Bilgisayar kullanırken hastalanmayın

ERZURUM (İHA) - Her geçen gün hayatımızda daha çok yer bulan bilgisayarlar, olumlu katkılarının yanı sıra, bir kısım sağlık sorunlarına da sebep oluyor. Oldukça yaygın olarak görülen göz ve kas iskelet sistemi sorunları, önemli iş gücü ve ekonomik kayıplara yol açabiliyor. Buna rağmen, alınacak bazı tedbirlerle önemli ölçüde bu sorunlar azaltılabiliyor.

Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. İlknur Akyol, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, tüm dünyada giderek yaygınlaşan bilgisayar kullanımının, sağlık üzerine olumsuz etkilerinin de gündeme girmeye başladığını bildirdi.

Reklam
Reklam

Göz: Bilgisayar kullanımı sırasında gözlerin bir çok etkene bağlı olarak az veya çok etkilendiğini belirten Yard. Doç. Dr. İlknur Akyol, "Bu etkenler arasında monitörün özelliği, kullanıcının pozisyonu ve var olan kırma kusuru için gözlük kullanıp kullanmaması, odanın aydınlatması, ekrandaki ışık yansımaları, kullanılan zemin ve karakter özellikleri sayılabilir. Bilgisayar kullanımına bağlı gözlerde yorgunluk, yanma hissi, kızarıklık, kaşıntı, sulanma, kuru göz, bulanık ya da çift görme gibi yakınmalar sıktır. İş yerinde yapılan bazı düzenlemeler ve kullanıcıların eğitimi ile bu sorunların bir kısmı önlenebilir" dedi.

Yard. Doç. Dr. Akyol, bilgisayar kullanımının, çok az değişen bir duruşla, el bileği ve kol kaslarının benzer hareketleri yapmasını gerektiren bir uğraş olduğunu vurgulayarak, "Bu nedenle omurga, omuz, sırt, dirsek, el bileği ve parmaklara ilişkin rahatsızlıklar sık görülür. Karpal tünel sendromu, ulnar sinir tutulumu, lateral medial epikondilitis, DeQuervian tenosinovitis, myofasial boyun ağrısı başlıca rahatsızlıklardır" diye konuştu.

Reklam
Reklam

İŞ YERİ DÜZENİ VE KORUNMA Çalışma ortamında belirli standartların sağlanmasının, hem sağlık hem de iş verimi açısından oldukça önem taşıdığını ifade eden Yard. Doç. Dr. İlknur Akyol, "Bu standartlar, bilgisayarların yerleştirilmesi, donanım özellikleri, sandalye, masa, odanın aydınlatması, temizliği gibi bir çok konuyu içermelidir" dedi.

Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. İlknur Akyol, monitörün çözünürlüğünün yüksek, elektromanyetik etkisinin düşük olmasının, aranan özelliklerden olduğunu kaydederek, "Monitörler odada pencere ve lambalardan kaynaklanan ışık yansımaları en az olacak biçimde yerleştirilmelidir. Birden çok bilgisayarın bulunduğu ortamlarda bilgisayarın yanında ve arkasında 120 santimetreden daha az mesafede kimse çalışmamalıdır. Monitör kullanıcının tam karşısında, monitörün üst kenarı kullanıcının gözleri ile aynı düzeyde olmalıdır" diye konuştu.

Bilgisayar ekranı üzerindeki ışık yansımalarının, görmeyi zorlaştırıp, kişinin bilgisayara gereğinden fazla yaklaşmasına ve iş veriminin düşmesine sebep olduğunu bildiren Yard. Doç. Dr. Akyol, "Bu nedenle yansımalar önlenmelidir. Oda aydınlatmasının en azından gündüzleri gün ışığı ile sağlanması yararlı olacaktır. Bazı floresan tipi lambalar, ekrandaki yansımaları arttırarak, gözle ilgili yakınmalara yol açabilmektedir. Oda aydınlatmasının normalden yarı yarıya daha az olması rahatlık sağlayacaktır" dedi.

Reklam
Reklam

Yard. Doç. Dr. Akyol, toprak hattı olan ekran koruyucuların, bilgisayarın elektrik yükünün azaltılmasında etkili olduğunu, bununla birlikte ortamın ve ekranın tozunun ıslak bezle sık sık alınmasının da özellikle gözlerde toza bağlı yakınmaları azaltabildiğini vurgulayarak, "Yine ekranın tozunun alınması, görüntünün netleşmesine de katkıda bulunmaktadır" diye konuştu. Ekran parlaklığı ve kontrastının ayarlanmasının, gözle ilgili yakınmaları azaltıcı olabildiğini ifade eden Yard. Doç. Dr. İlknur Akyol, genellikle beyaz zemin üzerine siyahın uygun bir seçim olduğunu söyledi.

FARE VE KLAVYE Yard. Doç. Dr. Akyol, fare kullanımına bağlı travmaların da sık görüldüğünü belirterek, uyulmasında yarar olan önerileri şöyle sıraladı:
"Farenin olabildiğince vücuda yakın tutularak omuz el bileği ve dirsekteki, gerilimin azaltılması, yüksekliğin uygun olması ve kimi durumlarda fare yerine klavyenin kullanılmasıdır. Fare ve klavye kolların rahatlıkla ulaşabileceği bir uzaklıkta ve yükseklikte olmalıdır".

Reklam
Reklam

Çalışma sandalyesinin tekerlekli, yükseklik ve sırtlığının ayarlanabilir, yanlarda kolların dinlendirebilecek yerlerinin olmasını öneren Yard. Doç. Dr. İlknur Akyol, "Çalışma sandalyesine oturulduğunda, gözlerin düzeyi ile bilgisayar ekranının üst kenarı 10-200 derecelik bir açı oluşturmalı, sırtlık dik olmalıdır" dedi.
Yard. Doç. Dr. Akyol, bilek dinlendiricilerin "karpal tünel sendromu"nu önlemede yararları olabileceğini kaydederek, bilek dinlendiricinin bilgisayar kullanırken değil, dinlenme sırasında kullanılması gerektiğini bildirdi.

İyi bir duruş biçiminin, en az enerji ile en yüksek verimin elde edildiği, rahat bir biçim olduğunu vurgulayan Yard. Doç. Dr. İlknur Akyol, "İyi bir duruşun başlıca özellikleri, başın dik, sırtın destekli, kolların rahat, gözlerin bilgisayar ekranının üst düzeyi ile yakın düzeyde ve ekranın tam karşıda olmasıdır" diye konuştu.

Yard. Doç. Dr. Akyol, kullanıcının bilgisayara olan uzaklığının, hem sağlık hem de verim açısından önemli olduğunu altını çizerek, "Kullanıcının bilgisayara olan uzaklığının 50-70 santimetre olması önerilmektedir. Bilgisayarların elektromanyetik alanlarının etki alanı yanlarda ve arkada daha fazladır. Bu nedenle bilgisayarların yanları ve arkasında oturanlar daha uzak konumda olmalıdır. Bilgisayarın önündeki güvenli aralık, yaklaşık 70 santimetre (yaklaşık erişkin kol boyu), diğer yönlerinde ise 120 santimetredir. Bilgisayar ekranlarından yayılan ultraviyole ve elektromanyetik ışınlar çok fazla olmamakla birlikte, ekrana yaklaştıkça etkileri artmaktadır" dedi.
Bir saatlik çalışma süresinde 5-15 dakikalık ara verilmesinin, hem kas iskelet sistemi hem de göz ile ilgili yakınmaları azaltacağını belirten Yard. Doç. Dr. İlknur Akyol, "Bu davranışın yakınmalar başlamadan önce de sergilenmesinin korunmada oldukça etkili olduğu genel olarak kabul edilmektedir" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Yard. Doç. Dr. Akyol, el ve bilek egzersizlerinin, "karpal tünel sendromu" (el bileği sinir sıkışması) ile ilgili yakınmaları azaltabildiğini ifade ederek, "El bileğini güçlü ve esnek kılabilecek egzersizler, korunma amacı ile, sorun başlamadan önce yapılmalıdır. Aksi durumda, var olan sorunu arttırabilir" uyarısında bulundu.