Bir süre önce Southampton Hastanesi'nde yapılan (İngiltere) bir araştırmayı sizlerle paylaşmış, 5 dakikalığına ölen ve doktorlar tarafından hayata döndürülen hastaların neler hissettiğini listelemiştik. Öldükten sonra bile bu hislerin devam edebiliyor olmasının, insanların beyaz bir ışık gördüklerini aktarmalarının sebebi kısa zaman önce keşfedildi.
Washington Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre yüzlerce genimiz ölümden sonra bile faliyetlerine tam kapasite devam edebiliyorlar, hattâ bazı genlerin faliyetleri ölümden sonra 4 günü bile bulabiliyor! Konuyla ilgili diğer yeni tıbbi keşif daha da ilginç; öldükten sonra beynimiz 10 dakika daha çalışmaya devam ediyor!
Ve uykuya daldığımızda yavaş yavaş eski boyutuna geri dönüyor. Cenova Üniversitesi'nde (İtalya) fareler üzerinde yapılan araştırmada keşfedilen bu gerçeğe göre karaciğer, günün saatlerine göre boyutlarını değiştirebilen tek organ.
Kısa süre önce egzama ile başa çıkmanın yollarını sizlerle paylaşmış, her acı yediğimizde kafamızda oluşan yanma ve kaşıntı hissinden dert yanmıştık. O içerik esnasında egzamanın tam sebebi, dolayısıyla da kesin çözümü henüz bilinmiyordu.
Artık biliniyor!
2006'dan bu yana Newcastle Üniversitesi'nde (İngiltere) devam eden araştırma nihayet sonuçlarını verdi; egzama derdinin tek sebebinin cilt hücrelerinin oluşmasını ve bariyer görevi kazanmasını sağlamakla görevli Filaggrin proteinin eksikliği olduğu ortaya çıktı. Her ne kadar genetik bir durum olsa da, bu eksikliğin keşfinin egzamanın kesin tedavisine bizi onlarca adım yaklaştırdığını söyleyebiliriz.
Tıp biliminde beyin dokularının ve testislerin bağışıklık sisteminden tamamen bağımsız olduğu kabul ediliyordu.
Meğer öyle değilmiş;
Virginia Üniversitesi'nde yapılan araştırmalara göre testislerimiz tek taraflı çalışan küçük bir kapı ile bağışıklık sistemimize bağlı. Bu küçük kapı, testislerdeki antijenlerin bağışıklık sistemimize geçişine izin veriyor, ancak bağışıklık sistemimizden testislere herhangi bir maddenin geçişini kabul etmiyor.
Bilim insanları bu keşif sayesinde kısırlık gibi problemlerin neden vücut tarafından düzeltilemediğinin, dahası; kanser hücrelerinin kendi antijenlerini beyaz kan hücrelerinden nasıl sakladığının anlaşılabileceğini ön görüyor.
Teksas Güneybatı Tıp Merkezi'nde (ABD) sinir hücrelerinde tümöre sebep olan genetik bozukluk (Nörofibromatosis Tip 1) araştırılırken, tesadüfen saçlarımızın uzamasına, beyazlamasına ve dökülmesine sebep olan öncül (progenitör) hücreler keşfedildi.
Bilim insanları bu bilgiyle saçlarda oluşan kozmetik problemleri çözebilecek bir gen tedavisi veya lokal ilaç oluşturulabileceğini ön görüyorlar.
Yepyeni dediğimize bakmayın; o minik organ hep ordaymış, Limerick Üniversite Hastanesi (İrlanda) hekimlerinden Dr. Calvin Coffey keşfedinceye kadar farkında değilmişiz...
Vücudumuzda tanımlanan 79. organ mezenter (bağırsak askısı) olarak isimlendirildi. Ancak şimdilik ne işe yaradığı bilinmiyor :)
Kaynaklar: Sciencealert.com, Ntv.com.tr