''Beşşar artık siyasi bir mevtadır''

Başbakan Erdoğan, CNN International'da katıldığı programda Suriye'deki gelişmeleri değerlendirerek, "Çok açık söylüyorum Beşşar artık siyasi bir mevtadır'' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CNN International'da Christiane Amanpour'un konuğu olduğu programda, Suriye'de yaşananlara ilişkin Türkiye olarak çok önceden Devlet Başkanı Beşşar Esed'e gerekli uyarılarda bulunduklarını hatırlatarak, ''Geç kalındığına inanıyorum. Zamanında gerekli müdahaleler, uyarılarda bulunuldu ama tüm bunlara rağmen Esed, babasının izinde devam ediyor ve tabii Suriye'nin geleceğini de tehlikeye atıyor'' diye konuştu.
Bölgedeki siviller için güvenli ya da tampon bölge oluşturulmasına yönelik tartışmalar üzerine Başbakan Erdoğan, ''Tabii burada güvenli bir bölge veyahut ara bölge bunların yapılabilmesi için önce bir defa 'uçuşa yasak bölge' konusunun hallolması gerekir. Yani uçuşa yasak bir bölgeyi eğer halledemezseniz aşağıda yapılacak böyle bir bölge, gelecekte bir Srebrenitsa Katliamı gibi bir katliama vesile olabilir" dedi.
**Türkiye'ye sığınan mülteci sayısı yüz bine yaklaşılıyor**
Suriye'de "gözü dönmüş bir rejim"in var olduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Uçaklarla saldırarak yukarıdan insanları acımasızca katlediyor, bir kıyıma uğratıyor. Böyle bir şeye teşebbüs etmek çok büyük bir risktir. Öncelikle bu, 'uçuşa yasak bölge'nin hallolması gerekir. Bu hallolduktan sonra ancak böyle bir tampon bölge veya ara bölge konusuna ancak teşebbüs edilebilir. Çünkü Türkiye'ye sığınan mülteci sayısı yüz bine yaklaşıyor. Buna nereye kadar katlanabiliriz doğrusu onun hesabını şu anda pek yapamıyorum.''
**Arap Birliği'ne çağrı**
Bu konudaki arzularının BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri ve geçici üyelerinin hep birlikte bu yönde bir karar alması olduğunu vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Arap Birliği ile de hep birlikte böyle bir karar alalım ve ortak adımı atalım. Eğer ortak bir adım atılırsa bu çok daha süratle neticeye vardırılabilir. Şu anda da zaten Rusya da Çin de İran da bu gelişmeleri görüyor ve Beşşar'ın sonunu da görüyorlar. Çok açık söylüyorum Beşşar artık siyasi bir mevtadır.''
Başbakan Erdoğan, Suriye'de ''er veya geç halkın kazanacağını'' söyleyerek, ''Bundan hiç şüphem yok, er veya geç olacak. Bunu görüyoruz ve şu anda gelişmeler de çok açık net bunu göstermektedir'' ifadesini kullandı.
Amanpour'un ''Türkiye'nin Suriye konusunda ABD olmaksızın harekete geçip geçmeyeceğini'' sorması üzerine Erdoğan, şunları belirtti:
''Şimdi tabii burada uluslararası hukuk neyi gerektiriyorsa bunları yapmamız gerekir. Yani Kosova olayı da bir nevi böyle bir olaydır. Kosova'da aynı zamanda NATO var. Yani NATO'nun burada görev alıp alamayacağı noktası çok çok önemli.''
**BM Güvenlik Konseyi'nin tutumu**
Türkiye'nin Suriye konusundaki bütün çözüm önerilerinin ABD yönetimi tarafından geri çevrildiği belirtilerek, bunun nedeninin ABD'deki yaklaşan seçimler olup olmadığı sorusu üzerine Erdoğan, ABD'nin ''bekleneni henüz veremediğini'' ifade etti.
Erdoğan, ''Ancak böyle bir katliamın karşısında sessiz de kalmıyorlar. Bu da bir reflekstir. Sessiz kalmadıklarından dolayı bizler müteşekkiriz. En azından rejimin karşısında olduklarını ifade ediyorlar. Yani biz de en azından Rusya'nın ve Çin'in de rejimin karşısında olduklarını ifade etmelerini istiyoruz'' değerlendirmesinde bulundu.
**İran'ın nükleer enerji dosyası**
İran'ın nükleer enerji dosyası ile ilgili soruya karşılık da Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Şu ana kadar İran'la ilgili nükleer silah noktasında yapılmış kesin bir hesap yok. Bu konuda dini lider Sayın Hamaney'le görüştüm, Cumhurbaşkanı'yla görüştüm. Sayın Hamaney, 'Bizim dinimiz insanlığın katline vesile olacak böyle bir kitle imha silahına müsaade etmez' dedi.''
**''İsrail'in İran'a saldırma ihtimali yok denecek derecede''**
Başbakan Erdoğan, ''İsrail'in, nükleer programı nedeniyle İran'a saldıracağını düşünüyor musunuz?'' sorusunu şöyle yanıtladı:
''İsrail'in İran'a saldırısını, hemen hemen yok denecek derecede bir ihtimal olarak görüyorum. Çünkü o, bölgede aslında bir kıyamet olur ve İsrail için de çok acı bir son olabilir. Çünkü tablo o zaman süratle çok farklı bir şekilde değişir."
Suriye söz konusu olduğunda Türkiye'ye yönelik en büyük tehlikenin ne olduğuna dair düşüncesinin sorulması üzerine Erdoğan, ''En büyük tehlike sadece Türkiye için değil, tüm bölge için kitle imha silahlarının kullanılmasıdır. Bunu rejim ağzından kaçırmıştır. Böyle bir adım atıldığı anda şüphesiz ki sadece Türkiye olarak bizler değil, bölgede buna karşı değerlendirme, durum çok değişir. En büyük endişem budur'' ifadesini kullandı.
**"Kim öle kim kala"**
Erdoğan, Cumhurbaşkanı olmayı isteyip istemediğinin sorulması üzerine, ''Bugüne kadar cumhurbaşkanını millet seçmiyordu, parlamentoda seçiliyordu. Şimdi ise ilk defa millet seçecek. Millet seçiyorsa bu kim olursa olsun milletin iradesine saygı duymak demokrasinin gereği değil mi?'' dedi.
Cumhurbaşkanlığı için aday olup olmayacağı sorulduğunda Erdoğan, ''Önümüzde iki yıl var. Kim öle kim kala. Ne gelir, ne gider bunu bilemeyiz. İki yılda çok şey değişebilir. Bunu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılacağı seneye bırakalım. O zaman orada birçok şey netleşir, bunları konuşuruz. Yine burada program yapabiliriz'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı adaylığı ihtimalinin olup olmadığını sorusuna ise ''Olabilir tabii'' yanıtını verdi.
**"9'u basın kartı sahibi"**
Erdoğan, tutuklu gazeteciler konusundaki eleştirilerin hatırlatılması üzerine, şöyle konuştu:
''Haber kaynaklarınızı bilmiyorum ancak ben şiir okumaktan dolayı cezaevine girmiş birisiyim. Bu işin ne olduğunu iyi bilirim. Şu anda basın mensubu olarak içeride olduğu söylenen kişi sayısı 80'dir. Ancak bu 80 kişinin içinde 9'u sarı basın kartı sahibidir. Yani gerçek gazeteci burada 9 kişidir. Diğerleri ise terör örgütü ile ilişkili olan ve kaçak ruhsat, silah taşıyan, bu tür eylemlere karışmış olan tiplerdir. Bunlar basın mensubu değildir.''
(A.A)
Anahtar Kelimeler: