Bir Yanardağın Faaliyetsiz veya Sönmüş Olduğunu Nasıl Söyleyebiliriz?

Bir yanardağ patlaması haberini alırken, başka türdeki sönmüş veya faaliyetsiz olan yanardağların da sık sık bahsinin geçtiğini duyarsınız. Peki, bu kavramlar tam olarak ne anlama geliyor ve bilim adamları bunu nasıl anlıyorlar?

Bir yanardağ patlaması haberini alırken, başka türdeki sönmüş veya faaliyetsiz olan yanardağların da sık sık bahsinin geçtiğini duyarsınız. Peki, bu kavramlar tam olarak ne anlama geliyor ve bilim adamları bunu nasıl anlıyorlar?

Öncelikle, yanardağların nasıl faaliyete geçtiğinden birazbahsedelim: Magma, yeryüzünün altındaki haznelerde toplanır ve biriktikçe hazne içindeki basınç artar; eğer basınç yeterince yükselirse magmanın üstündeki kayalar parçalanır ve yanardağ patlaması ile sonuçlanır. Magmadaki silis içeriği, ne tarz bir yanardağ ile karşı karşıya olduğumuzu belirler. Düşük silis içeren magmalar, Hawaii Büyük Adası’ndaki Kilauea Dağı gibi kalkan tipinde volkanları ve Meksika’daki Paricutín Volkanı gibi volkan konilerini oluşturur ve bu yanardağların lavları şeker pekmezi gibi oldukça akışkandır. Yüksek silis içeren magmalar Washington’daki St. Helens yanardağı ve Yellowstone Ulusal Parkı’nın altında bulunan kalderalar gibi strato volkanları oluşturur ve bu yanardağların lavları ise daha akışkandır ve karamela gibi akar.

Reklam
Reklam

Sönmüş ve faaliyetsiz yanardağlara ilişkin tanımların net olmamasıyla birlikte, bu tanımlama yanardağın kendisine ya da bilim adamına bağlı olarak değişebilir. Amerikan Doğal Tarih Müzesi’ndeki Fen Bilimleri Şubesinde yer alan Yeryüzü ve Gezegenler Bilimi Departmanının sorumlusu Jim Webster’a göre bilim adamları yakın geçmişe ve jeolojik kayıtlara bakacaktır. Eğer bir yanardağ, son Buzul Çağından bu yana patlamışsa –son 10.000 sene içerisinde ya da yaklaşık olarak bu zaman diliminde- ve halen lav ve kül akıntısı veya gaz salınımı gibi aktiviteler gösteriyorsa, aktif olduğu kabul edilir. Eğer 10.000 sene içinde bir patlama olmamışsa ancak bilim adamları tekrardan bir patlama gerçekleşeceğini düşünüyorsa, faaliyet göstermiyor olarak kabul edilir. Webster’a göre “ Eğer bir yanardağın patlamasından bu yana 10.000 seneyi aşkın bir süre söz konusuysa ve yanardağ magma kaynağından kesilmişse sönmüş olarak kabul edilir”. Bir diğer belirleyici işaret ise sismisitedir. Webster: “ Genellikle magmaların gövdeleri ve hazneleri – yanardağ patlamalarını besleyen kaynaklar- yeryüzünün 3 ila 6 mil aşağısında yer alır ve sismik davranışı buradan denetleyebilirsiniz. Yanardağ ağzının hemen altında devamlı bir sistemik hareket toplanıyorsa, aşağıda muhtemelen sıcak ve aktif magma bulunuyordur. Eğer sismik hareket varlığını azaltıp faaliyetini kaybediyorsa ve sistemik aktivitenin uzun bir süre boyunca belki de yıllarca sadece arka planını oluşturuyorsa –gezegenimizin rutin hareketlerinde görülen kayaların yer değiştirmesi ve aşınması gibi- bu durum, eğer aşağıda magma varsa, hareket etmediğini gösterir. Yeryüzü boyunca faaliyetini sürdürmüyor, kayaları parçalamak için basınç uygulamıyor ve yanardağ sönme yolunda ilerliyor demektir.

Reklam
Reklam

Ama yine de sönmüş olarak varsayılan bir yanardağ tekrardan harekete geçebilir. Magmanın gövdeleri yeryüzünün altında donup kristalleşebilir. Kendisine bir çatlak bulup başka bir yere yönlenebilir ve bulunduğu yerden miller veya uzun mesafeler ötesinde tekrardan yeryüzüne çıkabilir” diyor Webster.

Bu yüzden bilim adamları yanardağları aktif, sönmüş veya faaliyetsiz olduklarına bakmadan izlemeye alırlar. “ Sıcaklık hareketi olup olmadığını gözlemleyebilmek için ısı denetimi yaparlar”. Aynı zamanda yanardağın üzerine, toprağın yükselmesi durumunda bilim adamlarına bildirim sağlayan bir eğimölçer monitörü koyarlar. Toprağın yükselmesi, yanardağ patlamasının habercisidir (1980’de St. Helens dağı patlamadan önce toprakta gözle görülür bir çıkıntı bulunuyordu” –Webster). Bilim adamları aynı zamanda uzaydaki araçları kullanarak da topraktaki faaliyetlerin hangi düzeyde olduğunu gözlemleyebiliyorlar. “InSAR, uydular tarafından yapılmış özel bir radardır. Yeryüzündeki santimetrelik hareketleri uzaydan saptayabilir.” –diyor Webster.

Reklam
Reklam