Bire beş katmak ne demek? Bire beş katmak TDK sözlük anlamı nedir?

Atasözleri, belirli durumları açıklayan kısa ve net ifadelerdir. Deyimler, atasözleri gibi belirli durumları açıklamak için kullanılır. Birleşik fiiller ise iki farklı sözcüğün birleşerek yeni bir anlam kazanmasıdır. Genellikle bir ifadenin özüne vurgu yapan bu araçlar, dillerin en önemli parçalarındandır. Bire beş katmak sözü de bu parçalardan biridir. Türk dilinde yer alan önemli bir ifade olan Bire beş katmak ne anlama gelir?

Deyimler ve atasözleri genellikle birbiriyle karıştırılır. Çünkü deyimlerin bazıları da cümle şeklinde ortaya çıkabilmektedir. Aralarındaki en büyük fark, atasözlerinin bir yargı belirtmesi ve bir öğüt vermesidir. Birleşik fiiller ise tıpkı dil araçları gibi yeni bir şeyleri, özünü kullanarak ifade etmeye yarar. Türk dilinde bolca bulunan bu araçlar genellikle anlatıma zenginlik katar. Bire beş katmak ifadesi de bu araçlardan bir tanesidir. Anlamı merak edilen Bire beş katmak sözü ne demektir?

Bire beş katmak Ne Demek? Bire beş katmak TDK sözlük anlamı nedir?

  • Bire beş katmak TDK sözlüğe göre 1 farklı anlama sahiptir.
Reklam
Reklam

Bire beş katmak TDK sözlük anlamı şu şekildedir:

  1. bire bin katmak

    Bire beş katmak Cümle İçerisinde Kullanımı

    "Rahmi'nin neyi var neyi yoksa özellikle de son zamanda aldıklarını, bire beş katarak sayanlar çıktı." - Tarık Buğra

Bire beş katmak ile Kurulan Atasözleri, Deyimler ve Birleşik Fiiller

bir ağaçta gül de biter diken de bir ağızdan çıkıp bin dile yayılır bir anaya bir kız, bir kafaya bir göz
bir arpa boyu (gitmek veya yol almak) bir aşağı bir yukarı bir atımlık barutu olmak (veya kalmak)
bir ayağı çukurda olmak bir ayak üstünde bin yalan söylemek bir ayak üstünde kırk yalanın belini bükmek
bir baba dokuz evladı besler, dokuz evlat bir babayı beslemez bir baltaya sap olamamak bir başa bir göz yeter
bir bardak suda fırtına koparmak bir başka (olmak) bir baştan (veya uçtan) bir başa (veya uca)
bir biçimine getirmek bir ... bir (veya bir de) bir bu eksikti
bir çatı altında (olmak veya bulunmak) bir çekirdek geri kalmamak bir çiçekle bahar (veya yaz) olmaz
bir çöplükte iki horoz ötmez bir çuval inciri berbat etmek bir dalda durmamak
bir de bir dediği bir dediğini tutmamak bir dediği iki olmamak
bir dediğini iki etmemek bir deli kuyuya bir taş atar, kırk akıllı çıkaramazmış bir deri bir kemik (kalmak)
bir dikili ağacı olmamak bir dikiş kaldı bir dokun bin ah işit (veya dinle) (kâseifağfurdan)
bir don bir gömlek bir dostluk kaldı! bir dönüm güzlük on dönüm yazlığa bedeldir
bir dudağı yerde bir dudağı gökte bir düşüncedir (veya düşünce) almak bir el bir eli yıkar, iki el bir yüzü yıkar
bir elini bırakıp ötekini öpmek bir elinin verdiğini öbür elin görmesin bir elin sesi çıkmaz
bir eli yağda bir eli balda (olmak) bir elle verdiğini öbür elle almak bir elmanın yarısı o, yarısı bu
bir fende kazık kakmak (veya çakmak) bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır bir fit bin büyü yerine geçer
bir gömlek aşağı bir gömlek fazla eskitmiş olmak bir görüş bir kör biliş
bir göz ağlarken öbür göz gülmez bir göz gülmek bir günden bir güne
bir günlük beylik beyliktir ... bir hâl almak (hâle girmek) bir hâl olmak
bir hizaya gelmek bir içim su (gibi olmak) bir iğne bir iplik olmak
bir ilke imza atmak bir inat, bir murat bir iş olmak
bir işaretine bakmak bir işi başından kesmek bir iştir oldu
bir kafada olmak bir kapıya çıkmak bir karıyla bir koca, dırdır eder her gece
bir kaşık suda boğmak bir kazanda kaynamak bir kenara atılmak
bir kenarda durmak bir kıza dünür düşmek bir kızı bin kişi ister, bir kişi alır
bir kol çengi bir kolayını aramak bir kolayını bulmak
bir koltuğa iki karpuz sığmaz bir korkak bir orduyu bozar bir koyundan iki post çıkarmak
bir köşeye atılmak bir köşeye atmak bir köşeye çekilmek
bir köşeye koymak bir köşeye oturmak bir köşeye sinmek
bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır (veya dokunur) bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak bir kurşun atımı
bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır bir noktaya kadar bir mum al da derdine yan
bir o kadar bir olmak bir olmak
bir o yana, bir bu yana bir papel (veya pul) etmemek bir pula satmak
bir selam bin hatır yapar bir sıçrarsın çekirge, iki sıçrarsın çekirge, sonunda yakalanırsın çekirge (veya üçüncüsünde avucuma düşersin çekirge) bir sıkımlık canı olmak
bir söyle on dinle bir söylemek pir söylemek bir sözünü (veya dediğini) iki etmemek
bir sürçen atın başı kesilmez bir şey anlamamak bir şey (veya şeyler) olmak
bir şey sanmak bir şey söylemek bir şey yapmak
bir şeye benzememek bir şeyler, bir şeyler bir tanem
bir tarakta bezi olmamak bir tarafa bırakmak (veya koymak) bir taşla iki kuş vurmak
bir tat, bin feryat bir tek bir tek atmak
bir tepe yıkılır, bir dere dolar bir torba kemik bir tuhaflığı olmak
bir tutmak (veya görmek) bir varmış bir yokmuş bir yakadan baş çıkarmak
bir yastığa baş koymak bir yastıkta kocamak bir yaşına daha girmek
bir yere kadar bir yemem diyenden kork, bir oturmam diyenden bir yiyip bin şükretmek
bir yol tutturmak bir yolunu bulmak bire bin katmak
bire ... vermek biri bilmeyen bini hiç bilmez
Anahtar Kelimeler: