Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörlüğü’ne Genç Ve Dinamik Aday

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr....

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. İbrahim Taş, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörlüğü’ne aday olduğunu açıkladı.Taş, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi’nde yakın bir gelecekte rektör adayını belirleme seçimlerini gerçekleşeceğini belirtti. Taş, “Bu vesileyle gerçekleştirilecek olan rektör adayını belirleme seçimlerinin gerek üniversitemize gerekse Bilecik şehrimize ve tüm Türkiye’ye hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Son 8 yılda üniversitemizi kuruluşundan bugünlere getiren başta Rektörümüz Prof. Dr. Azmi Özcan olmak üzere, öğretim elemanlarımıza, idari personelimize ve tüm dış paydaşlara ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Gelinen seçim süreci noktasında bugün itibarıyla rektör adaylığımı açıklıyorum. Adaylığım konusunda beni cesaretlendiren ve desteklerini esirgemeyen öğretim elemanı arkadaşlarıma, hocalarıma ve çeşitli sivil toplum kuruluşları başta olmak üzere tüm dış paydaşlara huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Bu vesileyle diğer rektör adayı meslektaşlarıma da seçim sürecinde başarılar diliyor, medeni ve huzurlu bir seçim rekabetinin yaşanmasını temenni ediyorum” dedi.“DİNLEYEN, ANLAYAN VE ÇÖZÜM ÜRETEN OLMAK İÇİN ADAYIM”Taş, üniversitenin her şeyden önce gelişmenin, ilerlemenin, üretimin odağı olan bir bilim merkezi olduğunu söyledi. Üniversitenin ana hedeflerinin hiç şüphesiz bilimsel yetkinliğin artırılması için bilime ve bilim insanına yatırım yapmak olması gerektiğini kaydeden Taş, “Bu çerçevede her türlü bilimsel çalışmanın önü açılmalı, bilimsel çalışmalar teşvik edilmeli ve desteklenmelidir. Bunun için bilim insanlarını ötekileştirmeyen, ideolojik olarak yaklaşmayan, her bir bireyin tek tek saygıdeğer olduğunu hissettirecek bir anlayışla, olması gereken bir huzur ortamında, var olan bir alt yapı ile çalışılmalıdır. Bu ortamı oluşturup ülkenin hedeflerinde temel taş olacak bir üniversite anlayışı ortaya konulmalıdır. Bunu sağlamak için adayım. Yönetim modeli olarak rektörlük kurumunu, kendisine bağlı birimler arasında uyumu sağlayan, işleyişi koordine eden, ilmî gelişmelerin önünü açan bir üst kurum olarak görüyoruz. Bu çerçevede rektörlük kurumu, kendi birimlerini şekillendiren değil kendi birimlerince şekillenen bir kurum olmalıdır. Bu nedenledir ki kararlar bölümlerin, fakültelerin, enstitülerin ve araştırma merkezlerinin ilgili kurullarında istişare yoluyla alınmalı, rektörlükçe kararların uygulanabilirliği sağlanmalıdır. Nasıl ki vücudumuzun asli unsuru hücrelerse unutulmamalıdır ki üniversitelerin asli birimleri de bölümlerdir. Bölümleri etkin ve yetkin kılmak için adayım. Üniversite akademik ve idari düzeyde birçok mensubuyla büyük bir ailedir. Doğal olarak bu büyük yapının işleyişinde koordineyi sağlayan, işleyişe yön veren idari bir mekanizma olacaktır. İşleyişin sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi için idari mekanizmayı önemli bir yapı taşı olarak görüyoruz. Bu nedenledir ki bu mekanizmanın çalışanları mutlaka alanına vakıf, yetkin, tecrübe sahibi ve istişareye açık insanlar olmalıdır. Her birimin koordinesi, o birimce kabul görmüş ehil insanlar tarafından sağlanmalıdır. İdari noktada mevcut olan sorunları, üniversitenin kuruluşundan beri birlikte olduğumuz personelimizin bu noktadaki beklentisini biliyoruz ve bu sorunları gidermek için adayım” diye konuştu.“MAKAMLAR BİRER KORKU VE BASKI MAKAMI OLMAYACAKTIR”Prof. Dr. İbrahim Taş, üniversitenin başarısında iç paydaşların kuruma duyduğu aidiyet duygusunun önemli bir etken olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:“Bu çerçevede ayrım yapılmadan üniversitenin bütün mensuplarının moral motivasyonu üst seviyede tutulmalı, kuruma olan aidiyet duygusu pekiştirilmelidir. Bu nedenle üniversite mensubu her bir bireyin üzüntüsü üzüntümüz, sevinci sevincimiz, sıkıntısı sıkıntımız olacaktır. Rektörlük makamı ve akabinde diğer makamlar birer korku ve baskı makamı olmayacaklardır. Gerek dinimizin gerekse geleneğimizin ısrarla üzerinde durduğu istişare kültürü üniversite yönetiminde vazgeçilmez olmalıdır. İstişare etmeyi, kişinin yanılma ve başarısızlığını en aza indiren önemli bir faktör olarak görüyoruz. Yönetimde bireysel kararlardan çok istişareye ve işbirliğine dayanan ortak aklın ürünü olan kararlar tercih edilmelidir. İstişare ve ortak akıl, üniversite mensuplarında işbirliğini, dayanışmayı, sorumluluk duygusunu ve aidiyet duygusunu da beraberinde getirecektir. Dinleyen, anlayan ve çözüm üreten olmak için adayım. Öğrencilerimiz bizim ve Bilecik halkının gözbebeğidir. Bizi tercih edecek ve mezun edeceğimiz öğrencilerimiz her zaman gurur kaynağımız olacaktır. Bu nedenle mezunlarımızın da gurur duyacağı bir üniversite olmak, aidiyet duygusuna sahip olmalarını sağlamak bizim asli görevlerimizdendir. Öğrencilerimizin eksikliğini duyduğu hususların farkında olup, bu eksikliklerin giderilmesi için çalışacağız. Öğrencilerimizin mezun olana kadar geçirdikleri sürede hem üniversitemizde hem de şehrimizde güven, huzur ve mutluluk içinde “İyi ki Bilecik’teyim, iyi ki bu üniversitedeyim” diyebilmelerini sağlayacağımız bir üniversite için, hiçbir öğrencinin buradan üzgün ayrılmamasını sağlamak için adayım. Kuruluşun ve kurtuluşun şehri olarak adlandırdığımız Bilecik için üniversitemiz oldukça önemlidir. Kuruluşun ve Kurtuluşun şehri olan Bilecik ilimizin 2071’e uzanan devletimizin vizyon planlarında kalkınmanın da şehri olmasını istiyor ve bunu hak ettiğini düşünüyoruz. Bu nedenle Bilecik ilinin mülki idari makamları, sosyal vakıf ve dernekleri, halkı ile iç içe olmayı, onların dertlerine ilmi açıdan çözümler üretmeyi hedefliyoruz. Ayrıca bu paydaşlar ile üniversitemizin gelişimi adına da sürekli olarak istişare içinde olmayı amaçlıyoruz. Bilecik ilini üniversitesi ile kalkınmanın şehri olmasını sağlayabilmek için adayım.”“2023 VİZYONUNDA YENİ TÜRKİYE’NİN YENİ ÜNİVERSİTESİ ANLAYIŞINI ORTAYA KOYMAK AMACI İLE BU YOLA ÇIKMAKTAYIZ”Taş, 2023 vizyonunda Yeni Türkiye’nin yeni üniversitesi anlayışını ortaya koymak amacı ile bu yola çıkmakta olduğunu da aktararak, şöyle konuştu:“Bu prensipler çerçevesinde, yetkinin rektörlük makamında toplanması yerine üniversite birimlerine devredilmesi, mevcut fakültelerin, enstitülerin ve araştırma merkezlerinin her türlü donanımlarının sağlanması, fen bilimlerinde büyük eksiklik olan laboratuvar temelli Ar-Ge altyapısının tek bir merkezde toplanması, öğretim elemanlarımızın ve idari personelimizin moral motivasyonunu ve Kuruma olan aidiyet duygusunu pekiştirmek için yaşam alanlarının inşa edilmesi, akademik niteliğin ülkemizin üst seviyelerine taşınması, aldığımız önlisans, lisans ve lisansüstü eğitim öğrencilerinin daha üst sıralardan olması vaat ettiğimiz hedeflerden bazılarıdır. En temel hedefimiz şu anda başta Cumhurbaşkanımız, hükümetimiz ve değerli YÖK başkanımızın çeşitli zamanlarda da ifade ettiği ve ülkenin bir çok öğretim elemanlarının da gönlünden geçen, bir üniversitenin belirli alanlarda yetkin, ulusal ve uluslararası eşdeğerleri ile o alanda rekabet edebilen ve öne geçebilen, bilimsel ürün ortaya çıkarabilen bir üniversite modelinin oluşturulmasıdır. Bunun için Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi’nin en uygun yapılardan birisi olduğuna inanmaktayız. Yeni kurulmuş, gelişmekte olan ve yetkin bir kadroya sahip bir üniversite olarak, belirtilen bu vizyon çerçevesinde ilerlemeyi hedef edinmekteyiz.”

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: