Bir Başkadır Benim Memleketim

Güzel bir yaz mevsiminde turistlerin yoğun ilgi gösterdiği eski günlerin özlemiyle Van hakkında bir değerlendirme.

Van’ın çok sayıda turisti ağırladığı yirmi beş, yirmi altı yıl önceki yaz günlerinden biriydi. Akdamar Adasında bana göre çok yaşlı bir Fransız adamla konuşuyorduk.

Dünyada neredeyse ayak basmadığı ülke kalmadığını söyledi. Gezmeyi çok sevdiği için sürekli seyahat ediyormuş.

Merak edip gezdiği bütün bu ülkelerin içinde en çok hangisini beğendiğini, ona göre en güzel yerin neresi olduğunu sordum.

Hiç unutmuyorum. “Şu anda bulunduğum yer, dünyanın en güzel yeri” demişti.

Başımdan aşağı bir teneke kızgın su dökülmüş gibi olmuştum.

Reklam
Reklam

Biz memleketimizi öyle bilmiyorduk.

O zamanlar içinde yaşadığımız ve şimdi özlemini duyduğumuz kerpiç, toprak damlı evlerimiz uzun kış mevsimleri boyunca biz çocukluğunu, ilk gençliğini yaşayan insanlar için sıkıntı olurdu.

Çok iyi yalıtılmamış kapı pencere aralarından soğuk sızardı içeri. Yaya olarak Şerefiye Mahallesi, Belediye Garajı civarındaki evimizden Atatürk Lisesi’nin orta kısmına gidip gelirken yüzümüz buz keserdi.

Başka ülkelerin, başka şehirlerin nasıl olduğunu bilmezdik. Bilmediğimiz için o uzak yerler bizim hayal dünyalarımızda çekici, mükemmel ülkeler ya da şehirler olarak yer bulurdu.

Kendi memleketimize “kış memleketi” der ve en azından biz beğenmezdik.

Oysa şimdi bütün dünyayı gezmiş olan bir yabancı bizim o beğenmediğimiz memleketimiz için “dünyanın en güzel yeri” diyordu.

Büyük bir yanılgı içinde olduğumuzu anlamış, sarsılmıştım. Aslında sarsılmış ve iyileşmiştim. Nasıl bir şehirde yaşadığımı o zaman değerlendirmesine kesinlikle inandığım bir kişiden öğrenmiş, sağlam bir mihenkle sınamıştım.

Reklam
Reklam

Van ile ilgili görüşlerim o andan itibaren tamamen değişmişti.

Aradan uzun yıllar geçti. Başka şehirlere gidip geldim. Başka coğrafyalarda mevsimler geçirdim.

Yaşayarak daha iyi anladım ki Van gerçekten mükemmel bir yer.

Van, dünyanın güneşli gün sayısı bakımından en önemli merkezlerinden biri. Avrupa insanının hasretini çektiği, bir parça ışığına rastlayınca hemen soyunup dökündüğü güneş Van ve çevresini sürekli olarak aydınlatıp ısıtıyor. Güneş insana iyi geliyor, moral veriyor.

Van Gölü bu yüksek bölgede iklimi yumuşatıcı bir etki yapıyor.

Van Gölü bizim denizimiz. Tuzlu, sodalı suyuyla yaz boyunca insanları serinletiyor.

Son zamanlarda gittikçe gelişen su sporlarına, ulusal yarışmalara ev sahipliği yapıyor.

Uzun yıllar önce Amerikalı emeklileri keşfettikleri, gelip yerleşmeyi düşündükleri ancak mevzuat engeline takıldıkları bölgenin değeri giderek daha iyi anlaşılıyor.

Küresel ısınma ile birlikte uzun kışlarının kısalıp normalleştiği, iklimin daha yumuşak bir hale geldiği görülüyor.

Deprem sonrası sağa sola savrulan hemşehrilerimizin neredeyse tamamına yakını geri döndü, kalanları da dönüyor.

Reklam
Reklam

Van eskiden olduğu gibi insanların kardeşçe, barış içinde yaşadığı; ekonomisi, sanayisi gelişen, tarım ve hayvancılığı desteklenen bir yer olarak geleceğin Türkiye’sinde hak ettiği yeri almaya hazırlanıyor.

Bunun böyle olması için devlet de, sivil toplum kuruluşları da, bu memleketi seven insanlar da ellerinden geleni yapıyor.

Hep birlikte, el ele, omuz omuza bu güzel şehir için sorumluluklar alıyoruz.

Ara sıra huzursuzluklarını belli eden kardeşlerimizin de harika bir şehirde yaşadıklarını anlayacakları, sevgi ve hoşgörü toplumu ile sağlıklı bağlar kurup kaynaşacakları günlerin de yakın olduğunu düşünüyoruz.

09 Ağustos 2012 Perşembe

13:02

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz