Murat Palta minyatür tekniği ile kültleşmiş Hollywood filmleri için afiş yapmaya başladığında tek isteği bitirme tezinden yüksek not almaktı. Çevresindekiler beğenince işlerini bobiler.org'a yükledi ve bir anda "timeline"lar adını daha önce duymadığımız sanatçının işleriyle dolmaya başladı. Minyatürleri Empire, CNN gibi bilumum yabancı mecrada yayımlandı, Miramax Kill Bill afişini kendi sitesine koydu. Hollywood filmi afişlerinden sonra Bant Mag. için Türkiye sinemasının yüzüncü yılı dolayısıyla Eşkiya, Sevmek Zamanı, Bir Zamanlar Anadolu'da filmlerinin afişini yaptı. Sosyal medya fenomeni olmasına rağmen işlerin sanatsal gücü de gözden kaçmadı. Yurtdışında birçok festivale, sanat etkinliğine minyatürleriyle katıldı. Contemporary İstanbul'daki standında işlerini ilk defa büyük boyutta gördükten sonra şimdi de x-ist Murat Palta'nın solo sergisine ev sahipliği yapıyor. 28 Şubat’a kadar görülebilir.
Hepsinden önce, ilk yaptığım çalışmaların sergilenmesi gerektiği kanaatindeydik. Bunun yanı sıra yeni çalışmalar da eklenmeliydi. Bunlardan bir kısmı Bant Mag'e Türk Sineması'nın 100. yılı için yaptığım çalışmalardı. Tekrardan üzerine gidildi, düzenlemeler yapıldı. Onun dışındaki 6 çalışmada biraz keyfi davranmak istedim.
Tamamen tez kararı ile başlayan bir şey. Onun öncesinde ciddi bir araştırmam ya da denemelerim olmadı. Tez için hazırlıklar yaparken görsel örnekleri incelemem benim için yeterli oldu.
Kardeşimle Star Wars izleyip "Osmanlı'da olsa nasıl olurdu?" üzerine konuşmamızdan ortaya çıkmış bir şey. Bunun resmedilmesinin iyi olacağını düşündüm ve ardından çok iyi dönüşler aldım. Bununla birlikte bu yönde bir eksikliği fark ettim ve sonraki sene tez konusu olarak seçtim.
Kendimce bazı maddelerim var:
-Batı kültüründen izler taşımalı
-Bu izlerin doğu kültüründe uyarlanabilecek karşılıkları bulunmalı
-Bilindik sahne olmalı.
Bu üç esasa dayanıyorsa benim için uygundur.
Galiba Dünyayı Kurtaran Adam. Onu yaparken daha çok eğlendim. Ayrıca filmin verdiği tat diğerlerine göre farklı. Avantür filme ayrı ilgim var.
Dediğiniz gibi, bir popülerlik oldu. Ve yine dediğiniz gibi bu olay internette yayıldı. Gündelik hayatımda yolda çevirip "Çok güzel iş yapmışsınız, tebrikler, fotoğraf çekelim," şeklinde yaklaşımlar olmadığı için doğrudan hissedemedim tabi. Üstelik o sıralar İspanya'da stajdaydım. Yani her şeyden olabildiğince uzak ama bir o kadar da basının içindeydim. Stajdan dönüp evde röportajları cevaplıyordum.
Oldukça göreceli olabiliyor. Karakter sayısı, mekan detayları, süslemeler vb. gibi konulara göre değişebiliyor. Ama hepsinden önce tamamen motivasyonuma dayanıyor. Bazen çok basit bir şeyi çok uzun zamanda tamamlayıp çok detaylı işi çabucak bitirdiğim oluyor.
Geleneksel Türk sanatının diğer alanları üzerinde araştırmalar yapıyorum. Bunları çözümlememle farklı işler çıkabilir.
Röportajın tamamı için: bonemagazine.com
Bunlara da ilgi duyabilirsiniz:
Kurt Cobain'i son kez fotoğraflayan Jesse Frohman
İktidarın ikiyüzünü sergisine taşıyan Ali Elmacı