Raporda çok sayıda insanın ve ailenin herhangi bir destek olmadan veya böylesi bir desteğe ihtiyaç duyduklarını fark etmeksizin kurumlar tarafından akıl sağlığı sorunlarıyla baş başa bırakıldığı belirtildi.
10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü yaklaşırken, İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından paylaşılan raporda Çin, Nijerya ve Meksika gibi ülkelerde psiko-sosyal engeli olan insanların yıllarca zincirlenerek veya kapalı alanlardan çıkarılmaksızın yaşadığını belgeleyen yaklaşık 800 röportaj bulunuyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nde engellilik hakları araştırmacısı olan Kriti Sharma, kendisiyle yapılan bir röportajda konu hakkında “Farklı dinler, sosyal tabakalar, ekonomik sınıflar, kültürler ve etnik gruplar arasında zincirleme pratiği olduğunu gördük. Bunun dünyanın her yerinde bulunan bir uygulama olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
Sharma, pek çok ülkede akıl sağlığı sorunları olan kişilerin büyü altında olduğu, doğa üstü güçler tarafından ele geçirildiği ve işlediği bir günah nedeniyle bu halde olduğuna dair inançların yaygın olduğunu sözlerine ekledi.
New York Post’un haberine göre Çin dışişleri bakanlığı ve Meksika sağlık bakanlığı konuyla ilgili sorulara yanıt vermezken, Nijerya sağlık bakanlığı sözcüsü raporu görmediklerini belirterek yorum yapmayı reddettiğini ifade etti.
Geçtiğimiz sene Nijeryalı yetkililerin baskın yaptığı İslami rehabilitasyon merkezlerindeki erkeklerin kelepçelendiği, çıplak bırakıldığı, dövüldüğü ve cinsel tacize uğradığı haberleri dünya çapında manşetlerde yer almıştı.
Ancak İnsan Hakları İzleme Örgütü, dünyanın dört bir yanında devlet tarafından işletilen ve birçok özel merkezde, dini ve geleneksel kurumlardaki görevlilerin insanlara yemek vermediğini, zorla tıbbi ya da bitkisel ilaç kullandırdığını, fiziksel ve cinsel şiddet uyguladığını ortaya çıkardı.
Sharma, bu hizmetlerin birçok ülkede karlı bir iş olarak görüldüğünü belirterek ailelerin akıl sağlığı sorunu bulunan yakınlarını kendilerine veya başkalarına zarar vermemesi için zincirlediklerini söyledi.
Kenya’dan Paul adlı bir adam, İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne beş yıldır zincirlenmiş durumda olduğunu söyleyerek “Küçük bir odada yedi kişiyle birlikte kalıyorum. Giysilerimi giymeme izin verilmiyor. Yalnızca iç çamaşırlarıyla duruyorum. Eğer şanslıysam sabahları yulaf lapası yiyebiliyorum, akşamlarıysa ekmek buluyorum” dedi.