Bitlisli Genç Yönetmenin Hayali Yıllar Sonra Gerçek Oldu

Bitlisli Sedat Yetkin, yıllar önce evden kaçarak hayalindeki sinema ve oyunculuk işini kurduğu film yapım şirketiyle gerçeğe dönüştürdü.Bitlis’in Tatvan ilçesinde ikamet eden 24 yaşındaki Türkiye’nin en genç yapımcısı ve yönetmeni Sedat Yetkin, henüz 10 yaşındayken çok sevdiği sinema ve oyunculuk hayalini gerçekleştirebilmek için evden kaçarak İzmir’e yerleşti. Uzun yıllar hayalinin peşinden koşan ve bu süre zarfında birçok zorlukla karşılaşan Yetkin’in filmleri aratmayan hayat hikayesinin birinci bölümü o gün başlamış oldu. Küçük yaşta hayalleri uğruna evden kaçan ve televizyonda görüp merak saldığı oyuncular gibi olmak için kendini hiç bilmediği şehirlerin tehlikeli akışına bırakan Yetkin’in hayali, çektiği tüm zorluklara rağmen 14 yıl aradan sonra Bitlis’te kurduğu film yapım şirketiyle gerçek oldu.“HAYALİ UĞRUNA MİMARLIK BÖLÜMÜNÜ TERK ETTİ”Büyükşehirlere gittikten sonra hayatın gerçekleriyle yeni yeni tanışmaya başlayan Bitlisli Sedat Yetkin, tüm olumsuzluk ve zorluklara rağmen gerçekleşmesini çok istediği hayalinin peşini bırakmadı. Bir yandan İstanbul’da özel bir üniversitede mimarlık bölümüne devam eden Yetkin, bir yandan da hem inşaatlarda çalıştı hem de oyuncu olabilmek için çeşitli film şirketlerinin kapısını çaldı. Tek koltukta iki kelle taşıyamayacağını anlayan ve her geçen gün daha da zorluk çekmeye başlayan Yetkin, okul ve oyunculuk arasında bir karar vermek zorunda kalıp bin bir zorlukla okuduğu bölümü 4. sınıfta terk etmek zorunda kaldı. Okulu da terk etmesinin ardından hem aile baskısına hem de çevre baskısına maruz kalan Yetkin’in hayatı düzenlenen kısa film yarışmasıyla bir anda değişti.KENDİ HAYATINDAN KESİTLER YANSITARAK ÇEKTİĞİ KISA FİLM EN İYİ YÖNETMEN VE EN İYİ KURGU ÖDÜLÜ ALDIKendi hayatından esinlenerek “T.U.Z” isimli 17 dakikalık kısa metrajlı bir film çeken Yetkin, “JCI İstanbul Crossroads Film Festivali”nde en iyi yönetmen ve en iyi kurgu ödülünü aldı. Hayatının dönüm noktası olan bu filmin galasını yıllar önce arkasında bırakıp gittiği Tatvan’da gerçekleştiren Yetkin, bu film sayesinde hem kariyerinin ilk ödülünü almış oldu hem de üzerindeki baskıdan bir nebze olsun kurutulmuş oldu.Filmin galasının Tatvan’da yapmasının nedenine değinen Yetkin, “Ben Tatvan’da dünyaya geldim. Tatvan benim çocukluğumun şehri, ana yurdum. Filmin ana teması Tatvan’da yaşamış olduğum yılların bir anısını yıllarca içimde biriktirmiş olduğum bir birikimi filme dökmek istedim. Çıkmış olduğum bu yolda şimdi hayallerimi hayata geçirmemin zamanı geldiğine inandım ve kendi hayatımın kesintilerinden T.U.Z adlı kısa metrajlı bu filmi çektim. Neden T.U.Z dediğimizde, sizlere şunu şöyle izah edeyim. Bu film bana bir annenin şefkatini, yüreğini, çocuğun vurdumduymazlığını ve bir annenin çocuğuna karşı çaresizliği şeklinde özetleyebilirim. Bu filme uyarlamış olduğum yaşantımı yaşamış olduğum bu süreci anlatmaya çalıştım” dedi.KENDİ MEMLEKETİNDE KENDİ FİLM ŞİRKETİNİ KURDUOldukça meşakkatli bir yoldan geçerek hayatın tüm zorluklarını birebir yaşayarak öğrenen Bitlisli Sedat Yetkin, aradan geçen 14 yılın ardından Bitlis’in Tatvan ilçesinde kendisine ait “Bapir” isimli film yapım şirketini kurdu. Aynı zamanda Bitlis’in ilk film yapım şirketini de kurmuş olan Sedat Yetkin, “T.U.Z filminden sonra ‘Bapir’ isimli film yapım şirketimi kurdum. Şirketimi kurmamla beraber ilk sinema filmim için kolları sıvadım. Çekimlerini yapacağım şehirde, yani Tatvan’da filmim için mekanlar bakmaya başladım. Filmimde ne var derseniz, tarihe not düşecek kadar iyi bir çalışma. Filmimde dram, aksiyon ve heyecanı iyi perçinlenmiş bir yapım var. Filmin oluşum süresi tahmini 9 ay gibi bir süreyi bulur. Tabi şunu söylemeden geçmek istemiyorum. Ben sinemanın akademik bir eğitimini almadım, alaylı, yani çekirdekten yetişme bir yönetmenim diyebilirim. Ama akademik eğitim almamam başarıyı yakalamamda engel olmayacağını düşündüğümden vazgeçmedim ve çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Son olarak şunları söylemek istiyorum. Film yapmanın dışında bazı hedeflerim var. Bunlardan bir tanesini örnek verecek olursak, doğduğum şehirde bir sanat merkezi kurmak ve burada içinde sanat aşkı olan insanların hayallerine kapı açmak. Çünkü ben ‘sanat sanat içindir’ diyenlerden değil, ‘sanat toplum içindir’ diyenlerdenim. İnşallah bu hedeflerime de en kısa sürede ulaşacağım” şeklinde konuştu.