Demirtaş, "Bölgesel ve yerel parlamentolarda kendi idaresini ortaya koyabilir. TBMM'nin kapısı bize kapalı ise ve halkımız bize başka bir kapı açmak istiyorsa 'başka bir parlamentoda çalışmalarınızı yapın' derse bu yapmaktan çekinmeyiz" diye konuştu.
Almanya'da, Tuncelili İsmail Özden'in orta siklet kıtalar arası boks karşılaşmasını izlemek için bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, milletvekili dokunulmazlıkları ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Ak Parti Genel Başkanlığını bırakması ile ilgili PKK ile aynı çizgide yayın yapan Med-Nuçe televizyonuna dün akşam canlı yayında değerlendirdi. Demirtaş, HDP'nin parlamentoda olmasının yapılmak istenen darbenin önündeki en büyük engel olduğunu, MHP ne kadar destek verirse versin, Meclis'te HDP'nin varlığının nihayete erdirilmek istendiğini söyledi. Demirtaş, DTK ve HDK öncülüğünde 260 sivil toplum kuruluşu ve partinin dokunulmazlıklar konusunda deklarasyon yayınladığını hatırlatarak, şöyle konuştu:
DOKUNULMAZLIK SÜRECİ ERDOĞAN İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
"Parlamento grubumuz olarak o yasanın yeterli oyu almaması için bir çaba sürdüreceğiz. Özellikle CHP ve diğer partilerde durumdan rahatsız olan çok sayıda milletvekili var. 330'u bulamaması için bütün milletvekilleri ile görüşmeler yapıyoruz ve çağrılar da yapıyoruz. Bu darbe sürece aleni şekilde gözümüzün önünde cereyan ederken milletvekilleri tarihi sorumluluk almamalı, hayır oyu vermelidir.
Dokunulmazlık süreci, Erdoğan için çok önemli, HDP'yi öncüsüz bırakmak, öncü kadroyu siyasetten geçici sürede olsa men etmek, kampanya yürütemez hale getirmek, mümkünse seçimi HDP boykot etsin ya da baraj altında kalsın, bir şekilde HDP parlamento dışında kalsın zaten oradan fazladan 50-60 vekil elde ederim. Diğer yandan HDP'lilere içeri attım diye MHP'nin bir kısım oyları da AKP'ye kayacaktır, onu da hesaplıyor. Bahçeli'de bu oy kaymasını engellemek istemiyor. Bahçeli baraj altında kalmaya razıdır, koltuk elden gitmesin yüzde 8-9'a razıdır Bahçeli."
ERDOĞAN DİKTA REJİMİ RAHATSIZLIĞI
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, dokunulmazlıklar konusunda tarihi meselenin parlamentodaki oylama meselesi olduğunu da hatırlatarak, "Eğer 330 bunalamazsa ki bu ihtimal dışı değil, AKP ve MHP içinde rahatsız olan çevreler var. AKP ve MHP içindekiler bizim dokunulmazlığımızı savundukları için değil, bizim dokunulmazlıklarımızın üzerinde bir Erdoğan dikta rejimini gördükleri için rahatsızlar. Mesele biz olsak AKP ve MHP ful şekilde oyunu verebilir. Bu durumda gireler çıkacaktır. CHP'de fire demiyorum CHP evet oylarını fire olarak düşünmek lazımdır. Çünkü CHP'nin parti yönetimi hayır kararı almıştır. Genel başkanları çıkıp parti yönetiminin aksi görüşünü yansıtmıştır. Dolayısıyla CHP'li vekillerin bu aleni darbe girişimi görmesi ve hayır oyu vermesi lazımdır" diye konuştu.
EVİMİZİ, ARABAMIZI ARATMAYIZ
Demirtaş, dokunulmazlıklarının kaldırılması halinde kendi ayakları ile celp geldiği zaman mahkemelere gitmeyeceklerini, ortada bir yargının olmadığını ifade ederek, "Bir öç ve intikam alma var. Bir defa bize elini vurdukları anda direniş başlar. Bütün arkadaşlarımız ile aldığımız karar budur. Evimizi arayamazlar, arabamızı arayamazlar, bizi zorla götürmek durumda kalırlar. Bütün dünyanın gözü önünde bunu göze alıyorlarsa yaparlar. İfademizi alamazlar, savunmamızı alamazlar. Biz savcı ya da mahkemenin huzurunda AKP zihniyetini yargılayacağız. Tek bir soruya da dahil cevap vermeyeceğiz, bildiğimiz şeyi söyleyeceğiz. Onların sorularına değil, kendi cevaplarımız çerçevesinde kendi siyasetimizi ve kendi direnişimizi ortaya koyacağız" dedi.
KASTIMIZ AYRILMA VE BÖLÜNME DEĞİL
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, dokunulmazlıkları kalktıktan sonra milletvekillerinin tutuklanması ve cezaevlerine konulması durumunda ise bu defa kendilerinin yeni kararlar alma arifesine gireceklerini ifade ederek, "Her şeyi tartışabiliriz. Yani parlamento kendini bile savunamayacak duruma gelirse, biz dışarıdan parlamentoyu dışarıdan savunacak her şeyi yaparız. Geçen grup toplantısında söyledim. Halk tek bir parlamentoya mecbur ve mahkum da değil. Bundan kast ettiğimiz bölünme ve ayrılma değil. Bölgesel ve yerel parlamentolarda kendi idaresini ortaya koyabilir. Sadece Kürdistan'da değil, İstanbul'da da İzmir'de de bizim seçilmiş halk temsilcilerimiz, vekillerimiz her yerde var. Ve bu parlamentoları biz meşru olarak görürüz ve halk meclislerini meşru olarak görürüz ve oralarda çalışmaya devam ederiz ve bunu mücadele merkezleri haline getiririz. TBMM'nin kapısı bize kapalı ise ve halkımız bize başka bir kapı açmak istiyorsa 'başka bir parlamentoda çalışmalarınızı yapın' derse bu yapmaktan çekinmeyiz" diye konuştu.
DHA