Mehmet YİRUN- Şafak TAŞOYAR/MARMARA EREĞLİSİ (Tekirdağ), (DHA) - TEKİRDAĞ'ın Marmara Ereğlisi ilçesinde 21 yıl önce gittiği avda arkadaşının tüfeğinin ateş alması sonucu yaralanan ve sol bacağını kaybeden Gökhan Koç (47), yaşama dalış tutkusuyla tutundu. Her gün denize dalıp zıpkınla balık avlayan Koç, "Bütün engelliler suda yüzmeye müsaittir. Suda engel yok. Hepiniz suya girin ve suda başaramayacağınız hiçbir şey yok. Emin olun kendinizi yeniden keşfedeceksiniz" dedi.
Marmara Ereğlisi'nde lokanta ve kafe işleten 3 çocuk babası Gökhan Koç, 1998 yılında, gittiği av sırasında arkadaşının tüfeğinin kaza ile ateş alması sonucu yaralanınca, kaldırıldığı hastanede sol bacağını kaybetti. Genç yaşta bir bacağını kaybeden Koç, ilk günler hayata küstü, insan içine çıkmakta zorluklar yaşarken çok sevdiği denizden de uzaklaştı. O dönemlerde nişanlı olan 3 çocuk babası Koç'a hayatı bağlanması için en büyük desteği eşi ve yakınları verdi. Deniz kıyına inmeye cesaret edemediğini günler yaşadığını anlatan Koç, şunları söyledi:
"Deniz en çok sevdiğim şeydi ama uzak kaldım. 3 yaşımdan beri suyun içinde olduğumuz için bir anda denizden uzak kalınca 26 yaşımda tam gençliğimin en güzel döneminde. Bir daha 1998 ile 2000 yılı arasında bayağı bir mücadele verdim. Çocukların benim hakkımda, 'a anne abinin ayağı yok' demeleri benim çok moralimi bozuyordu. Daha doğrusu çocukların psikolojilerini bozacağım diye konuşacağım kelimeleri çok iyi seçmem gerekiyor ki onların psikolojisini de etkilemeyeyim diye. Tabii ben de bu arada darmadağın oluyordum. 2000 senesinde eşimle nişanlandık. Hanım bir gün "hadi gel deniz kenarına inelim. Denize girelim' dedi. En çok korktuğum şey ama en çok da sevdiğim şey denizdi. Ayağıma kramp girer korkusu vardı hep. Deniz kenarına indiğimiz de kramp girer diye korktum. O da, 'Sen atla bir şey olursa ben kurtarırım' dedi. Suya bir atladım. 2000 yılından şu ana kadar 2019 yılındayız ve geceler hariç her gün denizdeyim. Yaz kış, eksi 6 derecede bile sudayım."
Avlanmanın yasak olmadığı dönemlerde dalıp zıpkınla balık avlayan Koç, hayata bağlanmasına denizin neden olduğunu belirterek, zıpkınla avlanmaya ise gördüğü bir kişi sayesinde başladığını anlattı. Koç, "Denizden çıkan ihtiyar bir amcayı gördüm, zıpkınla balık avı yapmış 2 tane büyük kefal vurmuştu. Amcaya bende yapabilir miyim diye sorduğumda, 'Neden yapamayacaksın, tabi ki yaparsın' dedi. Ekipmanlarım olmadığını söyleyince, kendisi bana getirdi. Tam 20 yıl önce saya girmeye başladım ve hala sudayım. Çok güzel bir duygu. Bu sporun zorlukları var mı? Var. Ama sağ olsun bu camianın içine girdiğim insanlar, tek bacakla daldığım için bana çok destek verdiler. Birçok zıpkın ustasıyla tanıştım. Bu vesileyle de suda onların göstermiş olduğu şeyleri yaptım ve bu teknikle de bayağı balık vurmaya başladım. Güzel vakit geçiyor suda ve birçok kişiye de örnek oluyorum. En güzel duygu da bu. Herkese de tavsiye ederim' dedi.
'SUDA ENGEL YOK'
Deniz ve dalma tutkusunun kendisini hayata bağladığını söyleyen Koç, "Denizde engel yok, sıkıntım yok. En azından taşıdığım bir değneklerim yok. Bundan dolayı çok mutluyum. Suda birçok insana vesile olmuş oldum. Engelli bir sporcu olarak insanlara, denize hayatın var olduğunu, güzel şeylerin var olduğunu hep gösterdim. Yıllardır da gösteriyorum çektiğim videolarla. Güzel bir duygu. Engelsiz bir hayat en güzel şey. Engelliler için denizde engel yok. Bütün engelliler suda yüzmeye müsaittir. Hepiniz suya girin ve suda başaramayacağınız hiçbir şey yok. Emin olun kendinizi yeniden keşfedeceksiniz" diye konuştu.
FOTOĞRAFLI