Havaların soğuması ile kapalı alanlarda toplanmaların artacağını ve riskin çok daha fazlalaşacağını vurgulayan Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Görevlisi ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, “Burada aslında ev içi toplanmaların oluşturduğu bulaş riskinin önlenmesi hedeflenmektedir. Bildiğiniz üzere artık son bahar ve kış aylarının gelmesi ile birlikte havalar da soğumaya başladı. Havaların soğuması ile birlikte insanlar artık daha çok kapalı mekanlarda vakit geçiriyor. Kapalı mekanlar iyi havalandırılmadığında da virüsün bulaşması açısından daha riskli ortamlar oluşuyor. Böyle durumlarda, hane halkı dışından kişilerin misafir edilmesi sonucunda oluşacak kalabalıklar, virüsün bulaşması açısından bir risk oluşturacaktır. Örnek vermek gerekecekse ev içerisinde organize edilecek olan kız isteme, nişan, taziye, mevlit gibi, doğum günü kutlamaları gibi organizasyonlarda insanlar arasında fiziksel mesafe korunamayacağı için virüs de bulaşmak için kendine fırsat bulacaktır. Burada yurt dışı örneklerden de bahsetmek gerekecek. Şu an da İngiltere, İspanya 6 kişiden fazla ev içinde toplanmaları yasakladı” ifadelerini kullandı.
Verilen tavsiyelerin amacının insanların özel ya da sosyal yaşantısını kısıtlamak olmadığını ve son bahar - kış aylarında kapalı mekanlarda toplanmaların virüsün yayılımını artırmasının önüne geçmek olduğunu aktaran Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Kayıpmaz, “Burada aslında ev içerisindeki toplanmaların önüne geçilmesinin tavsiye edildiğini biliyoruz. Yoksa hane halkı anlamında düşünmemek lazım bunu. Çünkü Avrupa’daki, Amerika’daki hane yapısı ile bizdeki hane yapısı farklı. Siz Berlin’de 10 kişiden fazla toplanmasın veya Yeni Zelanda’da 6 kişinin üzerine çıkmasın diyebiliyorsunuz. Ama ülkemizde geniş aile yapısı söz konusu. Yani bir evde 10 kişiden fazla yaşayan insanlar var. Bu insanlarda da 10 kişiden fazlasını tabi ki ev dışına çıkarmaları söz konusu değil. Burada kast edilen, geniş ailelerin bu dönemde misafir kabul etmemesi. Çünkü kalabalıklar arttıkça virüsün bulaşma riski artacak” şeklinde konuştu.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı İstiklal Caddesi paylaşımını hatırlatan Bilim Kurulu Üyesi Kayıpmaz, “İnsanlarımızın tedbirlere uyması son derece önemli. SAYIN Sağlık Bakanı bildiğiniz gibi İstiklal Caddesi’nden bir görüntü paylaştı. Az sayıda insanda maske vardı. Hatta şu ifadeyi kullandı: “Sağlıklı giren buradan hasta çıkar.” Kamunun alması gereken önlemler var. Bireysel olarak bizlerin alması gereken önlemler var. Hem tedbirler anlamında hem de denetimler anlamında iyi bir noktadayız. Filyasyon ekipleri, temaslı taraması için gece yarılarına kadar çalışıyor. Kalp Damar Cerrahisi uzmanı arkadaşlarımızın bile kimi yerlerde, filyasyona yani temaslı takibi ve izolasyonuna katkı sağladığını görüyoruz. Sağlık çalışanlarımız bu denli büyük bir çabanın içerisindeyken hala sokaklarda maskelerin uygun kullanılmadığını, kişiler arası fiziksel mesafelere uyulmadığını ve temizlik kurallarının ihlal edildiğini çok sık ve yaygın görebiliyoruz” diye konuştu.
Son günlerde artan vaka sayılarının, rehavet durumundan gerçekleştiğini belirten Bilim Kurulu Üyesi Kayıpmaz, “Vaka sayıları düşmeye başladığında veya salgın kontrol altına alınmaya başladığında hemen bizde de gevşeklik başlıyor. Sosyal ortamda kalabalıklaşmalar oluşuyor. Çarşı ve pazarda, evlerde, ofislerde, iş yerlerinde oluşan yoğunluk neticesinde de biz vaka sayılarında artışı görmeye başlıyoruz. Ankara bildiğiniz gibi azalma eğilimindeydi, ciddi anlamda kontrol altına alınmıştı. Ama son günlerde Ankara’da az da olsa bir artış söz konusu. Kışın, sonbaharın geleceğini, kapalı ortamlarda vakit geçirileceğini düşünürsek, bizim tedbirlere her zamankinden daha fazla uymamız lazım. Dışarıda toplanmalar da buna dahil” açıklamasını yaptı.
Öte yandan son Bilim Kurulu Toplantısı sonrasında düzenlenen basın toplantısında konuşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, son dönemde artan vaka sayılarında ev içi bulaşın oldukça yüksek olduğunu belirterek, “Avrupa ülkelerinde biliyorsunuz 6 kişiden daha fazla aile içinde olunmaması şeklinde bir yaklaşımın olduğunu biliyoruz. Bilim Kurulumuz daha çok özellikle Türkiye olarak toplumsal farklılığımızı da göz önüne alarak, evdeki kişilerle birlikte 10 kişiyi geçmemek şeklinde aile içi temasların mümkün mertebe azaltılması şeklinde bir tavsiye ve önerisi oldu” ifadelerini kullanmıştı.
(İHA)