Ben iyiyim ama kocam...

Sizin eşinizde aynen böyle mi ?

Şüphesiz ki her kadın, bir hemcinsi ile karşılaştığında muhabbetin bir ucu eşe/sevgiliye dokunur.

Hayatımızın neşesi, erkekler! Onlar olmadan gülemiyor, ağlayamıyor, keyiflenemiyor dahası yaşayamıyoruz! Hangi kadın inkâr edebilir ki bunu? Onlar hayatlarımızın en güzel anılarının ortağı, çoğu zaman bunu unutsak da güzelliklerle çeviriyorlar etrafımızı, yalan değil.

Ancak, bir araya geldiğimizde işin rengi bambaşka. Kadınların birbirine karşı koruyucu tutumu sayesinde muhabbetlerimizin bir ucu mutlaka sevgililerimize ya da eşlerimize dokunuyor. Özellikle de kötü taraflarıyla anıyoruz, birbirimizden aldığımız güçle verip veriştiriyoruz ardı sıra.

Reklam
Reklam

Peki, en çok nelerden dert yanıyoruz?

-Bir kere, çabuk unutuyorlar!Yahu adamla daha iki dakika evvel kavga ettik. Hiçbir şey olmamış gibi oturduğu yerden su istemek için sesleniyor, deli oluyorum!

-Dağınıklar arkadaş!Kaç kere söyledim, şu kıyafetlerini aldığın yere koy! Yok, bir türlü öğretemedim. Kumandanın ne işi var buzdolabında?!
-Özensizler!O kadar heves ettim güzel bir sofra kurdum ama adam pis elleriyle geldi oturdu sofraya öylece. Düşünebiliyor musun, bir çift güzel söz bile söylemedi!

-Eskisi gibi değiller, asla!Çok çabuk değişti, çok! Eskiden canımlar cicimler, işyerime çiçek göndermeler, her sabah günaydın mesajları… Şimdi tek derdi, yemekte ne var?!

Öncelikle buraya kadar okuyup anılarınız canlandıysa, bir durun soluklanın şurada. Hepsinin tek tek açıklaması var muhakkak. Ancak siz de haklısınız ki hiçbir kadın siz böyle sinirle bunları anlatırken “Ne saçmalıyorsun sen?” diye giremez söze. Ben ekranın öte yanında durduğum için kolaylıkla söyleyebilirim. Evet, ne saçmalıyorsun sen?

Reklam
Reklam

Adam unutuyor işte kavgayı, fena mı? Kinci, mendebur bir mahalle kadını gibi mi olsun isterdin yoksa? İyi düşün. Dağınıklar evet, onda haklısın. Ama hepsi analarının suçu! Sen de öyle bir anne olmamak için çalış, ona göre yetiştir madem öyle, aslan oğlunu. Özensizler çoğu zaman, evet. Biz gibi çalışmaz akılları, detaya inmezler. Ama sen de sabırsızsın. İşten aç bilaç gelmiş adamın önüne süslü püslü sofrayı koymaya ne gerek var, zaten ne verirsen yiyecek. O sırada masadaki simli süslerle ilgilenmemiş olması çok doğal. Akşamın ilerleyen saatlerine sakla mutlaka o romantizmi, etkisini göreceksin.

Hiçbir erkek eskisi gibi değildir, o doğru. Ancak şu taraftan bakmalısın ki, her ilişkinin evreleri vardır. Sabah yanından çıkıp işe geldiğin adamdan gün içinde mesajlar almak istemeyeceğini hepimiz biliyoruz.Aslında hepimiz huyuna suyuna aşık olduğumuz o adamları zaman içerisinde aynı huylarından vazgeçirmek için çalışıyoruz. Bunca işin gücün, sorumluluğun içerisinde buna nasıl zaman ayırabiliyoruz, inanın ben de bilmiyorum.

Reklam
Reklam

Meral YARICI
http://blog.merush.com
http://twitter.com/merush