34 kişinin hayatını kaybettiği Uludere olayına ilişkin sürdürülen soruşturma, verilen takipsizlik kararının kesinleşmesinin ardından ölen köylülerin avukatları, yarın Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunacak.
Hürriyet'in haberine göre, bin avukatın imza koyduğu dilekçede, etkin bir soruşturma yapılmadığı, olayın üstünün örtüldüğü iddia edildi.
Uludere’de 28 Aralık 2011’deki hava operasyonunda 34 kişi yaşamını yitirmiş ve olayla ilgili soruşturmada Genelkurmay Askeri Savcılığı “şüpheliler kaçınılmaz hataya düşmüşlerdir” diyerek takipsiz kararı vermişti. Yaşamını yitiren köylülerin avukatları da bu karara itiraz etmişti. Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi, Askeri Savcılığın kararına karşı yapılan oy çokluğuyla reddetmişti.
Kararın kesinleşmesinin ardından köylülerin avukatları, AYM’ye bireysel başvuruda bulunma kararı aldı. Bin avukatın vekalet koyduğu dilekçe yarın yapılacak basın açıklamasının ardından mahkemeye verilecek. Dilekçede, olayda, “Yaşam hakkı, adil yargılama hakkı, işkence yasağı ve etkin soruşturma hakkının ihlal edildiği” savunuldu.
Başvuru dilekçesinde, bombalama olayıyla 34 yurttaşın yaşam hakkının katliamla ihlal edildiği öne sürülerek, özetle şöyle denildi:
“Verilen takipsizlik kararları ile adeta katliamın üstü örtülmeye çalışılmıştır. Faillerin tamamı tespit edilmediği gibi olayın oluş ve sübutuna ilişkin ayrıntılı ve etkin bir soruşturma yapılmamıştır. Sunduğumuz talepler adeta görmezden gelinmiştir. Dosya üzerine konan gizlilik kararları, doğal hakim (tabii) ilkesinin çiğnenmesi, yetkili ve görevli mercilerce dosyanın soruşturulup kovuşturulmaması, etkin bir soruşturmanın yapılmaması ve duruşmaların açık yapılmaması nedeni ile adil yargılanma hakkı ihlal edilmiştir.
Takipsizlik kararında kullanılan üslubun tarafsız bir üslup olmadığı aşikardır. 34 kişinin katledilmesi olayındaki en büyük ihmallerden biri de Türk Silahlı Kuvvetlerinin katliam gerçekleştikten sonra olaya seyirci kalması ve yaralananlara müdahale etmemesidir. Takipsizlik kararında dahi TSK’nın ihmali tartışılırken bu hususa hiç değinilmemesi soruşturmayı yürüten makamın tarafsız olmadığının en büyük göstergelerinden biridir.”