GİRESUN (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Hepimiz bir bayrağımızın altında yaşıyoruz. Bu bayrak hepimizin bayrağı, vatan hepimizin vatanı. Beraber huzur içinde yaşamak zorundayız. Huzur ne zaman olur? Hepimizin karnı doyarsa, hepimizin işi aşı olursa o memlekette huzur var demektir. Onu yapmamız lazım." dedi.
Kılıçdaroğlu, Giresun'da Sanayi Sitesi İşletme Kooperatifi Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, toplantının kendisi için çok şey ifade ettiğini belirterek, Türkiye'nin en büyük sorununun üretememek olduğunu aktardı.
Kemal Kılıçdaroğlu, "Üretirseniz dünyanın bütün ülkelerinde saygınlığınız olur. Üretirseniz güçlü olursunuz. Üretirseniz herkesin işi olur, herkesin aşı olur. Üretirseniz her evde, her mahallede, her vilayette, bütün Türkiye'de huzur olur. Üretme bu kadar önemlidir. Kim söylüyor bunu? Hayatın her alanında düşünen her insan bunu söylemiştir. İşte burada sizin tabela var, çalışmadan yorulmadan rahat üretmeden yaşamanın yollarını ararsanız başkalarının ürettiklerini tüketirseniz haysiyetinizi, onurunuzu yitirirsiniz diyor. Daha ne desin?" diye konuştu.
"Devasa Osmanlı İmparatorluğu niye battı?" sorusunu yönelten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Bütün dünyaya hakim. Avrupa'nın yarısı, Afrika, baktığınızda Orta Doğu, Kafkaslar, devasa bir İmparatorluk. 600 yıllık bir dev. Niye battı? Üretimden koparıldığı için. Sadece fabrikadan üretimden bahsetmiyorum. Her alanda üretmemiz lazım. Üniversitede bilgi üretilecek, sanayide makine üretilecek, diğer şeyler üretilecek. Kültürde sanatta üreteceğiz. Ressamımız olacak, yazarımız olacak, çizerimiz olacak, gazetecimiz olacak, bilginlerimiz olacak, yani alimlerimiz olacak. Bütün her alanda bilgi üreteceğiz. Her alanda alın teri dökmeliyiz. İşin özü bu. Osmanlı bunu, üretimden koparıldığı için Osmanlı battı."
Osmanlı'dan sonra Cumhuriyetin kurulduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmede bulundu:
"Atatürk de İnönü de Kazım Karabekir de. Bunların hepsi Osmanlı'nın Paşa'sı. Cumhuriyeti kurdular, hepsi savaş meydanlarından geliyorlar. İyi de memleketi nasıl kalkındıracan? Hiç birisi ekonomi bilmiyor. Enflasyon nedir, devalüasyon nedir, kur nedir? Bunların hiç birisini bilmiyorlar. İlk yaptıkları iş, 1923 yılında İzmir'de İktisat Kongresi'ni topluyorlar ve Gazi'nin orada söylediği önemli laf bir var, 'savaş meydanlarında kazanılan zaferler, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa memleket bağımsızlığını koruyamaz' diyor. Niçin? Bir kilometreyi bırak, bir metre milli demir yolu yok. Osmanlı'nın parasını basacak milli bankası yok. Milli banka ne zaman oldu? 1930 yılında Merkez Bankasını kurarak oldu."
Kılıçdaroğlu, 1925 yılında Kayseri'de uçak fabrikasının temeli atıldığını hatırlatarak, "9 yıl sonra Kayseri'den kalkan ilk uçağımız Ankara'ya indi. 1940'lı yıllar, Türkiye uçak ihraç eden ülkeydi. Kendi deniz altısını yapan ülkeydi. Ne oldu 1950'lerden sonra? Dediler ki bize, 'siz niye uçak üretiyorsunuz? Size bedava vereceğiz. 'Niye silah üretiyorsunuz? Size bedava vereceğiz. Niye gemi üretiyorsunuz? Size bedava vereceğiz'. Askerin palaskasından yemek yediği çatal bıçağa kadar her şeyi bedava verdiler. İkinci dünya harbi bütün döküntülerini verdiler." ifadelerini kullandı.
- "Otomobil üretemeyen bir Türkiye'ye geldik"
"Ne zaman uyandık? Kıbrıs çıkarmasıyla." diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Kıbrıs'a çıkarma yaptık, Amerika dedi ki 'bir dakika benim silahımı kullanamazsın, benim gemimi kullanamazsın. Sana ambargo uyguluyorum' dedi. Türkiye bu süreçlerden geçti. O zaman anladı ki Gazi Mustafa Kemal, neden silah fabrikalarını kurdursun, neden gemiyi kendisi yapmak istiyor, neden uçağını kendisi yapmak istiyor. Nedeni bu. Başkalarına muhtaç olmamak için. Uçak ihraç eden bir Türkiye'den otomobil üretemeyen bir Türkiye'ye geldik. Ama bir haksızlık yapmayalım. Biz Güney Kore'den önce otomobil üreten ülkeydik. Bugün bizim bir otomobil markamız yok ama Güney Kore'nin dünya çapında otomobilleri var."
Türkiye'nin bir tarım ülkesi de olduğunu vurgulayan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hiç aklınıza gelir miydi? Türkiye bir gün saman ithal edecek, nohut ithal edecek, fasulye ithal edecek, buğday ithal edecek diye. Yunanistan'dan tütün ithal edecek diye. Niçin? Şunu dediler batının egemen güçleri beyler, 'Türkiye'ye ne gerek var siz bunu üretmeyin, Türkiye tarımdan çekilmeli'. Tarıma destek verdiler, Dünya Bankasının paralarını tarıma destek olarak verdiler. Kime verdiler? Kimin arazisi var, ek veya ekme, hiç önemli değil. 'Sana destekleme fonundan para veriyorum' dediler. Köylü baktı, 'Ekmeye ne gerek var. Arazim var, parayı da alıyorum'. Ekmemeye başladı. Bilinçli bir politikayla Türkiye'yi üretimden kopardılar. Şimdi batının egemen güçleri şunu düşünüyor, '82 milyonluk Türkiye'yi kim doyuracak?' Fransa diyor, 'ben doyuracağım', Almanya diyor, 'ben doyuracağım', Hollanda diyor 'ben doyuracağım', Kanada diyor 'ben doyuracağım', Amerika diyor 'ben doyuracağım'. 'Siz üretmeyin, ben size bedava vereceğim' diyor."
Kılıçdaroğlu, 200 bin ton patates alındığını ve sıfır gümrükle Türkiye'ye geleceğini aktararak, "Şimdi elinizi vicdanınıza koyun, bu memlekette patates ekecek yer mi kalmadı? Biz bütün bunları ne diye yaptık? Türkiye uçuyor diye yaptık değil mi? Uçtuğumuz nokta burasıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Tarihsel bir süreç içinde bir gerçeği ortaya koymak zorunluluğu bulunduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "Bu benim sorumluluğum. Sizin de bunu bilme ve bunu anlatma sorumluluğunuz var. Hepimizin vatandaş olarak sorumluluğu var. Çünkü hepimiz bir bayrağımızın altında yaşıyoruz. Bu bayrak hepimizin bayrağı, vatan hepimizin vatanı. Beraber huzur içinde yaşamak zorundayız. Huzur ne zaman olur? Hepimizin karnı doyarsa, hepimizin işi aşı olursa o memlekette huzur var demektir. Onu yapmamız lazım." dedi.
- "Türkiye'nin üretmesi lazım"
"Türkiye aydınlığı nasıl yakalar? Türkiye gücü nasıl yakalar? Türkiye büyümeyi nasıl yakalar?" sorusunu yönelten Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin dört ayaklı bir strateji izlemek zorunda olduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu, birinci ayağı şöyle anlattı:
"Adalet. Güçlü bir hukuk devleti. Herkesin can ve mal güvenliği. Hukukun üstünlüğü siyasetten arınmış mahkemeler. Hukuk sistemi birinci ayak budur. Eğer bir ülkede adalet yoksa hiç kimse gelip, orada yatırım yapmaz. Hiç kimse, yerli yabancı. Niye gelsin? 'Benim can ve mal güvenliğim' yok diyor."
İkinci ayağın ise "Üreten Türkiye" olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin üretmesi lazım. Kim üretiyorsa ona her türlü destek verilmeli. Kim alın teri döküyorsa her türlü destek verilmeli. Ekmeyen adama destek verirseniz olmaz. Ekene destek vereceksin, üretene destek vereceksin." ifadelerini kullandı.
Katma değeri yüksek ürün üreten bir Türkiye olması gerektiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, bir ülkenin üniversitelerinin bilgi üretmesi halinde katma değeri yüksek ürün ortaya çıkarabileceğini vurguladı.
- "Güçlü bir sosyal devleti inşa etmek zorundayız"
Kılıçdaroğlu, üçüncü ayağında güçlü bir sosyal devlet olduğunu aktararak, şöyle konuştu:
"Güçlü bir sosyal devlet ne demektir? Fakirin yanında olan devlet demektir, alın teri dökenin yanında olan devlet demektir. Sosyal devlet budur. Hiç kimsenin yatağa aç girmediği bir Türkiye güçlü bir sosyal devlettir. İşsizliğin olmadığı bir Türkiye güçlü bir sosyal devlettir. Almanya dışarıdan işçi alıyor. Biz ne yaptık? 8 milyona ulaştı işsiz sayımız. Üniversiteyi bitirmiş işsiz, doktora yapmış işsiz, mastır yapmış işsiz, yurt dışında eğitim almış gelmiş buraya, yine işsiz. Ne olacak bu? Güçlü bir sosyal devleti inşa etmek zorundayız. Onun yolu üretimden geçiyor."
Dördüncü ayağın ise sürdürülebilirlik olduğuna değinen Kemal Kılıçdaroğlu, "Bunu sürdüreceksiniz. Yani gelişmeleri sürekli izleyeceksiniz. Güçlü, demokratik bir ülke olacak. Hukukun üstünlüğü olacak. Yargı bağımsız olacak. Adalet olacak. Türkiye üretecek ve huzur içinde yaşayacak." dedi.
- Ekrem İmamoğlu'na destek istedi
Seçime doğru gidildiğini ancak sabah, öğle, akşam gerginlik yaşandığını anlatan Kılıçdaroğlu, "Sanırsınız ki Türkiye batmak üzere. Yok öyle bir şey. Ne yapacağız? Muhtar seçeceğiz. Muhtar seçmek Türkiye'nin beka sorunu mu? Hayır. Belediye meclis üyesi seçeceğiz. Belediye meclis üyeliği beka sorunu mu? Hayır. İl genel meclisi üyesi beka sorunu mudur? Hayır. Belediye başkanı, beka sorunu mu? Hayır." ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, partisinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu için destek isteyerek, şöyle konuştu:
"Hepinizden İstanbul'daki akrabalarınıza telefon etmenizi, Ekrem İmamoğlu'nu da belediye başkanı seçmenizi istiyorum. Ben bunu sizden istiyorum. Çalışkan bir belediye başkanı, düzgün bir belediye başkanı, genç bir belediye başkanı, herkesi kucaklayan bir belediye başkanı, hiç kimseyi ötekileştirmeyen bir belediye başkanı, toplumun her kesiminden saygı duyulan bir belediye başkanı. Ben bunu da sizden istiyorum, Karadenizliler'den istiyorum. Sizin hemşehriniz, destek vereceksiniz. Alsın İstanbul'u yaşanabilir bir İstanbul haline getirsin. Ben bunu da istiyorum."
Türkiye'nin güçlü bir ülke olduğunu ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, bir kalkınma planının bulunmadığını savunan Kılıçdaroğlu, 2018'de son kalkınma planının süresinin dolduğunu kaydetti.
- "Atatürk'e hepimizin minnet borcu var"
Kılıçdaroğlu, egemen güçlerin, Türkiye'yi her dönem kullanmak istediğini vurgulayarak, konuşmasına şöyle devam etti:
"Şunu söyledim, kıyamet koptu. Suriye'de iç savaş var, doğru. Kim kimi öldürüyor? Müslüman'ı, Müslüman öldürüyor. O da bağırıyor Allah Allah diye, bu da bağırıyor Allah Allah. Birbirlerini öldürüyorlar. Silahı kim veriyor? Batı'nın egemen güçleri. 'Buyurun beyler, size silah da getirdim'. Bunu yukarıdakiler niye düşünmüyor. Yazık günah değil mi İslam dünyasında insanlar birbirlerini öldürüyorlar. Ölenler kim? Bizim dindaşlarımız değil mi? Niye ölüyorlar? Niye öldürüyor? Aşağıda petrol var. Kimi kullanıyorlar? Türkiye'yi. Kendini kullandırmayacaksın. O nedenle şu fotoğrafı olan kişi, yani Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e hepimizin minnet borcu var. Batı'nın egemen güçlerinden bizi kurtardığı için."
"Tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla olur." diyen Kılıçdaroğlu, "Birine borç verirseniz, birisinden borç alırsanız dengeyi iyi kurmak zorundasınız. Ama sadece borç alırsanız, bir süre sonra bakarsınız ki size emir verilmeye başlanır. Londra'daki bir avuç tefeciye son 16 yılda verilen faiz ne kadar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin verdiği faiz? 149 milyar dolar. Hepiniz iş dünyasının saygın insanlarısınız. 149 milyar dolarla bu memlekete ne olur? Ben bunları söylediğim zaman da her türlü ama her türlü iftiraya, her türlü hakarete maruz kalıyorum." değerlendirmesini yaptı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz