından durduruluyor. 4 numaralı aracın soförü çıkıp arabasına bakıyor ve kamera kayıtlarında görüldüğü kadarıyla aracındaki hasara pek dertleniyor. 5 numaralı gişeye girmekte olan ve olan bitenin farkına bile varamayan aracın soförü ise göğsünü tutarak araçtan iniyor ve yere yatıyor, bir daha kalkmamak üzere.

Reklam
Reklam

112 geliyor 20 dk döndürmeye çalışıyor 5 numaralı aracın soförünü ama iç kanama var sonuç alamıyorlar. alıp hastaneye götürüyorlar, hastaneye ex olarak giriyor, 20 dakika da orada müdahale ediliyor, ne çare. bu arada olay yerinde savcıya çok geç de olsa haber veriliyor. savcı 2 numaralı gişeye girmekte olan sonra da aniden direksiyonu kıran şahsı tutuklanma talebiyle mahkeme sevk ediyor. mahkeme denetimli serbestlikle salıveriyor şahsı. aradan koskoca 4 ay geçiyor. bu şahıs gidip imza vermiyor, polis tarafından adresinde bulunamıyor. her iki aracın şoförü de 4 ağustos'tan bu güne değin geçen koskoca dört ay içerisinde hayatına mal oldukları kişinin ailesiyle en ufak bir temas kurmuyor, üzüntü bildirmiyor. facebook'ta paylaşımlarını sürdürüyor, başkanı olduğu dernek adına açıklamalar yapıp youtube'da yayınlıyor, hiç birşey olmamış gibi hayatlarına devam ediyorlar.

böyle gitti babam. 2,5 yaşında boşanmışlardı annem ile, annem beni istemediği için ve babam çok istediği için babam ile kaldım ben. babaannem ve babamla büyüdüm. sevgilerin en fazlasını yaşayarak. her yanlışımda destek görerek, her üzüntümde paylaşarak, her başarımda gururla kutlanarak ve aslında her günümün her anını, her duygumu, her gün babamla paylaşarak. mayıs ayında checkup yaptırmıştı babam, yine kalbim çarparak bekledim sonuçları, babam sayfa sayfa fotoğrafını çekip tüm tetkiklerin whatsapp'tan yolladığında derin bir oh çektim yine, şükürler ettim sağlıklı oluşuna, gelecek on yıllar için planlar yaptım yine kafamdan. iyiydi ama ya bir gün hasta olursa diye korkular sardı içimi sapasağlam olmasına rağmen, yine de teselli ettim kendimi olsa bile çok da kötü birşey olmaz hem ben bakarım babama diye cesaret buldum sonra.

Reklam
Reklam

bu sağlam raporlara falan rağmen bir garipti babam son aylarda. "hayat adil değil, herşeye hazırlıklı olmak lazım, olacakların önüne geçemeyiz" demişti bana. sonra hastalığım nedeniyle beni her gün teselli eden sesi daha ciddi, daha kesin çıktı bir gün bir gün aniden; sanki kafama kazımak beni tüm benliğimle inandırmak istermiş gibi "bak kızım, sen atlattın bu hastalığı, senin uzun ve sağlıklı bir ömrün olacak, ufak tefek sorunlar yaşayabilirsin ama hepsini atlatacak gücün var" dedi bana. "sen olunca atlatırım tabii" dedim ben de, cevap vermedi, sustu. küçücük yaşımdan beri yaşadığım korkularım kocaman oldu içimde o hiç konuşmadığı bu şekilde konuştukça. biz ayrılmayı hiç konuşmamıştık, hiç yüksek sesle "ölüm" demedik biz, hem ben kendimi bildim bileli dua ettim her gece "allahım ben babamla beraber öleyim" diye, nasılsa bunca yıldır söylüyorum kabul olmuştur diye güveniyordum kendimce.

olmamış ama. annesi 100 babası 96 yaşında gitmiş babam 72 yaşında hiç bir sağlık problemi yokken, hala gördüğüm en iyi yüzücüyken, yürüyüşler yapıp enerjisini koruyorken, yazıhanesinde sabahlara kadar çalışıyorken, çocuklarına, çocuklarıma her ihtiyaç duyduklarında tek başına yetişiyorken öyle gidiverdi. kaderden falan değil, başkalarının yaptığı iğrenç, bencil, kural tanımaz seçimler yüzünden.

Reklam
Reklam

yıllardır çok haberde ağladım ben, şehitlere ağladım, berkin'i vapurda öğrendim hıçkıra hıçkıra ağladım, ali ismail'e günlerce durup durup ağladım, madende gidenlere, aylan'a, depremde yunus'a ve nice haksızca gidenlere ağladım hep, ailelerini düşündüm, gidenleri düşündüm yaşayacak onca günlerinin çalınmış olmasına yandım. ama trafiğin de binlerce, onbinlerce aileyi nasıl darmadağın attiğini anlayamamışım ben, üzülürdüm hep ama bunun başka türlü bişey olduğunu bilememişim, bu acının hakkını verememişim.

burada çok sayıda trafik kazası başlığı var, tüm medyada çok sayıda haber var, kurulmuş mağdur dernekleri var, yakınlarını kaybedenlerin yıllardır uğraş verdikleri cezaların arttırılması çabaları var ama herşeye rağmen bir kabullenmişlik var. günlük, sıradan bir olay gibi trafik kazaları. başına gelince mi anladın diyeceksiniz, çok haklısınız. daha önce yeterince anlamadığım için, bu konuda birşey yapmadığım için bu mağduriyeti yaşamış herkesten binlerce kez affımı rica ediyorum. ama ben ettim siz etmeyin. yardım edin. duruşmalara gidelim beraber, kamuoyu oluşturalım, daha önceden girişimleri olanlara hep beraber destek olalım, cezalar artsın, bu toplu katliam bitsin. kimse canının, varlık nedeninin otopsi raporunu okumak zorunda kalmasın."_

Reklam
Reklam