Beynimiz sandığımızdan daha güçlü: Beyin yaşıyla ölüm yaşı birbirine çok yakın

Yapılan araştırmalar beynimizin, ne zaman öleceğimize "karar verdiğini" ortaya koyuyor. Beyin yaşı ve biyolojik yaş arasındaki ciddi bağ, bilim insanlarının dikkatini çekmiş durumda.

Uzun zamandır yapılan bilimsel araştırmalardan hiçbirisi, gözümüze bu kadar ilgi çekici ve önemli görünmemişti. 2000'li yılların başından beri yapılan araştırmalar sonuç vermeye başladı ve beynimizin ne zaman öleceğimizi "söylediğini" ifade etmek pek de yanlış olmaz. Tüm canlıların en karmaşık, çözülmesi en zor ve en önemli organı olan beyin, yalnızca düşünmemizi, hareket etmemizi ya da organlarımızın işlevlerini yönetmekle kalmıyor.

Beynimizin yaşıyla ölüm yaşımız arasında ciddi bir ilişki olduğu artık apaçık ve eğer araştırmalar istenilen ilerlemeler kaydedilirse, biyolojik yaş ve ölüm yaşı arasındaki ilişki ile birlikte, beynin tüm bunlar üzerindeki etkisi de ortaya konulacak. Bu gizemli temel organa biraz yakından bakalım.

Reklam
Reklam

Beyniniz yaşlıysa, vücudunuz da yaşlı

Aslında beyin yaşıyla vücut yaşının birlikte ilerlediğini söylemek çok zor. Buna göre, beyniniz vücudunuzdan daha hızlı yaşlanıyorsa, yani beyniniz kimliğinizdeki yaşınızdan daha yaşlıysa, aslında risk grubunda olduğunuzu söylemek hiç de yanlış değil. Öyle ki, bir grup yaşlı denek üzerinde yapılan deney, "beyin yaşı" ile gerçek yaş arasındaki farkın artmasıyla, erken ölümün yaklaştığını ortaya koyuyor.

Peki bu nasıl oldu? Yani beyin yaşımızın ölümümüzle bir ilişkisinin olduğu nasıl ortaya çıktı? Daha da önemlisi beyin yaşı nasıl oluyor da ölçülebiliyor? Daha önceden biyolojik yaş, kan ve idrar testi ile yaklaşık olarak belirlenebiliyordu. Şimdi ise MRI taramalarıyla, makinelerin algoritmaları tarafından belirlenebiliyor. Yani bir beyin MR'ı çektirirken, beyninizin "yaşına" ulaşabilir hale geliyorsunuz. Bu, hiç de yabana atılabilecek bir şey değil. Şimdilik beş yıl kadar bir yanılma payı olsa da, ilerleyen zamanlarda bu beş yıllık makas kapanacak gibi görünüyor. Araştırmalar gösteriyor ki, 80 yaşına kadar gerçekleşebilecek ölümler bu yolla tahmin edilebilecek. Şimdi, tekrar düşünün; beyniniz size ölümünüz ve gerçek yaşınızla ilgili ipuçları veriyor. Çok heyecan verici değil mi?

Reklam
Reklam

Araştırmanın öncüsü olan Dr James Cole "MRI taramasıyla, insanların beyin yaşını ölçebileceğimiz bir noktaya geldik. Yaptığımız araştırma, takvim yaşıyla beyin yaşı arasındaki farkı ortaya koyuyor. Eğer beyniniz gerçek yaşınızdan daha yaşlı görünüyorsa, işlerin kötüye gittiğini söyleyebiliriz." diyor.

Beyninizi yaşlanmaktan nasıl koruyabilirsiniz?

Doktor Cole, doktora gittiğimizde bu verinin önemli olduğunu söylüyor. Örneğin, eğer beyin yaşınız kronolojik yaşınızdan 10 yaş büyük görünüyorsa, bunun için bir şeyler yapmaya başlayıp beyin yaşınızı stabil seviyeye çekmek için belli yöntemleri deneyebileceksiniz. Beyninizin kronolojik yaşınızdan büyük olması, erken ölümlere sebeplerden biri olarak gösteriliyor.

Aslında beyin yaşınızı kronolojik yaşınızla denk seviyelerde tutmak için yapmanız gerekenler hiç de zor değil ve temelde sağlıklı yaşam için ne yapmanız gerekiyorsa onu yapmaya devam etmeniz yetiyor.

Reklam
Reklam

1. Beslenme alışkanlıklarınızı gözden geçirin

Öncelikle sağlıklı beslenme, elbette ki her şeyin başı. Beyninizi besleyecek öğünler planlamak ve sağlıklı beslenmeyi alışkanlık haline getirmek çok önemli. Sağlıklı yağları tercih edin. Balık yağı, zeytinyağı gibi yağlar bu noktada öne çıkıyor. Trans yağları kesinlikle öğünlerinizden çıkartmanız gerek. B12 ve B5 gibi ek vitaminlerle beslenmenizi destekleyin.

Bir öğününüzde tabağınızın yarısı kesinlikle sebzelerden oluşmalı ve bol bol meyve de yemelisiniz. Daha sık su içeye özen göstermelisiniz.

Bunlara ek olarak şunları kesinlikle beslenme alışkanlıklarınızdan uzak tutmalısınız:

  • Şeker barındıran unlu mamuller
  • Alkol
  • İşlenmiş et
  • Şekerli ve asitli içecekler
  • Trans yağlar
  • Mayonez
  • Fast food

2. Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur!

25 yaşından sonra vücudumuz fiziksel olarak gelişmeyi durdurur. Bu nedenle, olabildiğince sık ve düzenli egzersiz yapmalısınız. Beyninize etkisi de ayrıca çok önemli. Öte yandan düzenli uyumalısınız.

Reklam
Reklam

3. Beyninize de egzersiz yaptırın

Bulmacalar çözün, sudoku iyi bir fikir örneğin. Farklı türde kitaplar okuyun, telefon numaralarını aklınızda tutmaya çalışın, hafıza oyunları oynayın. Bilgisayar oyunlarını yabana atmayın, beyninizin problem çözme mekanizmasını hareketlendirdiği artık kabul edilmiş bir gerçek. Motor becerilerinizi geliştirebileceğiniz nitelikte faaliyetler edinin. Yeni bir dil öğrenmeye çalışın... Beyniniz için yapabileceğiniz onlarca şey var.

3. Stresle başa çıkmayı öğrenin: Meditasyon müthiş bir şey

Stres ufak dozlarda olduğunda yararlı da bir şey aslında. Ayaklarınızı yere basmanızı sağlar. Ancak stresle başa çıkmaya çalışmak ve bunu başarmak stresle yaşamaktan çok daha önemli. Bu yüzden, meditasyon yapmalısınız. Aslında özellikle Türkiye'de yoga ile karıştırılsa ve dalga geçilecek bir

4. Televizyonu kapatın!

Televizyon bir yetişkinin gününden ortalama dört saat çalıyor. Bu dört saat boyunca hareketsiz bir şekilde ve beyninize iyilik yapmadan oturuyorsunuz. Televizyon hayatınızı yaşamanızın, ilişkilerinizin ve çok daha fazlasının önündeki bir engel. Bunu asla unutmayın.

Reklam
Reklam

5. Davranışlarınızı ve hayata bakışınızı değiştirin

Tavrınız, hayat tarzınıza ve yaşam kalitenize doğrudan etki ediyor. Duygu durumunuz da tavranızla kesinlikle bir ilişki içerisinde. Eğer işlerin olumsuz yanlarını görmeye eğilimliyseniz, bunu bir daha gözden geçirmelisiniz. Olumsuz düşünceleri engellemeyi öğrenin, duygusal zekanızı geliştirmeye çalışın, geçmişteki kötü anıları yalnızca geçmişte bırakın.

6. Ne seviyorsanız onu yapın

Duşta şarkı söyleyin, resim yapmak istiyorsanız ortaya kötü bir şey çıkacak olsa da resim yapın. Hiçbir zararını görmeyeceksiniz tüm bunların.

7. Sosyal olun, sosyal kalın

Yalnız bir zihin daha hızlı yaşlanır. Eğer partiye gitmek için modunuz uygun değilse bile birileriyle iletişim kurmaya çabalamalısınız. Bunun için, yalnızca kendi yaş aralığınızda olan insanlarla bir arada olmaktan kaçının. Her yaş grubundan iletişim kurduğunuz insanlar olsun.

8. Bir sürü işi aynı anda yapmayı bırakın

İngilizce'de "multitasking" olarak adlandırılan, bir dönem övülen ama daha sonra zararları ortaya koyulan davranış biçimi aslında tam olarak "bir sürü işi aynı anda yapmaya çalışmak" olarak tanımlanabilir. Bu çalışma biçiminde tüm işlerinizi eşit başarıyla ve aynı odaklanma güdüsüyle yapmanız mümkün olmadığı gibi, ayrıca zaten çok da yorucu bir süreç olduğunu kabul etmek gerek. Zihninizi böyle yormayın. Sadece o anda olun, bir işe odaklanın ve onu bitirdikten sonra diğerine geçin.

Reklam
Reklam