"Engelsiz Okul Projesi" kapsamında, 10 ayda İstanbul`daki tüm ortaöğretim okullarına ulaşılarak engellilik bilinci eğitimi seminerleri verilecek.
Canda Özür Olmaz Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Öztürk: "Çocuklarımız, engelli olgusunu iyi bilmiyor.
OKULLARDA ENGELLİLER KAVRAMIYLA İLGİLİ BİR MÜFREDAT YOK
Canda Özür Olmaz Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Öztürk, ortaöğretimde engellilik bilincini yerleştirmek amacıyla başlattıkları, Milli Eğitim Bakanlığınca onaylanan "Engelsiz Okul Projesi" kapsamında, İstanbul`daki tüm okullarda eğitim seminerleri vereceklerini söyledi.
Öztürk, projenin startının verildiği Üsküdar Hacı Sabancı Anadolu Lisesi`ndeki seminerden sonra AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir grup akademisyen ve iş adamı ile bir araya gelerek haziran ayında derneği kurduklarını aktardı.
Derneğin misyonu ve vizyonunun, engellileri eğiterek topluma kazandırmak ve toplumda özürlü bilinci oluşturmak olduğunu ifade eden Öztürk, "Biz sadece bu ikisini yapmaya çalışıyoruz. Biz sadece bunu yapacağız. Mümkünse, okuyabilirlerse okusunlar. Okuyamıyorlarsa bunların kısa yoldan meslek sahibi olmalarını, iş hayatına girmelerini sağlayacağız. Ancak toplumda da ön yargıları kırabilmek için, okullardan başlayarak toplumun bütün katmanlarına engelli olgusunu bilincini anlatmaya çalışacağız" diye konuştu.
Öztürk, dernek kurulduktan sonra önemli projeler hazırladıklarını, bunlardan "Engelsiz Okul Projesi"ni çok önemsediklerini, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından projenin onaylandığını kaydetti.
Pilot bölge olarak İstanbulu seçtiklerini ifade eden Öztürk, şunları söyledi: "Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa ortaöğretim okullarında engellilik bilinci ve Türkiye
deki engellilik gerçeği konulu seminerler ve sempozyumlar vermeye başladık. Türkiye`deki bütün okullara ulaşmayı hedefliyoruz.
Her hafta 3 okula gitmeyi planlıyoruz. Üsküdar`da 279 okul var, bu okullara ulaşmayı düşünüyoruz. Çocuklarımız engelli olgusunu iyi bilmiyor. Okullarda engelliler kavramıyla ilgili bir müfredat yok. Öğretmelerin de bu anlamda bir eğitimi olmadığı için çocuklar haklı. Çocuklar engelliye nasıl davranacaklarını, nasıl konuşacaklarını bilmiyorlar. Çok büyük sıkıntı yaşıyorlar. "Öztürk, engelli insanların dışarı çıkamadıklarını, bu yüzden çocukların engelli insanların nasıl yaşadığı konusunda bilgi sahibi olmadığını belirtti."
Projenin 10 ay süreceğini bildiren Öztürk, "bu dönem İstanbuldaki bütün okulları bitirmeyi amaçlıyoruz. Proje kapsamında okullarda verdiğimiz seminerlerde, engelilik kavramını, Türkiye
deki engelli gerçeğini anlatacağız. Bu engelli gerçeği içerisinde, bütün engelli gruplarıyla ilgili bilgiler vereceğiz. Bunların istatistik bilgilerini, bunların kim olduğunu, bunlarla nasıl iletişim kurulması gerektiğini anlatacağız. Bunlarla sosyal hayatı nasıl paylaşmamız gerektiği konusunda bilgiler vereceğiz" diye konuştu.
Aile terapisti tarafından öğrencilere, engelli çocuk sahibi olan anne ve babalarla nasıl iletişim kurulması gerektiği konusunda eğitim verileceğini vurgulayan Öztürk, sözlerine şöyle devam etti: "Engelli çocuk sahibi olan anne ve babalar çok yalnız. Engelli çocukla 24 saat yaşamak çok kolay bir şey değil. Sorunlu çocuklarla 24 saat yaşamak çok ciddi bir sorundur. Sokağa çıktıklarında onları anlayabilen insanlar yok ya da akrabaları bu anlamda onlara çok fazla destek olmuyorlar. Biz de bu eğitimi ortaöğretimde vermeye başlarsak, en azından bu insanlarla iletişim kurabiliriz. İletişim dediğimiz şey, "merhaba, nasılsınız, yapabileceğimiz bir şey var mıdır" diyebilmektir.
Bu projeyle, en azından bir farkındalık yaratabilirsek, eminim büyük bir adım atmış olacağız. Biz bu seminerlerle ön ayak olabilirsek, bu anlamda ciddi bir kamuoyu oluşturabilirsek, diğer derneklerin, sivil toplum örgütlerinin hatta bakanlığımızın, başbakanlığımızın ilgili birimlerinin dikkatini çekebilirsek, bütün Türkiye`ye yaymak istiyoruz. "Öztürk, derneğin imkanlarının çok kısıtlı olduğunu, ilgili bütün kurumlardan destek beklediklerini, bu projeyi profesyonel anlamda ilerletmek istediklerini bildirerek, ``İstanbul Ticaret Odasına başvurduk. Maddi anlamda destek bulabilirsek, uzman sayımızı artırarak daha fazla okula ulaşabiliriz" dedi.
Engelli insanların en büyük sorunun eğitim olduğunu, engellilerin yüzde 36sının okuma ve yazma bilmediğini, yüzde 1
inin üniversite mezunu olduğunu anlatan Öztürk, eğitim sorunu yaşayan engellilerin bu yüzden toplumla da bütünleşemediğini bildirdi.
Öztürk, 8,5 milyon özürlünün çok trajik bir hayat yaşadığını, meslek sahibi olamayan engellilerin çalışamadığını, engellilerin temel sorunlarının işsizlik, yoksulluk, eğitim, istihdam, rehabilitasyon, erişebilirlik, ulaşılabilirlik olduğunu vurguladı.
Derneğin ismini Kuran-ı Kerim
den esinlenerek koyduklarını aktaran Öztürk, "Canda Özür Olmaz ismi, Allahın Kur
an-ı Kerimde çokça vurgu yaptığı can olgusu. Allah cana vurgu yapar. Canın kendisinde bir kusur olmadığını, bunun insanların saygınlığını gölgeye bırakmak için bir neden olmadığını, fiziksel yoksunluğun saygınlık için hiçbir anlamının olmadığını Allah Kur
an-ı Kerim`de defalarca söyler. Biz de bundan yola çıkarak derneğimize bu ismi koyduk. Çok anlamlı bir isim" ifadelerini kullandı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz