Bir elin nesi var, iki elin sesi var ne demek? Bir elin nesi var, iki elin sesi var TDK sözlük anlamı nedir?

Atasözleri ve deyimler, bazı olayları ve durumların özünü ifade etmek için kullanılırlar. Ortaya ne zaman çıktığı bilinmeyen bu kalıplaşmış sözcükler, anlatımı çarpıcı hale getirmek için genel olarak mecaz anlam ile kullanırlar. Birleşik fiiller de diğer sözcüklerle birlikte kullanılan kalıplaşmış sözlerdir. Atasözleri, deyimler ve birleşik fiiller anlatımı kolaylaştırır. Bir elin nesi var, iki elin sesi var de bu anlatıma uyan ve Türkçenin zengin bir dil olmasına katkı sağlayan sözlerden biridir. Bir elin nesi var, iki elin sesi var ne demektir?

Atasözleri ve deyimler çoğu zaman kaynağını gerçek bir durumdan alan ancak bunu gerçek dışı bir şekilde ifade eden sözlerdir. Birleşik fiiller ise ifade etmeyi kolaylaştıran sözlerdir ve deyimlerde de kullanılırlar. Atasözleri, deyimler ve birleşik fiiller hayatın her alanında kullanılan ve ifade yeteneğini arttıran sözlerdir. Bu sözlerden biri olan Bir elin nesi var, iki elin sesi var, TDK sözlükte ne anlama gelir? Bir elin nesi var, iki elin sesi var TDK sözlük anlamı ve örnek cümleler…

Bir elin nesi var, iki elin sesi var Ne Demek? Bir elin nesi var, iki elin sesi var TDK sözlük anlamı nedir?

  • Bir elin nesi var, iki elin sesi var TDK sözlüğe göre 1 farklı anlama sahiptir.
Reklam
Reklam

Bir elin nesi var, iki elin sesi var TDK sözlük anlamı şu şekildedir:

  1. başarıya ulaşmak için birlik olmak gerek anlamında kullanılan bir söz

Bir elin nesi var, iki elin sesi var ile Kurulan Atasözleri, Deyimler ve Birleşik Fiiller

bir abam (postum) var atarım, nerede olsam yatarım bir adama kırk gün ne dersen o olur bir ağaçta gül de biter diken de
bir ağızdan çıkıp bin dile yayılır bir anaya bir kız, bir kafaya bir göz bir arpa boyu (gitmek veya yol almak)
bir aşağı bir yukarı bir atımlık barutu olmak (veya kalmak) bir ayağı çukurda olmak
bir ayak üstünde bin yalan söylemek bir ayak üstünde kırk yalanın belini bükmek bir baba dokuz evladı besler, dokuz evlat bir babayı beslemez
bir baltaya sap olamamak bir başa bir göz yeter bir bardak suda fırtına koparmak
bir başka (olmak) bir baştan (veya uçtan) bir başa (veya uca) bir ben, bir de Allah bilir
bir bu eksikti bir çatı altında (olmak veya bulunmak) bir çekirdek geri kalmamak
bir çiçekle bahar (veya yaz) olmaz bir çöplükte iki horoz ötmez bir çuval inciri berbat etmek
bir dalda durmamak bir de bir dediği bir dediğini tutmamak
bir dediği iki olmamak bir dediğini iki etmemek bir deli kuyuya bir taş atar, kırk akıllı çıkaramazmış
bir deri bir kemik (kalmak) bir dikili ağacı olmamak bir dikiş kaldı
bir dokun bin ah işit (veya dinle) (kâseifağfurdan) bir don bir gömlek bir dostluk kaldı!
bir dönüm güzlük on dönüm yazlığa bedeldir bir dudağı yerde bir dudağı gökte bir düşüncedir (veya düşünce) almak
bir el bir eli yıkar, iki el bir yüzü yıkar bir elini bırakıp ötekini öpmek bir elinin verdiğini öbür elin görmesin
bir elin sesi çıkmaz bir eli yağda bir eli balda (olmak) bir elle verdiğini öbür elle almak
bir elmanın yarısı o, yarısı bu bir fende kazık kakmak (veya çakmak) bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır
bir fit bin büyü yerine geçer bir gömlek aşağı bir gömlek fazla eskitmiş olmak
bir görüş bir kör biliş bir göz ağlarken öbür göz gülmez bir göz gülmek
bir günden bir güne bir günlük beylik beyliktir ... bir hâl almak (hâle girmek)
bir hâl olmak bir hizaya gelmek bir içim su (gibi olmak)
bir iğne bir iplik olmak bir ilke imza atmak bir inat, bir murat
bir iş olmak bir işaretine bakmak bir işi başından kesmek
bir iştir oldu bir kafada olmak bir kapıya çıkmak
bir karıyla bir koca, dırdır eder her gece bir kaşık suda boğmak bir kazanda kaynamak
bir kenara atılmak bir kenarda durmak bir kıza dünür düşmek
bir kızı bin kişi ister, bir kişi alır bir kol çengi bir kolayını aramak
bir kolayını bulmak bir koltuğa iki karpuz sığmaz bir korkak bir orduyu bozar
bir koyundan iki post çıkarmak bir Köroğlu, bir Ayvaz bir köşeye atılmak
bir köşeye atmak bir köşeye çekilmek bir köşeye koymak
bir köşeye oturmak bir köşeye sinmek bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır (veya dokunur)
bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak bir kurşun atımı bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır
bir noktaya kadar bir mum al da derdine yan bir o kadar
bir olmak bir olmak bir o yana, bir bu yana
bir papel (veya pul) etmemek bir pula satmak bir selam bin hatır yapar
bir sıçrarsın çekirge, iki sıçrarsın çekirge, sonunda yakalanırsın çekirge (veya üçüncüsünde avucuma düşersin çekirge) bir sıkımlık canı olmak bir söyle on dinle
bir söylemek pir söylemek bir sözünü (veya dediğini) iki etmemek bir sürçen atın başı kesilmez
bir şey anlamamak bir şey (veya şeyler) olmak bir şey sanmak
bir şey söylemek bir şey yapmak bir şeye benzememek
bir şeyler, bir şeyler bir tanem bir tarakta bezi olmamak
bir tarafa bırakmak (veya koymak) bir taşla iki kuş vurmak bir tat, bin feryat
bir tek bir tek atmak bir tepe yıkılır, bir dere dolar
bir torba kemik bir tuhaflığı olmak bir tutmak (veya görmek)
bir varmış bir yokmuş bir yakadan baş çıkarmak bir yastığa baş koymak
bir yastıkta kocamak bir yaşına daha girmek bir yere kadar
bir yemem diyenden kork, bir oturmam diyenden bir yiyip bin şükretmek bir yol tutturmak
bir yolunu bulmak bire beş katmak bire bin katmak
bire ... vermek biri bilmeyen bini hiç bilmez
Anahtar Kelimeler: