Tartışma, periyodik tabloda yer alacak iki yeni elementin isimlerinin belirlenmesi üzerinde yaşanıyor. Bu iki element, çekirdeğindeki proton sayısı 114 olan “ununquadium” ve 116 olan “ununhexium”.
Bu hafta içinde keşfedilen iki elementten biri için öne çıkan isim, Sovyet nükleer fizikçi Georgi Flyorov’dan gelen “flerovium”. Diğeri için düşünülen isim ise Rusya’nın başkenti Moskova’dan esinlenilen “moscovium”. Bu önerilen sebebi, her iki elementin de Moskova’nın 100 km dışındaki Dubna’da bulunan Nükleer Araştırma Merkezi’nde yapılmış olması. Ancak Rus bilim insanlarına ABD’nin California eyaletineki Lawrence Livermore laboratuarları da destek verdi.
Bilim yazarı ve periyodik cetvel hakkında yazdığı “Disappearing Spoon” adlı kitabıyla tanınan Sam Kean, “Rusların düşündüğü her iki ismin, isim vermek için kullanılan trendleri izlediğini” belirtti. Kean, Batılı kültürler dahilere saygı göstermeyi tercih eder. Her ne kadar periyodik cetvelin modern kültüre boyun eğmediğini söyleyebilsek de, zamansız bir şey bile günün modasından kaçamıyor” dedi.
Kean’ın bahsettiği trend kapsamında, 2009 yılında keşfedilen en son elemente, gök bilimci Nicolas Kopernik’ten esinlenerek “copernicus” adı verilmişti.
SOĞUK SAVAŞ’IN DEVAMI
Kean, “Bir diğer trend, kimyasal bir sevgi gösterisi yaparak yerlerin isimlerini koymak” ifadesini kullandı.
Bilim insanları yeni elementleri karmaşık deneyler yaparak keşfediyor. 1960’lardan 90’lara kadar, Dubna ve Califronia Üniversitesi Laboratuarları arasında yeni elementlerin keşfedilmesi konusunda çok sayıda tartışma yaşandı.
“Transfermium savaşları” olarak adlandırılan bu tartışmalar, bir nevi Soğuk Savaş’ın devamını temsil ediyor.