Bergen kimdir?

Gerçek adı Belgin Sarılmışer olup sahne ismi olarak farklı bir lakabı tercih eden Bergen, Türk arabesk tarihini adını altın harflerle yazdırmayı başarmıştır. 1980’ler ve sonrasında adeta bir fırtına gibi esen ünlü şarkıcının dikkat çeken hayatına dair detaylara değinebiliriz.

Bergen’in Şarkıcılık Öncesi Hayatı Nasıldır?

Bergen kimdir sorusunun cevabı, sanatçının hayat öyküsünde yatar. 16 Temmuz 1960’da Mersin’de doğan Bergen, 6 sene sonra anne babasının boşanması nedeniyle Ankara’ya taşınır. Annesi ile birlikte yaşamaya başladıktan sonra Yenimahalle Yunus Emre İlkokulu’nda okul hayatına ilk adımını atar. Ankara Devlet Konservatuvarı piyano bölümünde okumaya hak kazanan Bergen, maddi imkansızlıklar dolayısıyla bu hayalini birkaç sene ertelemek zorunda kalarak bölümü yarıda bırakır. İleriki süreçte yaşını büyütüp Ptt’de çalışan şarkıcı, birkaç sene boyu olumsuz şartlar ile karşılaşır. Hayatını değiştiren 1979’un bir eğlence gecesi olur. Eğlenmeye geldiği Feyman Gece Kulübü’nde sahneye çıkıp performans göstermesi sonucunda müzik dünyasının kapısını aralar. Kulübün Grup Lokomotif Orkestrası ile birlikte Türk Sanat Müziği, Türk Hafif Müziği ve dönemin trendlerini seslendirir. 80’ler denilince herkesin aklına gelen Bergen, bu sayede piyasada adını duyurmayı başarır. Küçüklüğünden beri şarkı söylemeye ilgi duyan Bergen hayatı ve ideallerini bu yönde şekillendirmiştir. Mutsuz aile yaşamı ve maddi yetersizliklerin arasında verdiği hayat mücadelesi, şarkıcının adeta küllerinden doğmasına neden olur.

Reklam
Reklam

Bergen’in Trajik Aşk Hayatında Neler Yaşanmıştır?

Bergen hayat hikayesi ve tecrübelerinin yanı sıra acı dolu aşk hayatıyla da herkesin yüreğine girer. İlk aşkı tattığı taksi şoförü Yalçın, aynı zamanda aşk hayatının ilk darbesine de yol açar. Yoğun hisler duyduğu Yalçın’la istenmeyen bir beraberlik yaşamak zorunda kalan Bergen, hissettiği duygular sebebiyle pek çok olaya göz yummaya devam eder. Ancak en sonunda Yalçın’ın başka bir kadın için onu terk etmesi, kalbinde derin yaralar oluşturur. Yaşadığı bu olumsuz ilişki, daha sonrasında Bergen’i müziğe daha da bağlayan bir araç olur. Bu ilişkinin ardından gittiği eğlence mekanında sahne almaya başlayarak Norveç’in Bergen şehrinden esinlenerek kendine Bergen takma ismini uygun görür. Bir diğer aşk tecrübesi ise sahne almaya gittiği Adana’da gerçekleşir. Her gece onu seyretmeye gelen ve kulisine düzinelerce çiçek yollayan Halis, Bergen’in umursamaz tavırları nedeniyle beklediği karşılığı alamaz. Bunun sonucunda bir gün nota ‘beni tanısan seversin’ yazarak Bergen’in ilgisini çekmeyi başarır. Aylarca uğraşıp aldığı arabanın yanması sonrasında Halis’in yardımsever davranışları, ilişkilerinin daha ileri bir boyuta geçmesine aracılık eder. Çok geçmeden Halis ile evlenen Bergen, birçok defa eşinden şiddet görür. Yaşananlara rağmen her zaman susan ve tepki göstermeyen şarkıcı, evliliğinin sahte olduğunu öğrendiğinde adeta dünyası başına yıkılır. Evli ve üstelik 3 çocuğu olan Halis’in sahte nikah işlemleri ile kendisini kandırması, Bergen’in unutamayacağı olaylar listesine bir yenisini ekler.

Reklam
Reklam

Kaçıp Ankara’ya dönen Bergen, annesi ile oturduğu evde yangın çıkması üzerine bütün mal varlığını kaybeder. Bu dönemde yardımına tekrar Halis yetişir. Yeniden bir ilişkiye başlayan ikili, birbirlerinin hayatında büyük etkiler bırakmayı sürdürür. Eşinden boşanan Halis, Bergen ile sahneye çıkmayı bırakması koşuluyla evleneceğini söyler. Bunu kabul eden Bergen, 9 Ocak 1982 tarihinde resmen Halis’le evlenir. İlk başta güzel giden evlilik süreci, tekrarlanan şiddet ve kavga olayları nedeniyle devam edilemeyecek hale gelir. Kaçan ve İzmir’e giden şarkıcı, ne kadar uğraşsa da Halis’ten tam anlamıyla kurtulmayı başaramaz. Yaşanan pek çok hadisenin sonunda 31 Ekim 1982’de Halis Bergen’in yüzüne kezzap savurarak sahne hayatını bitirmeye yönelik acımasız hamlesini gerçekleştirir. Ancak şarkıcı estetik ameliyatlar ve yepyeni bir imaj ile sahnelerin yıldızı olmayı başarır. 1988’de Halis’in hapisten çıkması sonrasında tekrar birlikte yaşamaya başlarlar. 14 Ağustos 1989’da ise aralarında çıkan bir kavga sonucu Halis tarafından sırtından vurularak ölür. Acı tecrübeleri nedeniyle ‘Acıların Kadını’ şeklinde anılan Bergen ölümü ile Türk müziğinin unutulmaz kayıplarından olur.

Reklam
Reklam

Bergen’in Ölümü ve Sonrası Neler Gelişmiştir?

Arabesk müziğinin kendini kanıtlamış isimlerinden Bergen nasıl öldü sorusunun oldukça dramatik bir cevabı vardır. Hayatının uzun bir döneminde çalkantılı ilişki yaşadığı Halis, şarkıcının hayatını kaybetmesine neden olan kişidir. Konser sonrası Kayseri’deki evine giden Bergen, Halis’in yolunu kesmesi ile şiddetli bir tartışma yaşar. Bergen’in ‘Sana dönmeyeceğim’ sözü sonrası cebinden silahını çıkartan Halis, şarkıcıyı sırtından 6 kez ateş ederek öldürür. Henüz 30 yaşına dahi doldurmayan Bergen, genç yaşta hayata gözlerini yumar. Müzik camiasından kimsenin katılmadığı cenaze töreni sonrası Bergen’e sessiz sakin bir biçimde veda edilir. Hastalıklı aşkından bir türlü kurtulamayan Bergen mezarı içerisinde dahi demir parmaklıklarla korunmaya alınır. Her şeye rağmen hayata küsmeyen ve pozitifliğini koruyan Bergen, müzik tutkusu ile camianın sevilen ikonları arasında kabul görür. Her dönem dinlenme rekorları kıran albümleri, yayınlanmamış parçaları bir araya getirerek ölümünden sonra dahi müziğe katkıya devam edebilmesini sağlar. ‘Acıların Kadını ve Onu Da Yak Tanrım’ albümleri, sanatçının en sevilen kayıtları olur. Ölümüyle müzikseverleri yasa boğan şarkıcı, üzerinden geçen yıllar sonrasında halen ilk günkü kadar sevilmeyi sürdürür. Pek çok acı olay sonrası dimdik ayakta durmaya devam eden Bergen, günümüzde dahi kadınlara anlamlı bir hayat dersi verir. Türk arabesk müziğinde efsaneleşen Bergen’in trajedi dolu hayatı, herkesin aklının bir köşesine kazınır.

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: