Denizli'nin Kale ilçesinin güneybatısında bulunan, beş medeniyete evsahipliği yapmış, Kale-i Tavas olarak bilinen Tabae antik kenti, Ege Üniversitesi (EÜ) Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Türk İslâm Sanatları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bozkurt Ersoy başkanlığındaki 30 kişilik ekiple günyüzüne çıkarılıyor.
Denizli-Muğla karayolunun 78. kilometresinde, doğal bir kale görünümündeki Tabae'nin kuruluş tarihi kesin olarak bilinmiyor. Büyük İskender'in Makedonya İmparatorluğu'ndan sonra kurulduğu tahmin edilen şehir Karya, Helen, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve hattâ Türkiye döneminde 1954 yılına kadar yerleşim yeri olarak kullanılmış. Daha sonra sık sık deprem olması sebebiyle âfet bölgesi ilan edilmiş ve uzun bir süreçte boşaltılmış. Taşımak istemeyenler de evleri yıkılarak, şimdiki Kale ilçesine yerleştirilmiş. Şehirde 1702 ile 1703 yılları arasında meydana gelen depremlerde toplam 12 bin kişinin öldüğü biliniyor.
Roma dönemine ait kayalara oyulmuş evler bulunan antik şehirde, toprak üstünde sadece iki cami, bir hamam, bir çeşme ve bir sebil günümüze ulaşabilmiş. Osmanlı eseri olan Cevherpaşa Camisi'nin kitabesinde, Hicrî 1235 (yaklaşık Miladî 1820) tarihi okunuyor. Yaklaşık 13. yüzyıla kadar Bizanslıların elinde bulunan Tabae, daha sonra Türklere geçti. İsmi de Kale-i Tavas oldu. Menteşe Beyliği'nin önemli şehirlerinden biri haline geldi ve önemini Osmanlı döneminde de korudu. Burayı 1330'lu yıllarda gören İbni Batuta, eserinde sadece kalesinden bahsediyor. Evliya Çelebi ise 1670'li yıllarda şehrin 50 ev ve bir cami içeren iç kaleyle 300 ev, beş mahalle, beş cami, bir han, bir hamam, üç mektep, üç sebil, iki tekke ve altı zaviyesi olan bir dış kaleden oluştuğunu anlatıyor.
Denizli Valisi Yavuz Erkmen, Tabae kazıevini ziyaret ederek, çalışmalar ve bulunan eserlerle ilgili Kazı Başkanı Prof. Dr. Bozkurt Ersoy'dan bilgi aldı. Ersoy, eylül ayı ortalarına kadar çalışmalarını yürütmeleri için Vali Erkmen’den maddi destekle çıkan eserlerin tamir edilebileceği ve saklanabileceği bir depo yeri talebinde bulundu. Vli Erkmen de kazı çalışmalarının tamamlanmak üzere olan hamam ve sarnıç gibi yapıtların projelerini yıl sonuna kadar hazırlamalarını istedi. Koruma Kurulu'ndan onaylarını alarak 2012 yılında bunların restorasyonlarının başlayabileceğini belirten Erkmen, böylece kazı bölgesinin de turizme kazandırılacağını açıkladı. Kazı çalışmalarında MS 2. yüzyıla ait Afrodit başı ve bronz malzemeli heykel başı gibi önemli eserler çıkarıldı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz