Beyin pili parkinson hastalarına umut oluyor

Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Dilek Günal: - "Beyin pili tedavisi, beyin cerrahisi, nöroloji, psikiyatri ve anestezinin uyumlu çalışmasıyla hastaların yaşam kalitelerinde dramatik ve uzun süren düzelmelere yol açar. Günlük yaşam aktivitelerinde başkalarına bağımlı olmaları engellenen hastalar, tekrar mesleklerine dönebilir veya emekliliklerinin keyfini torunlarıyla sürebilir" - "Parkinsonda cihaz uygulamalı ileri dönem tedaviler, özellikle son 10 yılda hastaların şikayetlerinin kontrolünde ve yaşam kalitelerinin artmasında altın değerindedir. Bu tedavilerde temel amaç, hastanın ağızdan aldığı ilaçları azaltarak veya keserek dopamin ihtiyacını sürekli olarak bir cihaz yardımıyla tamamlamaktır" - "Dopamin salınımını sağlayan bu cihaz, bir pompa veya beyine takılan bir grup elektrot olabilir. Beynin derin çekirdeklerine iki taraflı yerleştirilen elektrotlar belli frekans ve ayarlanan voltajla sürekli elektrik uyarısı yapar"

İSTANBUL (AA) - HATİCE ŞENSES - Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Dilek Günal, parkinsonda ileri evre tedavi seçeneklerinden olan beyin pili tedavisinin, beyin cerrahisi, nöroloji, psikiyatri ve anestezinin uyumlu çalışmasıyla hastaların yaşam kalitelerinde dramatik ve uzun süren düzelmeler sağladığını belirterek, "Günlük yaşam aktivitelerinde başkalarına bağımlı olmaları engellenen hastalar, tekrar mesleklerine dönebilir veya emekliliklerinin keyfini torunlarıyla sürebilir." dedi.

Reklam
Reklam

Prof. Dr. Günal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, parkinsonun 60 yaş üzerinde görülme riski artan, hareket yavaşlaması ile seyreden nörolojik bir hastalık olduğunu, hastaların hekime el titremesi şikayetiyle başvuracakları gibi hareketlerde zorluk, yürümede yavaşlama, öne doğru eğik yürüme, omuzda ağrı veya çabuk yorulma gibi yakınmalarla da gidebildiğini söyledi.

Parkinsonda tüm bunların yanında, beyin görüntülemesi (MR) ve kan testlerinin tanıya yardımcı yöntemler olduğunu aktaran Günal, tanı alınmasının ardından başlanan ilaç tedavisinin düzenli şekilde, ömür boyu devam etmesi gerektiğini ifade etti.

Günal, "Hasta tedavisine ara verdiğinde veya ilaçlarını düzensiz kullandığında şikayetleri tekrar artar ve hastalığın seyrinde ilerleme oluşabilir. Parkinsonda erken dönemlerde ağızdan alınan ilaç tedavileri uygulanır. İlaçların dozları, sıklığı ve çeşitliliği hastadan hastaya değişir ve 3-6 aylık doktor takiplerinde doz ayarları yapılır." diye konuştu.

Reklam
Reklam

- "Parkinsonda cihaz uygulamalı ileri dönem tedaviler altın değerinde"

Prof. Dr. Günal, parkinson bulgularının yaş ilerledikçe arttığını ve farklı sistemlere ait şikayetlerin tabloya eklenebildiğini vurgulayarak, şu bilgileri verdi:

"Hastalığın ilk yıllarında sorun oluşturan titreme yakınması zamanla geriler, harekete başlama zorluğu, denge sorunları ve uyku sorunları artar. Bu sorunların bir kısmı ilaç dozları ayarlanarak düzeltilebilir. Ancak hastalık ilerledikçe ilaçlardan faydalanma azalır. Bunun nedeni ilacın etkisini kaybetmesi veya alışkanlık yapması değildir. Hastalık süresi arttıkça, beyinde yaşayan dopamin üreten hücre sayısı azalır ve hasta daha fazla ilaca ihtiyaç duyar. Bir süre sonra dopamin üretimi tamamen biter ve parkinson hastasının hareketleri ilaç olarak kullandığı dopamin ile sağlanır. Hastalık süresi uzadıkça hastaların yaşam kalitelerini düşüren hareket yavaşlaması, denge ve uyku sorunları giderek artar. 5-10 yıl sonra ilaçları çok sık aralarla kullanan ve ilaç yan etkilerini şiddetli yaşayan hastalara, cihaz uygulamalı ileri dönem tedavileri uygulanabilir.

Reklam
Reklam

Parkinsonda cihaz uygulamalı ileri dönem tedaviler, özellikle son 10 yılda hastaların şikayetlerinin kontrolünde ve yaşam kalitelerinin artmasında altın değerindedir. Bu tedavilerde temel amaç, hastanın ağızdan aldığı ilaçları azaltarak veya keserek, dopamin ihtiyacını sürekli olarak bir cihaz yardımıyla tamamlamaktır. Dopamin salınımını sağlayan bu cihaz, bir pompa veya beyine takılan bir grup elektrot olabilir. Derin beyin stimülasyonu beyin pili tedavisi, cihaz uygulamalı ileri dönem parkinson tedavilerinden biridir. Beynin derin çekirdeklerine iki taraflı yerleştirilen elektrotlar, belli frekans ve ayarlanan voltajla sürekli elektrik uyarısı yapar. Bu ayrılar, hastalık ortaya çıkan beyin dokularında bir düzen oluşturur ve dopamin salınımını teşvik eder."

Günal, hastalığı oldukça ilerlemiş ve beynin kendi dopamin üretimi neredeyse tükenmiş ileri evre hastaların, beyin pili tedavisinde beklenen yanıtı veremediklerini dile getirerek, bu tedavinin hekim tarafından belirlenen hastalara, uzmanlaşmış merkezler ve ekipler tarafından uygulanmasının önemini aktardı.

Reklam
Reklam

- "Hastalar beyin piliyle rutin yaşamlarına dönebiliyor"

Prof. Dr. Günal, beyin pili için uygun hasta seçimi, tedaviye hazırlık dönemi, beyin pili ayarlamalarının yapılması ve hastanın takibi gibi başlıklara ilişkin bilgi verdi.

Her hastanın beyin pili tedavisinden yeteri kadar fayda göremeyeceğine dikkati çeken Günal, bu gruptaki hastaların başka bir yöntemle tedavi edilebileceğini kaydetti.

Prof. Dr. Günal, beyin pili tedavisinde elektrot yerleştirilme işleminin hastadan hastaya değişmekle birlikte 1-3 saat içinde bittiğini, sonraki aşamada hastanın uyutularak elektrotların enerji kaynağının cilt altına yerleştirildiğini dile getirdi.

Operasyondan 7-14 gün sonra pilin açılıp, tedaviye başlandığını, bu süreçte hasta ve yakınlarının sabırlı olması ve uygulama merkezine yakın bir bölgede ikamet ederek haftalık kontrollere gelmesi gerektiğini vurgulayan Günal, 1 ila 3 ay arasında pilin ayarlarının tamamlanarak ilaç tedavisinin giderek azaltıldığını söyledi.

Pilin cilt altına yerleşen bataryası azalınca değişim için basit bir girişimde bulunulduğunu ifade eden Günal, sözlerini şöyle tamamladı:

Reklam
Reklam

"Beyin pili tedavisinin her aşamasında tedavi ekibinin uyum içinde çalışması ve hastayla doğru iletişim kurulması önem taşır. Beyin pili tedavisi, beyin cerrahisi, nöroloji, psikiyatri ve anestezinin uyumlu çalışmasıyla hastaların yaşam kalitelerinde dramatik ve uzun süren düzelmelere yol açar. Günlük yaşam aktivitelerinde başkalarına bağımlı olmaları engellenen hastalar, tekrar mesleklerine dönebilir veya emekliliklerinin keyfini torunlarıyla sürebilir. Edinilen hobiler ve sosyal faaliyetler, parkinson tedavilerinin etkinliğini arttırır. Ancak ne yazık ki hastalık ilerledikçe ileri dönem tedavilerle düzeltilemeyen bulgular artabilir. Üzerinde en çok araştırma yapılan hastalık gruplarından biri olan parkinson hastalığının nedeni ve kesin tedavisiyle ilgili atılacak adımlar umutla beklenmektedir."