Ankara (AA)- MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Davos'taki tepkisinin, 6 yılı aşkın süredir sergilediği "taşeron siyasetini" örtemeyeceğini, yalnızca bir doğrusunun, sayısız yanlışlarını silmeye yeterli olmayacağını söyledi.
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısında, İsrail'in Gazze'ye saldırısı, Davos toplantısı ve ardından yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
İsrail'in, gösterilen tepkileri umursamadığını, uluslararası kararları ciddiye almadığını, suskun ve etkisiz Arap, İslam dünyasının durumundan cesaret alarak, saldırılarını sürdürdüğünü belirten Bahçeli, İsrail'in hukuk ve ölçü tanımayan pervasızlığının, Gazze'de yaşanan insanlık dramının, Türkiye'de de infiale neden olduğunu bildirdi.
Davos'ta, Türkiye'nin önceliklerinin ekonomi olmasının, idrak sahibi herkesin üzerinde ittifak edeceği bir gerçek olduğunu belirten Bahçeli, "Ne var ki Başbakan, ekonomik önlemler açısından çok yararlı olabilecek bu toplantı sürecini, siyasal kaygıları ve ihtiraslarıyla başka mecraya kaydırmış, kamuoyu Başbakan Erdoğan'ın Gazze: Ortadoğu'da Barış Modeli oturumdaki tepkilerine odaklanmıştır" diye konuştu.
Bahçeli, Erdoğan'ın, bu tartışmaya ne niyetle katıldığının, hangi saiklerin kendisini oraya yönelttiğinin, hangi sıfatı taşıyarak orada bulunduğunun, Ortadoğu'daki soruna doğrudan müdahil olan BM Genel Sekreteri, Arap Birliği Genel Sekreteri ve İsrail Cumhurbaşkanı'nın arasındaki bu tartışmada, Filistinli hangi grubun adına ve yetkiyle orada bulunduğunun sorgulanması gerektiğini kaydetti.
"Katılma gerekçesi ne olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir Başbakanına yönelik İsrail Cumhurbaşkanı ile oturum yöneticisinin küstah, aşağılayıcı tavırları karşısında Erdoğan'ın tepkisi; yöntemi tartışılsa bile haklı, meşru ve yerindedir" diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şayet maruz kalınan muamelelere rağmen tepki bu noktada, yeri ve zamanı geldiğinde gösterilmemiş olunsaydı Türk milletinin şeref ve haysiyeti savunulmamış, hakaretlere boyun eğilmiş olunacaktı. Ancak, Başbakan Erdoğan'ın bu tepkisi ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak göstermesi gereken bu tavrı, 6 yılı aşkın süredir sergilediği ilkesiz, omurgasız, teslimiyetçi ve daha da önemlisi taşeron siyasetini örtemeyecek."
Bahçeli, Erdoğan'ın, Türkiye'ye dönüşünden sonraki "tutarsız ve çelişkili" açıklamalarının, basını ve Dışişleri Bakanlığı mensuplarını hedef alan ithamlarının, kendisine hakim olan niyetler hakkında, kuşkuların doğmasına yol açtığını savundu.
Bahçeli, "Bugüne kadar sahte mağdur ve mazlum rolü oynayarak, bunun ucuz istismarıyla yol alan Başbakan'ın, şimdi de Gazze mağdurlarının yanında dik durarak İsrail'e meydan okuyan, sessizlerin sesi ve kimsesizlerin kimsesi kartvizitiyle yeni bir siyasi duygu istismarından medet umduğu anlaşılmaktadır" diye konuştu.
Bahçeli, Erdoğan'ın, acilen; Türkiye'nin Irak politikasını gözden geçirerek terörle mücadele, Türkmenlerin geleceği ve Barzani ile ilişkiler konusunda Türkiye'nin çıkarlarını koruyan onurlu politika izlemesi, Ermenistan'ın peşinden koşmaması, Rum yönetimi ve Yunanistan'a karşı kararlı bir duruş sergilemesi, AB'nin, Türkiye'nin milli birliğinin temellerini sarsmaya yönelik dayatmaları karşısında Türkiye'nin onurunu koruyacak bir tavır geliştirmesi ve ABD'nin küresel senaryolarının bölgesel taşeronu olmaktan vazgeçmesi gerektiğini söyledi.
Bahçeli, Süleymaniye'de Türk askerinin başına çuval geçirilirken, ABD Savunma Bakanı'nın "Kuzey Irak'a kara harekatına derhal son verin" diye okyanus ötesinden müdahale ederken, Barzani'nin, "Kerkük'e karşı Diyarbakır'da cevap veririz, içinizi karıştırırız" diye Türkiye'ye meydan okurken, Erdoğan'ın; Türkiye'nin itibarıyla oynanacak sıradan bir ülke olmadığını hatırlamadığını ileri sürdü.
Davos toplantısından sonraki gelişmeler ve Erdoğan'ın Türkiye'deki açıklamalarının, iyimser düşünmelerine imkan vermediğini belirten Bahçeli, "Başbakan bildiğimiz kimlik ve kişiliğine dönerek karakolda doğruyu söyleyip, mahkemede şaşan şahsiyet olarak tekrar karışımıza çıkmıştır" dedi.
Bahçeli, Erdoğan'ın Davos'ta söylediklerinden aşama aşama çark ederek, konuyu bir an önce kapatmanın arayışına düştüğünü ileri sürdü. Devlet Bahçeli, "alt yapısı olmayan dik duruş, onurlu siyaset iddialarının, sabun köpüğü gibi çabuk dağıldığını" ileri sürerek, şöyle dedi: "Türkiye'deki siyaset ahlakını oraya da taşımak isteyen Başbakan'ın, Filistin'in yansını dost, diğer yansını hasım gören siyaseti Türkiye'yi bölgede bir güç olmaktan çıkarmıştır. Zira omurgasız siyaset anlayışı ve basit
arayışların neden olacağı korku ve baskılar, maalesef Türkiye'yi bundan sonra daha fazla İsrail tarafına itecek, İsrail politikalarının sadık takipçisi haline getirecektir.
Yapılan mezalim bir vakıadır ama dünya da Gazze'den ibaret değildir. Eş başkanlığını Başbakan'ın iftiharla yaptığı çok geniş coğrafyalar ve mazlum milletler de inim inim inlemektedir. Irak Türkmenleri, Kıbrıs Türkleri, yakın coğrafyalarda bunalan din kardeşlerimiz de Başbakan'dan aynı tavrı beklemekte ve ellerinden tutacak siyasi iradeyi aramaktadır. Gerçek duruş şimdi anlaşılacaktır."