İSTANBUL (İHA) - Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Dışişleri Bakanı Yannakıs Kasulides, "Beklentimiz, müzakerelerin devam etmesi ve bunun belirlenen takvim içinde yapılmasıdır" dedi.
GKRY Dışişleri Bakanı Kasulıdes, Kopenhag'da Rum tarafı ile ilgili kararı ve BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın planını NTV televizyonuna değerlendirerek, soruları yanıtladı. Kasulıdes, Türk Dışişleri Bakanlığı'nın Güney Kıbrıs'ın AB'ye alınması ile ilgili yaptığı açıklamalarla ilgili olarak "Bütün bunları duymama rağmen metni görmüş değilim. Umut ediyoruz ki umarız bu bir tepkidir. Bir şekilde Türk Dışişleri'nin kararın etkilerine karşı yaptığı açıklamalardır. Bu tepkiler büyük bir önem taşıyor" dedi.
GKRY Lideri Glafkof Klerides'in bir gazetede yaptığı açıklamaların hatırlatılması üzerine Rum Bakan Kasulıdes, "Klerides'in açıkça söylediğini de dile getirdim. Kendisi kitabında da yazdı. 1960'lı yıllarda yaptıklarından dolayı özür dilemişti. Aynı şeyi Denktaş'ın da yapmasını istemişti. Ortak bir geleceğe yürümemizi istemişti" diye konuştu.
Rum Kesimi Dışişleri Bakanı Kasulıdes, "Türk tarafına politikanızı değiştirmiş gözüküyorsunuz. Kopenhag Zirvesi'nin ardından neler oldu?" şeklindeki bir soruya, "Öncelikle yeni politikadan duyduğumuz memnuniyeti dile getirmek istiyorum. Bu politika, Erdoğan ve Gül tarafından da olumlu bir politika olarak ortaya kondu. Şu anda AB tarafından alınan bir karar vardır. Bu, Kıbrıs'ın tamamının AB'ye katılması anlamındadır" yanıtını verdi.
"Annan'ın planını nasıl değerlendiriyorsunuz. Hangi noktalar müzakere edilmeli?" sorusuna Kasulıdes, "Öncelikle şunu dile getirmemiz gerek; Annan'ın planını müzakereler için zemin oluşturması için kabul etmişiz. Öyle zannediyoruz ki özgür bir şekilde müzakerelerimizi devam ettirebilir. Bu değişikliklerde 'al ver' esasını düşünerek, bir çözüm bulunabilir. Bunu her iki toplumun da çıkarına düşünüyoruz. Bunu yaparken görüş alışverişinde bulunarak, Türk tarafı içinde bazı iyileştirmeler sağlıyoruz" şeklinde cevap verdi.
Kasulıdes, "Toprak konusunda bir orta yol bulunabilir mi?" şeklindeki bir başka soruya, "Bütün bunları göz önünde bulundurmayacak bir şey yoktur. Belirli noktalarda Türk tarafının çok önemli endişeleri vardır. Göçmenler konusunda belirli değişiklikler olabilir. İnsani durum ve insan hakları da göz önünde bulundurularak anlaşmaya varılabilir" diye karşılık verdi.
Türk tarafından beklentilerini de açıklayan Kasulıdes, konuşmasına şöyle devam etti:
"Müzakerelerin devam etmesi ve bunun belirlenen takvim içinde yapılmasıdır. BM Genel Sekreteri bu takvimi belirlemiştir. Hazırlanan paketin hedefi AB'ye katılma kararının ardından aynı şekilde müzakerelerin yeniden başlaması, bu açıdan da belirli alanlarda tanınma konusunda endişelerin olduğu, toprak konusundaki endişelerin olmadığını bir şekilde ticaretin iki taraf arasında gerçekleşebileceğini anlatmak üzere bir plandır. Kendi pasaportlarını almaları söz konusu olacak. Şu anda tam olarak açıklayamayacağım başka noktalar söz konusu. Bunları da yakında açıklayacağım."
Kasulides, "Eğer 28 Şubat'a kadar bir anlaşma sağlanamazsa, bir sonraki adımınız ne olacak?" şeklindeki soruya, "Tabi ki devam edeceğiz. Kendi yolumuzda, AB yolunda. Bir mekanizmadan bahsediliyor. Bizler çabalarımıza devam edeceğiz. Kıbrıslı vatandaşları ikna etmeye çalışacağız. AB yolumuza tabi ki devam edeceğiz" şeklinde cevap verdi.
"Garantörlerden Ankara ve Atina, doğrudan bir şekilde müzakerelere katılabilir mi?" şeklindeki bir soruya Kasulides, "Ankara ve Atina tabi ki teşvik edebilir. Kıbrıs'taki her iki taraf, son sözü söyleyecek taraf olacaktır" yanıtını verdi.