Uzmanlar, kol veya bacakta dolgunluk hissi, deride gerginlik, giysi, bilezik, saat, yüzük, ayakkabı gibi eşyaların dar gelmesinin fil hastalığının habercisi olabileceğini söyledi.
Halk arasında ‘fil hastalığı’ olarak bilinen lenfödemli (lenf yollarının tahrip olması, kol ve bacakların şişmesi) hasta sayısı hiç de azımsanmayacak düzeyde. Dünyada 140 milyon doğuştan gelen lenfödem ve 250 milyon sonradan lenf yollarının tahrip edilmesiyle oluşan lenfödem hastası bulunuyor. Ülkemizde de oldukça yaygın olan hastalığa karşı dikkatli olunması gerektiğini belirten lenfödem uzmanı fizyoterapist Elif Eskici, hastalığın tedavisinin tıbbi bir problem olmaya devam ettiğini belirtti. Eskici; kol veya bacakta dolgunluk hissi, bilezik, saat, yüzük gibi aksesuarların ve ayakkabıların dar gelmesinin hastalığın belirtisi olabileceğini kaydetti. Eskici, bu tür durumlarla karşılaşanların derhal doktora başvurmasını istedi.
Lenf sisteminin lenf damarları ve lenfatik organlardan (lenf nodülleri, bademcikler, dalak) oluştuğunu dile getiren Eskici, “En önemli fonksiyonu doku sıvısı ve içindeki maddelerin venöz kan dolaşımına drenajı ve transportudur. İnce bağırsaktaki lenf damarları, yağların kalın bağırsağa transportu ve alımından sorumludur. Lenf sistemi aynı zamanda bağışıklık sistemimizin de en önemli ögesidir” dedi.
Hastalığın dokulardaki lenf sıvısının boşaltılamaması sonucu dokularda birikmesi sebebiyle ilgili vücut bölgesinin şişmesi şeklinde oluştuğunu vurgulayan Eskici, daha çok kollar ve bacaklarda, nadiren de genital bölgede ve kafada görüldüğünü kaydetti. Eskici, “Lenfödem hemen gelişmeyebilir. Lenfatik sistemin yaralanmasından yıllar sonra ortaya çıkabilir. Şişlik ilk önce el veya ayak sırtında oluşur. Kol veya bacakta dolgunluk hissi, deride gerginlik, giysi, bilezik, saat, yüzük ayakkabı gibi eşyaların dar gelmesi, iz bırakması gibi belirtilerin biri bile dikkatinizi çektiğinde derhal doktorunuza başvurunuz. Hastalığın ilk evresinde doku normaldir ancak dokuda patofizyolojik değişiklikler başlamıştır. Ödem yoktur. Geri dönebilen lenfödem evresinde hasta kolunu ya da bacağını yukarı kaldırınca ödem azalır, hatta yok olur. Ödem yumuşak hissedilir. Ödemli kol ya da bacağa parmakla basılınca çukurluk oluşur. Geri dönmeyen lenfödem evresinde ödem kol ya da bacağın yukarıda tutulmasıyla inmez. Cilt serttir. Parmakla çok kuvvetli basıldığında çukurluk oluşur. Ağırlık hissi, yanma görülür ve hareket kısıtlanması ortaya çıkar. Fil hastalığı evresinde ise cilt daha derin tabakalarına kadar etkilenmiştir. Ciltte çatlaklar, yaralar oluşur ve bakterilerin bu çatlaklardan içeri girerek enfeksiyona neden olma riski artar. Yaralardan lenf sıvısı dışarı sızar ve ciddi ağrılar meydana gelir” diye konuştu.
Lenfödem tedavisinde pek çok yöntemin denendiğini ifade eden Eskici, “Dünyada lenfödemle ilgili yapılan tüm ameliyatlara bakıldığında bugüne kadar geliştirilen yöntemlerden hiçbirinin lenfödem tedavisine kesin bir çözüm getirmediği anlaşılmaktadır. Lenfödem tedavisinde etkili bir ilaç tedavisi de bulunmamaktadır. Sıklıkla diüretik ilaçlar reçete edilir ama bunlar yararlı bir etki göstermemektedir. Hastalara önerilen bası giysileri yada varis çorapları da bir tedavi yöntemi değildir. Doktorlar tarafından sıklıkla önerilen pnömotik kompresyon cihazları da faydalı olmadığı gibi kalıcı hasarlara sebep olabilir. Uluslararası Lenfoloji Birliğinin 2003 yılında yayınladığı sonuç bildirgesinde Kompleks Boşaltıcı Fizyoterapi (KBF)’nin lenfödem tedavisinde en etkili yöntem olduğu bildirilmiştir” açıklamalarında bulundu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz