Bir atımlık barutu olmak (veya kalmak) ne demek? Bir atımlık barutu olmak (veya kalmak) TDK sözlük anlamı nedir?

Türkçe dilinin en büyük zenginliklerinden olan atasözleri, deyimler ve birleşik fiiller, öğrenmesi ve anlamlarına tam tamına hakim olunması bir o kadar zor kelime gruplarıdır. Çünkü bu kelime grupları, eski zamanlarda oluşmuş ve o dönemin özelliklerine göre anlam verilmiş sözlerdir. Ancak yine de günümüzde kullanılabilecek, zamansız anlamlar içerirler. Bu nedenle günlük yaşamda ve edebi sanatlarda sıklıkla kullanılırlar. Bu ifadelerden biri de Bir atımlık barutu olmak (veya kalmak) sözüdür. Bir atımlık barutu olmak (veya kalmak) ne anlama gelir?

Bütün diller, kendi içerisinde kalıplaşmış sözler barındırırlar. Türkçe de kendisine özgü atasözleri ve deyimler içerir. Birleşik fiiller de yeni anlam kazanmak üzere birleştirilmiş kalıplaşmış sözlerdir. Diller, bu tür araçları barındırarak anlam zenginliğini çoğaltırlar. Türkçe de çeşitli durumlarda kullanılmak üzere atasözleri, deyimler ve birleşik fiiller içerir. Bir atımlık barutu olmak (veya kalmak) sözü de bunlardan biridir. Bir atımlık barutu olmak (veya kalmak) ne demektir?

Bir atımlık barutu olmak (veya kalmak) Ne Demek? Bir atımlık barutu olmak (veya kalmak) TDK sözlük anlamı nedir?

  • Bir atımlık barutu olmak (veya kalmak) TDK sözlüğe göre 1 farklı anlama sahiptir.
Reklam
Reklam

Bir atımlık barutu olmak (veya kalmak) TDK sözlük anlamı şu şekildedir:

  1. bir konuda yapabileceği çok az şeyi bulunmak

Bir atımlık barutu olmak (veya kalmak) ile Kurulan Atasözleri, Deyimler ve Birleşik Fiiller

bir ağaçta gül de biter diken de bir ağızdan çıkıp bin dile yayılır bir anaya bir kız, bir kafaya bir göz
bir arpa boyu (gitmek veya yol almak) bir aşağı bir yukarı bir ayağı çukurda olmak
bir ayak üstünde bin yalan söylemek bir ayak üstünde kırk yalanın belini bükmek bir baba dokuz evladı besler, dokuz evlat bir babayı beslemez
bir baltaya sap olamamak bir başa bir göz yeter bir bardak suda fırtına koparmak
bir başka (olmak) bir baştan (veya uçtan) bir başa (veya uca) bir biçimine getirmek
bir ... bir (veya bir de) bir bu eksikti bir çatı altında (olmak veya bulunmak)
bir çekirdek geri kalmamak bir çiçekle bahar (veya yaz) olmaz bir çöplükte iki horoz ötmez
bir çuval inciri berbat etmek bir dalda durmamak bir de
bir dediği bir dediğini tutmamak bir dediği iki olmamak bir dediğini iki etmemek
bir deli kuyuya bir taş atar, kırk akıllı çıkaramazmış bir deri bir kemik (kalmak) bir dikili ağacı olmamak
bir dikiş kaldı bir dokun bin ah işit (veya dinle) (kâseifağfurdan) bir don bir gömlek
bir dostluk kaldı! bir dönüm güzlük on dönüm yazlığa bedeldir bir dudağı yerde bir dudağı gökte
bir düşüncedir (veya düşünce) almak bir el bir eli yıkar, iki el bir yüzü yıkar bir elini bırakıp ötekini öpmek
bir elinin verdiğini öbür elin görmesin bir elin sesi çıkmaz bir eli yağda bir eli balda (olmak)
bir elle verdiğini öbür elle almak bir elmanın yarısı o, yarısı bu bir fende kazık kakmak (veya çakmak)
bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır bir fit bin büyü yerine geçer bir gömlek aşağı
bir gömlek fazla eskitmiş olmak bir görüş bir kör biliş bir göz ağlarken öbür göz gülmez
bir göz gülmek bir günden bir güne bir günlük beylik beyliktir
... bir hâl almak (hâle girmek) bir hâl olmak bir hizaya gelmek
bir içim su (gibi olmak) bir iğne bir iplik olmak bir ilke imza atmak
bir inat, bir murat bir iş olmak bir işaretine bakmak
bir işi başından kesmek bir iştir oldu bir kafada olmak
bir kapıya çıkmak bir karıyla bir koca, dırdır eder her gece bir kaşık suda boğmak
bir kazanda kaynamak bir kenara atılmak bir kenarda durmak
bir kıza dünür düşmek bir kızı bin kişi ister, bir kişi alır bir kol çengi
bir kolayını aramak bir kolayını bulmak bir koltuğa iki karpuz sığmaz
bir korkak bir orduyu bozar bir koyundan iki post çıkarmak bir köşeye atılmak
bir köşeye atmak bir köşeye çekilmek bir köşeye koymak
bir köşeye oturmak bir köşeye sinmek bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır (veya dokunur)
bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak bir kurşun atımı bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır
bir noktaya kadar bir mum al da derdine yan bir o kadar
bir olmak bir olmak bir o yana, bir bu yana
bir papel (veya pul) etmemek bir pula satmak bir selam bin hatır yapar
bir sıçrarsın çekirge, iki sıçrarsın çekirge, sonunda yakalanırsın çekirge (veya üçüncüsünde avucuma düşersin çekirge) bir sıkımlık canı olmak bir söyle on dinle
bir söylemek pir söylemek bir sözünü (veya dediğini) iki etmemek bir sürçen atın başı kesilmez
bir şey anlamamak bir şey (veya şeyler) olmak bir şey sanmak
bir şey söylemek bir şey yapmak bir şeye benzememek
bir şeyler, bir şeyler bir tanem bir tarakta bezi olmamak
bir tarafa bırakmak (veya koymak) bir taşla iki kuş vurmak bir tat, bin feryat
bir tek bir tek atmak bir tepe yıkılır, bir dere dolar
bir torba kemik bir tuhaflığı olmak bir tutmak (veya görmek)
bir varmış bir yokmuş bir yakadan baş çıkarmak bir yastığa baş koymak
bir yastıkta kocamak bir yaşına daha girmek bir yere kadar
bir yemem diyenden kork, bir oturmam diyenden bir yiyip bin şükretmek bir yol tutturmak
bir yolunu bulmak bire beş katmak bire bin katmak
bire ... vermek biri bilmeyen bini hiç bilmez
Anahtar Kelimeler: